Sapan, önergesinin gerekçesinde, Antalya, 206.000 dekarlık örtü altı sebze ve 4.120 dekarlık kesme çiçek üretimi ile Türkiye’de seracılığın başkenti olduğunu, örtü altı üretiminin yüzde 52’si Antalya’da gerçekleştirilmekte olup 1,7 milyon tonluk domates üretimi ile Türkiye domates üretiminin yüzde 16’sını karşıladığını belirtti.
Sapan, şu görüşlere yer verdi: “AKP İktidarı öncesinde yüzde 10 yıllık büyüme hızına sahip seracılık sektörünün yıllık büyüme hızı yüzde 3’lere düştü. Bu düşüşte belli bir doygunluk noktasına gelinmesinin yanı sıra gıda güvenliğine yönelik önlemlerin yeterince alınmaması nedeniyle zaman zaman ihracatta yaşanan sıkıntılar ve artan girdi fiyatlarına karşın ürün fiyatlarının yerinde sayması önemli rol oynadı.”
Sebzelerin hal fiyatları ile market fiyatları arasında 3 kat fark var!!
Yine araştırma önergesinin gerekçesinde, sebzelerin hal fiyatları ile market fiyatları arasında yaklaşık 3 kat fark olduğunu, üreticiden çok aracının kazandığı bu yapıda üreticinin yeterince örgütlü olmayışından bahsedildi. Bunun yanında 2006 yılında çıkarılan üretici birlikleri yasasının Türk tarım yapısına uygun hazırlanmadığı için kurulan üretici birlikleri işlevsel olamadığını, Antalya’da 7’si seracılık alanında olmak üzere kurulan 31 üretici birliği kâğıt üzerinde kaldığını ve ortaklarına ucuz girdi temin edemeyen ve danışmanlık hizmetleri veremeyen, bununla birlikte ortaklarının ürünlerini pazarlama yetkisi olmayan birliklerin AKP İktidarının şov aracı olmaktan öteye geçemediği görüşünü savundu.
Yıldıray Sapan ayrıca, “Üreticinin her geçen yıl daha az kazanması ve sadece emeğinin karşılığını alması Antalya’da girdi imalatçısı, ithalatçısı ve pazarlayıcılarını da ciddi anlamda etkilediğini, bu alanda birçok firmanın batmış veya el değiştirmiş olduğunu, tarım sektöründe faaliyet gösteren firmaların banka kredileri ile ayakta durmaya çalıştığını” belirtti şu görüşleri ekledi:
“Bu tablonun devamı ve ekonomik krizin derinleşmesi, gelecekte iflasların artmasına neden olacaktır. Sera ürünlerinin yüzde 15’i dış satıma konu olmakla birlikte, iç piyasa fiyatlarının oluşmasında çok önemlidir. Pestisit kalıntısı nedeniyle ihracatta yaşanan geri dönüşler tam anlamıyla ortadan kaldırılamamıştır. Bunun nedeni Ziraat Mühendislerinin üretimin her aşamasında üreticilerle bir araya getirilemeyişidir. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından yerleştirilmeye çalışılan serbest tarım danışmanlığı, sistem doğru kurulmadığı için arzulanan sonuçları doğurmamıştır. Serbest tarım danışmanlığının gelişip yaygınlaşması, tek başına üreticinin desteklenmesine dayalı planlandığından arzulanan sonuç alınmamış ve model yaratılmamıştır.”
İlaç kalıntısına mutlaka kesin çözüm bulmak şart!
Yine araştırma önergesinin gerekçesinde, “İlaç kalıntıları sorununa çözüm olarak getirilen “bitki koruma ürünlerinin reçeteli satışı” uygulamasının kâğıt üzerinde kaldığını, üreticiyi doğru ilaçla buluşturmak yerine zirai ilaç bayilerini baskı altında tutma mekanizmasına dönüşen bu uygulamanın Türkiye koşullarına ve üretici mühendis ilişkilerine göre yeniden düzenlenmesinin şart olduğu” belirtildi. Bununla birlikte “Tüm ilaçların reçete ile satışı uygulamasından vazgeçilerek, sadece insan ve çevre sağlığı açısından tehdit oluşturan ilaçların reçete ile satışına geçilmesi gerektiği, üreticilerin tarım ilaçlarını usulüne ve tekniğine uygun kullanması için ziraat mühendisi ile çalışabileceği bir yapı oluşturulmasını ve bunun için üreticilerin üretici örgütleri bünyesinde bir araya gelmeleri ve danışmanlık desteklerinin kooperatif - birlikler üzerinden tarım danışmanlarına vermekten geçmekte olduğu” kaydedildi.
Yıldıray Sapan, “Dış alımcılar ve süper market zincirleri arzda devamlılık ve ürün kalitesinde standart aramakta ve bunun için ülkemizde büyük ölçekli işletmelerin kurulmasına ihtiyaç bulunduğunu, bu konudaki en büyük engelin de arazi yetersizliği olduğunu, yatırımcıların yeterli büyüklükte arazi bulamamaktan yakındığını belirtmiştir”. Ve eklemiştir “Organize sera bölgeleri kurulmalı ve modern işletmelerin kurulması konusunda yatırımcılar desteklenmelidir. Küçük ölçekli işletmelerin alt yapı eksikliklerinin giderilmesi için kredi desteği sağlanmalı ve üretici örgütlerine de organize sera bölgelerinde yatırım imkânı getirilmelidir.” görüşünü dile getirdi
Sapan, “Seracılığın sorunlarını tartışmak ve çözümler bulmak için Meclis çatısı altında bir “Araştırma Komisyonu” kurulması gerekliliğinden bahsederek ve bu konuda elinden gelen gayreti göstereceğini” belirtti.