Aydınlık Gazetesi’nin bugünkü manşeti, şantajın ne boyutlara kadar vardığını gösterdi. Aile hayatının gizliliğinin ihlal edildiğinin anlaşıldığı bu haberde, genelkurmay başkanın ailesine kadar izlendiği ve fotoğraflandığı ortaya çıktı.
Haberde şöyle denildi:
‘Polisler, ABD’nin Ankara Büyükelçiliği’nde verdiği ‘Ergenekon’ brifinginde, ellerinde eski Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt’ın kızının cinsel aktiviteleri hakkında belgeler ve fotoğraflar bulunduğunu açıklıyor” (Aydınlık Gazetesi)
DOLMABAHÇE İDDİASI
Aynı konuda bir haber Yurt Gazetesi’nde de yayınlandı. Yurt’un haberinde Başbakan Erdoğan'a ağır ithamlar var. İddia edilen o belgelere dayanarak Dolmabahçe görüşmesinde Büyükanıt'ın şantajla karşı karşıya bırakılmış olabileceğini yazan gazete Dolmabahçe zirvesiyle ilgili şu ifadelere yer veriyor:
"Ancak daha önemli skandal bugüne kadar içeriği açıklanmayan 4 Mayıs 2007 günü Dolmabahçe de Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt ve Başbakan Tayyip Erdoğan arasındaki görüşmede bu bilgilerin masaya konup konmadığı. ABD'li diplomatların aktardığı bilgiler, Büyükanıt'ın Dolmabahçe'de bir seks şantajıyla karşı karşıya kaldığını gösteriyor.
Başbakan Tayyip Erdoğan. Dolmabahçe'deki görüşmeye ilişkin "Bu benimle mezara gider, inanıyorum ki Sayın Büyükanıt da böyle düşünüyor. Sayın Büyükanıt açıklamaya kalkarsa o zanıan ben de yaptığımız görüşmeyle ilgili şeyleri açıklarım" demişti. Yaşar Büyükanıt ise Dolmabahçe ile ilgili sorulara "Bunlar devlet işidir. Dolmabahçe görüşmesi de öyledir" demiş, bu iddialarla ilgili dava açtığını hatırlatmıştı.
(Gazeteciler)
Başbakanlık Basın Merkezinin internet sitesinde yer alan açıklama şöyle:
''İstanbul'da Başbakanlık Dolmabahçe Çalışma Ofisi'nde 4 Mayıs 2007 tarihinde Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt arasında gerçekleşen görüşmeye dair bugün bazı gazetelerde ileri sürülen şantaj iddiası gerçeği yansıtmamaktadır.
Mesnetsiz iddiaların haber olarak sunulması, kamuoyunu doğru bilgilendirme ilkesiyle de bağdaşmamaktadır.
İlgili yayın organlarına karşı her türlü hukuki hakkını mahfuz tutan Sayın Başbakanımız, gerçekle örtüşmeyen bu tür iddiaları esefle karşılamaktadır.''