1960 yılının ilk günü, 23 yaşında gencecik bir foto muhabiriyken Yeni İstanbul Gazetesi yönetiminin talimatı ile Piyer Loti Oteli'nde kalan Bediüzzaman Said Nursi'nin fotoğrafını çekti. Saidi Nursi’nin namazını bozarak ‘çekme’ işareti yaptığı fotoğrafa imza attı.
Saidi Nursi, bu fotoğraf çekildikten 2.5 ay sonra 83 yaşında yaşamını yitirmişti. Gazeteci Sökmen Baykara, fotoğrafın çekilme hikâyesini Zaman'dan Tuncer Çetinkaya’ya anlattı. İşte o haber;
“35 yıllık foto muhabirliğim süresinde çektiğim en önemli fotoğraf odur" diyor ve ekliyor: "Bu fotoğraftan sonra hayatım değişti. Transfer teklifleri aldım. Hayatımda ilk ödülü bu fotoğraf sayesinde aldım. Maaşım 4 kat arttı. Bir anda piyasada büyük sükse yaptım." Baykara, ayrıca Bediüzzaman Said Nursi'nin İstanbul'dan ayrılırken talebeleriyle haber göndererek, "Fotoğraf çeken genci affettim, o işini yaptı" dediğini aktarıyor.
Baykara, 1958'de İstanbul Fındıkzade'deki Gazetecilik Meslek Lisesi son sınıfta iken Yeni İstanbul Gazetesi'nde mesleğe başlamıştır. 1960 yılının ilk günü yazı işlerinden bir talimat verilir: "Said Nursi İstanbul'a geliyor. Piyer Loti Oteli'nde kalacak, mutlaka fotoğrafını çekmelisin." Gazetenin fotoğraf konusunda ehemmiyetle durmasının sebebi bellidir: O tarihe kadar Türkiye'nin gündeminde olan, hakkında hemen hemen her gün davalar açılan Said Nursi'nin doğru düzgün hiç fotoğrafı yoktur.
Said Nursi, 1 Ocak 1960'ta Piyer Loti Oteli'nin 3. katındaki 28 numaralı odaya yerleşir. Baykara, "Her gazete en az 5-6 foto muhabiri görevlendirmişti. Gazetecilerin büyük ilgisi vardı. Bizim gazete küçük olduğu için sadece ben görevliydim." diyor. Sabaha kadar uyumadığını ve Said Nursi'nin odasını gözetlediğini söyleyen Baykara şöyle konuşuyor: "Fotoğraf çekmek mümkün değil. Talebeleri sürekli yanında, odanın penceresi perdelerle kapalı, hiç açılmıyor. Dışarı çıktığında şemsiyelerle kapatılıyor. Sabah olunca otelin karşısındaki binaya çıktım, orada çatıda odayı gözetlerken öğle namazı vaktinde perdenin açıldığını fark ettim. Odanın penceresi Sultanahmet Camii'ne bakıyordu. Meğer Said Nursi namazını camiye bakarak kılıyormuş. O zaman tele objektif olmadığı için fotoğraf çekme imkânı da yoktu."
Koşarak Said Nursi'nin kaldığı odanın katına çıktığını aktaran “Baykara, tek şansım vardı; 30 numaralı oda. Burada da evli bir çift kalıyormuş. Onlara yalvardım. Bana acıdılar ve 'tamam' dediler. Balkona çıktım. Düz, uzun bir balkondu ve her odanın pencere ve kapısı balkona açılıyordu. Yerde sürünerek Said Nursi'nin odasına yaklaşırken bir gürültü koptu. Meğer balkonda bir leğen varmış ona çarpmışım. Kafamı kaldırdığımda 29 No'lu odadaki talebelerinin bana baktığını gördüm. İçlerinden biri, "Bırak kardeşim, Üstad'ı o haşmetli vaziyetle çeksin." dedi. Hemen yan odanın penceresine geçtim ve heyecandan ancak 2 kare fotoğraf çektim. Birinde namaz kılıyordu. Diğeri ise namazı bozup 'çekme' diye işaret ettiği bu fotoğraftı."
Yeni İstanbul Gazetesi'nde 7 yıl çalıştıktan sonra 28 yıl da Hürriyet Gazetesi'nde foto muhabirliği yapan Baykara, 1992'de emekli olmuş. 35 yıllık foto muhabirliği süresi içinde veya sonrasında onlarca ödül alan Baykara, "1972'den itibaren her yıl fotoğraf ödülleri aldım. Milletvekili satışlarını belgeledim, yerli ve yabancı devlet adamlarının özel hayatına şahit oldum. Kıbrıs savaşına katıldım ama hayatımın en anlamlı fotoğrafı Said Nursi'yi çektiğim o fotoğraftır." diyor.