Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Antalya’nın Alanya İlçesi'nde ilçe protokolü ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle kahvaltıda bir araya geldi. Arınç birara dürbünle dağları seyretti. Gazeteciler bu kareyi o sırada, sahilde uzanan turistlerle birlikte görüntüledi.
Kahvaltı sonrası basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Arınç, CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’ün 'Dersim İsyanı' ile ilgili açıklamalarını değerlendirdi. 1930’lu yılların ortalarında 'Dersim İsyanı' diye bilinen çok zor bir dönem yaşandığını belirten Arınç, "Çünkü o günleri yaşayanların ifadesiyle insanlar sığındıkları yerde bombalanmak suretiyle, Sabiha Gökçen'in de içinde bulunduğu uçaktan atılan bombalarla fareler gibi öldürüldüklerini ve toplu olarak katliam yaşandığını söylüyorlar” dedi. Bu bilgilerin sadece Dersim Olayları sonrası idam edilen Seyit Rıza'nın iddiaları olmadığını kaydeden Arınç, “Bu sadece Seyit Rıza'nın değil, onunla birlikte olanların da çocuklarıyla, kadınlarıyla, hayatta kalanların sürüldüğünü, çocukların başkalarına evlatlık olarak verildiğini, 'Dersim'in Kayıp Çocukları' isimli kitaplar da yazıldığını biliyoruz. Şüphesiz Atatürk hayattadır ve İsmet Paşa Başbakan'dır ve sorumlu bir hükümet de vardır, Cumhuriyet Halk Partisi hükümetidir. Dolayısıyla alemde hiçbir gerçek gizli kalmamalıdır. Dersim gerçeği bugün ortaya çıkarılmalı ve tarihimizle yüzleşmeliyiz” diye konuştu.
MUĞLALI KIŞLASI'NIN ADI DEĞİŞTİ
Van’ın Özalp İlçesi'nde Orgeneral Mustafa Muğlalı Kışlası’nın adının değiştirildiğini hatırlatan Arınç, şunları söyledi:
"Nasıl Mustafa Muğlalı'nın ismi yanlış olarak bir kışlaya verilmiş ve yıllar sonra o kışladan ismi kaldırılmışsa. 33 suçsuz insanı kurşuna dizen General Mustafa Muğlalı, askeri mahkeme tarafından yargılanmış ve mahkum edilmiş, hayatını cezaevinde kaybetmişse. Halka karşı işlediği suçun karşılığı hiçbir zaman olayın yaşandığı yerdeki kışlaya isminin verilmemesiydi. Sağolsun bu yanlış bugünkü komutanlarımız tarafından giderildi ve bir şehit astsubayımızın ismi o kışlaya verildi."
DERSİM’İN BÜTÜN GERÇEKLERİ AÇIKLANMALI, ARAŞTIRMA KOMİSYONU KURULABİLİR
Bugün de Dersim'le ilgili bu kadar gizli kapaklı şey konuşmaya hiç gerek yok diyen Arınç, "Tarihimizle yüzleşmek adına Dersim'in bütün gerçekleri açıklanmalı ve bu konu gerek o zamanki siyasetçilerin varsa yanlışları, varsa doğruları, halka karşı ne yapıldığı, isyanın ana sebepleri, isyana karışanların kimlikleri ve isyandan sonra yaşananlar, bir tarih süzgecinden geçirilerek ortaya konulmalıdır. Bununla ilgili olarak Meclis'te bir araştırma komisyonu dahi kurulabilir. Biz gerçeklerin bizi acıtsa bile ortaya çıkmasından yanayız."diye konuştu.
ÖNEMLİ OLAN KILIÇDAROĞLU'NUN TUTUMU
Hükümet olarak gerçeklerin ortaya çıkmasından yana olduklarını vurgulayan Arınç, "Türkiye'de herkesin Dersim'de yaşananları bilmesi gerekiyor. O bölgenin bir milletvekilinin Dersim’de yaşananlarla ilgili olarak kendi partisini sorumlu tutan davranışı bence önemlidir. Ben o kişinin avukatı değilim ama o partide bu konuşmaya karşı çıkanlar vardır. Ayrıca bir toplantı yaparak bu kişiyi suçlamışlar ve partiden adeta ihracını istemişlerdir. Burada önemli olan Kemal Kılıçdaroğlu’nun tutumudur. Çünkü bu kişi Tuncelilidir. Hatta o isyan ve isyan sonrasındaki şikayetlerini o zamanın İhsan Sabri Çağlayangil’e anlattığı bilinmektedir. Demek ki o olaydan kendisinin de şikayetçi olduğu bir gerçektir" diye konuştu.
GEÇMİŞLE YÜZLEŞMELİYİZ
Dersim konusunda açıklama yapan Hüseyin Aygün'e yönelik 'despot' bir tavır takınılmasını CHP'nin bir iç sorunu olarak gördüğünü dile getiren Başbakan Yardımcısı Arınç, şöyle konuştu:
"Genel Başkanı ile partisinin daha önce hesaplaşması mümkün olabilir. Ama bu konu bu kadar konuşulduktan sonra Meclis zabıtları da dahil olmak üzere, olayın canlı tanıkları da dahil olmak üzere, o güne ait kitaplar yazmış araştırmalar yapmış insanlar da dahil olmak üzere, mutlaka gerçekler ortaya çıkarılmalıdır ve yine kendi şahsi düşüncem eğer bir Meclis araştırma komisyonu bu amaçla kurulursa, nasıl kurulacağını iç tüzüğümüz gösteriyor, doğrusu Meclis'in yapacağı çok hayırlı bir faaliyet olarak da görebiliriz.
İSKİLİPLİ ATIF HOCA KONUSU ÜZERİNDE DE DURULMALI
Tarihimizle yüzleşeceğimiz şeyler sadece Dersim'den de ibaret değildir diyen Arınç, "Mesela İskilipli Atıf Hoca konusu da üzerinde durulması gereken bir konudur. Merhum İskilipli Atıf Hoca'nın neyle suçlandığı, niçin idama mahkum edildiği ve ona karşı yöneltilen adeta zulmü Türkiye'nin de artık konuşması lazım."
TİME DERGİSİ'NE KAPAK OLAN BAŞBAKAN ERDOĞAN'I KUTLADI
Alanya'da Filika Restoran'da ilçe protokolü ve sivil toplum kuruluşları temsilcileriyle kahvaltıda buluşan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı Amerika’nın ünlü Time Dergisi’ne kapak olmasından dolayı kutladığını belirten Arınç, "Time Dergisi bütün dünyada saygın bir dergidir. Yazıları, haberleri ve konuları bütün dünyada paylaşılır. Böyle saygın bir derginin kapağında yer almak önemli bir başarıdır" dedi.
'BEDELLİ ASKERLİK HERKESİN HOŞUNA GİDECEK'
Bedelli askerlik konusuna da değinen Arınç, bedelli askerliğin en son 1999 yılında yapıldığını kaydetti. Bu konuda Genelkurmay Başkanlığı’nın düşüncesinin dikkatte alınması gerektiğine işaret eden Arınç, "Yaş ve bedel konuları karara bağlandı. Ancak sayısal olarak herkes bundan istifade edemeyecek. Bedelli askerlik uygulaması herkesin hoşuna gidecek. Burada dikkat ettiğimiz husus, askerliği bir görev olarak bilen, çocuklarını bu amaçla yetiştiren ve özellikle terörle mücadele eden Türkiye’de halkımızın bu konuya nasıl baktığıdır. Bunu tatmin eden bir düzenleme yaptık. Buradan bir gelir temin edilecekse, terör mağdurları, şehitlerimiz, gazilerimiz, özürlülerimiz ve malullerimizin öncelikli olarak istifade edebileceği bir düzenleme yapıyoruz" diye konuştu.
'BEDELLİ BAHÇELİ'NİN SÖYLEDİĞİ YÖNTEME DAHA YAKIN'
Bedelli askerlikte yapacakları düzenlemenin CHP’nin teklifiyle en küçük bir benzerlik göstermediğini aktaran Arınç, şöyle konuştu:
“O yüzden Sayın Akif Hamzaçebi ve Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ‘bizim modelimizi uyguluyorlar’ diye boşuna sevinmesin. Göreceksiniz bu uygulamanın içerisinde CHP’nin hiçbir düşüncesi yok. Çünkü onlar ‘bedelli’ adı altında bedelsiz askerliği getiriyorlardı. Onların sisteminde askere gidecek 3 tane adam bulamazdınız. Böyle bir sistem. Bizim fikir ve düşünce itibariyle Sayın Bahçeli’nin söylediği yöntemle biraz yakınlığımız var. Yani halkın beklentilerini karşılayacak bir güzel yapı içinde bedelliyi getiriyoruz.”
VİCDANİ RETÇİLERE UYGUN BİR DÜZENLEME YAPILACAK
'Vicdani ret' konusunun hukuki bir düzenleme olduğunu söyleyen Arınç, şunları kaydetti:
“Bu Avrupa’da var. Avrupa Konseyi bizden de bu düzenlemeyi yapmamızı istiyor. Vicdani retçiler Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) gidiyorlar. AİHM’de ‘vicdani ret konusunda bir düzenleme yapın’ diye Türkiye’ye öneride bulunuyor. Bizim vazifemiz bir hukuki düzenleme yapmaktır. Çünkü konseyin bu talebini yerinde görüyoruz. ‘Benim vicdanım askerliği emretmiyor’ diyen insana karşılığında bir yaptırım getirmemiz lazım. Zorunlu askerlik olacak ama 'vicdani ret' talebinde bulunan bir insandan, askerlik süresi kadar veya daha fazla kamu hizmeti yapmasını isteyeceğiz. Bunun Avrupa’da örnekleri var."
Teoman ERİŞ - Mustafa SERTER/ALANYA (Antalya), (DHA) -