Cem Garipoğlu soruşturmasında karar
Cem Garipoğlu soruşturmasında karar
Konyaaltı'nda 'Dijital Dünya ve Çocuk' paneli
Konyaaltı'nda 'Dijital Dünya ve Çocuk' paneli
Antalya'da elektrikli ısıtıcı ve soba kullanımı uyarısı
Antalya'da elektrikli ısıtıcı ve soba kullanımı uyarısı
Öldürülen köpeğin bir yavrusu daha sağ bulundu
Öldürülen köpeğin bir yavrusu daha sağ bulundu
9 Temmuz 2012 Pazartesi - 12:15

Sağlık Bakanı sigara yasağını örnek verdi; 'Sırada alkol var ama' dedi

Sağlık Bakanı Recep Akdağ: Sigaradan sonra sırada alkol ve kürtaj var.

Sağlık Bakanı sigara yasağını örnek verdi;  Sırada alkol var ama  dedi
Facebook'ta Paylaş Twitte'da Paylaş Google+'da Paylaş Haberi Yazdır Arkadaşına Gönder Metni küçült Metni büyüt

"Biz Sağlık Bakanlığı olarak şu anda dikkati iki noktaya yoğunlaştırıyoruz. Aslına bakarsanız dört noktaya yoğunlaştırmaya çalışacağız. Bir; sigara kullanmayın. Orada bayağı başarılı olduk. Sigara kullanım oranı yüzde 33’lerden, yüzde 27’lere düştü. İki; alkol kullanmayın. Henüz girmedik bu konuya. Çünkü, alkol sigara kadar büyük bir sorun değil Türkiye’de. Bu konuya da gireceğiz. Ama sırası var...

Ben Sağlık Bakanı olarak bu hususta gelecek eleştirilerden hiç korkmam. Çünkü biz alkolün de aynı sigara gibi son derece zararlı bir madde olduğunu biliyoruz. Bir zehir bu! Aslında iki zehir bunlar. Sigara da bir zehir, alkol de bir zehir... Günde bir kadeh şarap öneren doktorlar da tamamen yanlış öneriyorlar. Açık söylüyorum, öyle bir şey yok. Bunlar uyduruk işler!

Aslında yeni başlattıkları obeziteyle mücadele kampanyası için söyleşi istemiştim. Uzun uzun da konuştuk Sağlık Bakanı Recep Akdağ ile bu konuyu. Hatta, “Ben de obezite sınırındaydım, 10 kilo verdim” diyen Akdağ, nasıl zayıfladığını da ayrıntılarıyla anlattı. Gayet açık ve samimi bir üslupla... Ama söyleşinin sonunda, “Maalesef daha fazla vaktimiz yok, bitirmeliyiz” dediğinde, alelacele sorduğum iki soruya öyle cevaplar verdi ki, kimse kızmasın oradan başlıyorum aktarmaya..."

Alkole de gireceğiz ama sırası var

- Türkiye’de aşırı kilolu insan sayısının 25 yılda ikiye katlandığını, hedefinizin bir yılda bir milyon şişman insanı zayıflatmak olduğunu söylediniz. “Günde 10 bin adım atmalıyız. Az yemeliyiz” dediniz... Peki ya başka?

Sağlıklı yaşama konusu, bizim durumumuzdaki ülkelerin en önemli sağlık konularından biri aslında. Belki de en önemlisi. Çünkü insanların hastalıklardan korunmasıyla doğrudan ilgili. Özellikle de bebeklerin, hamilelerin, çocukların... Biz doğrudan Sağlık Bakanlığı’nın yaptığı çalışmalarla, insanların hastalıklardan korunmasıyla ilgili hususlarda çok ilerledik. Bugün Türkiye, Avrupa’nın aşılama konusunda bir numaralı ülkesi. Gerek kapsam itibariyle, gerekse ulaştığımız çocuk itibariyle. Hakeza hamilelerimizin takibi, yeni doğan bebeklerin taramaları, onların demir ve D vitamini gibi ek destekleyici vitamin ve minerallerle desteklenmesi konusunda çok iyiyiz. Ama bir de kişinin kendisinin sağlıklı yaşamasını sağlayacak, Batılıların ‘sağlık promosyonu’ dediği, bizimse ‘sağlığın geliştirilmesi’ diye kullandığımız bir kavram var. Biz promosyon kelimesini kullanmadık. Çünkü bu kelime bizde tencere, çömlek dağıtma olarak anlaşılıyor. Ama promosyon kelimesini Türkçe’ye çevirdiğiniz zaman “geliştirmek, teşvik etmek” anlamlarına geliyor. Dolayısıyla biz bu sağlığın geliştirilmesi konusunda Dünya Sağlık Örgütü’nün de önemsediği birkaç ana hususu öne çıkarttık. Tabii bunlar tecrübelerle öne çıkmış hususlar. Çeşitli ülkelerin geçirdiği serüvenler dikkate alınarak ortaya çıkmış hususlar. Bunlardan birincisi sigaraydı. Orada büyük bir başarı sağladık. O başarı devam ediyor.

- Oran verebilir misiniz, nereden nereye geldik sigara içiminde?

Türkiye’de yüzde 33’tü sigara içme oranı. Yüzde 27’lere kadar geriledi. Bu sene büyük bir araştırma daha yapıyoruz. Muhtemelen bu oranın biraz daha gerilediğini göreceğiz. Ama bundan da önemlisi, gençler ve çocuklarda sigara içme oranları azalıyor. Biz sigaradaki başarıyı çok önemsiyoruz. Neden “Sigara, sigara!” dedik. Bakın bütün toplumdaki kimyasallar, maruz kalabileceğiniz, tartışılan ne varsa, hepsini toplayın, sigaranın bu ülkede kanser yapıcı etkisinin üçte birini yapmaz onlar. O zaman dikkati en başta nereye çevirmek lazımmış? Herhalde sigaraya çevirmek lazımmış. Onun için biz de sigaraya çevirdik. Siz şimdi organik besin tüketin, çok dikkat edin yemeğinize, içine katkı maddesi konmuş hiçbir şey yemeyin, içmeyin, evinizde de eşiniz sigara içsin, siz de o sigara dumanını soluyun. Geçmiş olsun!

Sigara içen herkesin cebinde bir Çernobil var!

- Vallahi ben aynı durumdayım!Evde sigara içiliyor...

Eğer o durumdaysanız boşuna uğraşıyorsunuz. Hiç uğraşmayın. Asıl en büyük zararlıyı hep göz ardı ediyoruz. Ben birçok kere bu örneği kullandım. Bir zamanlar Çernobil’den bahsediliyordu ya, biz geldiğimizde bazı araştırmalar da yaptıkbu konuda, ben diyordum ki, “Çernobil, sigara içen herkesin cebinde. Evinde sigara içilen herkesin evinde de bir Çernobil var.”

Çernobil’den niye korkuyoruz? Kanser yapar diye değil mi? Peki sigaradan korkmuyor muyuz? Nükleer enerjiye karşı olanlarımız var. İşte, ileride risk olur kanser açısından diye. İyi de kardeşim sigara dumanına maruziyet şu anda yaşadığımız en büyük kanser riski. Sigara bugüne kadar gösterilmiş olan en önemli kanserojen madde. O zaman dikkati nereye yönelteceğimize iyi bakmamız lazım. Biz şu anda Sağlık Bakanlığı olarak dikkati iki noktaya yoğunlaştırıyoruz. Aslına bakarsanız dört noktaya yoğunlaştırmaya çalışacağız. Bir; sigara kullanmayın. İki; alkol kullanmayın. Henüz girmedik bu konuya. Çünkü, alkol sigara kadar büyük bir sorun değil Türkiye’de. Batılı ülkelerde ise çok büyük bir sorun.

Obezite ve hareketsizlik alkolden daha önemli

- Ne zaman gireceksiniz bu konuya, neler yapacaksınız?

Tabii ki bu konuya gireceğiz ama sırası var daha. Çünkü obezite ve hareketsizlik ondan daha önemli. Bunların hepsine birden girersek bu sefer topluma mesajımızı veremeyiz.

- Alkol konusu politik olarak da çok tartışılacak bir konu olacaktır...

Yoo, ben Sağlık Bakanı olarak hiç o hususta eleştiriden korkmam. Çünkü biz alkolün de aynı sigara gibi son derece zararlı bir madde olduğunu biliyoruz. Bir zehir bu. Aslında iki zehir bunlar. Sigara da bir zehir, alkol de bir zehir.

- Kalp ve damar sağlığı için doktorlar günde bir kadeh kırmızı şarap öneriyorlar ama... Damarları genişletir diye...

Önerenler tamamen yanlış öneriyor. Öyle bir şey yok. Bunlar uyduruk işler. Bakın açık söylüyorum, bunlar uyduruk işler!

- Aynı zamanda çok iyi bir antioksidandır deniyor şarap için...

Yok öyle bir şey diyorum. Bunlar ilgili firmaların yutturmacaları. Yıllarca sigara için bunu yutturdular. Şimdi alkol için aynı şeye devam ediyorlar.

- Nasıl?

Doktorların ağzına sigara vererek, yıllarca reklam filmleri çektiler.

- Peki Sağlık Bakanlığı olarak dikkati dört noktaya yoğunlaştırmaya çalışacağız dediniz. Biri sigara, ikincisi alkol kullanımı. Üç ve dört nedir?

Üçüncüsü, fazla yemeyeceğiz, kararında yiyeceğiz. Dördüncüsü de, hareket edeceğiz. Sağlıklı yaşamak için en önemli hususlar bunlar.

*****


Kürtaj konusunu yeniden gündeme getireceğiz!

- Kürtaj konusu tekrar gündeme gelecek mi önümüzdeki dönemde?

Kürtaj konusunda kopartılan fırtınalar aslında yanlış kopartıldı. Başından beri bizim istemli kürtajın tamemen yasaklanmasıyla ilgili bir beyanımız olmadı. Ama kürtaj bir çocuk yapmayı planlama yöntemi gibi de algılanmamalıdır asla. Dünya Sağlık Örgütü kürtajı şöyle tanımlıyor; belli ölçüler içersinde istemli kürtajlar erişilebilir ve güvenilir olmalıdır. Ama bir de nadir olmalıdır. Şimdi bu nadir tarafına pek girilmiyor. “Benim bedenim” lafını da ben doğru bulmuyorum. Evet, elbette senin bedenin. Ama oradaki canlının da hakkı var. Şimdi bunu kabul etmediğiniz anda ne olur biliyor musunuz, o hafta kısıtlamalarında vesaire? O zaman sizin bedeninizse, çocuk doğmadığı müddetçe demek ki 8 aylık bebek de anne karnından kürtajla alınabilir anlamına mı geliyor?

- Biliyoruz ki bunun sınırları var. Avrupa ülkelerinde de, bizde de...

Bu sınırları neye göre koyuyoruz?

- Bu kararın kadın için ne kadar zor bir karar olduğu çok konuşuldu...

Bakın ben şunu söylüyorum; biz kürtajla ilgili hangi kuralları getirirsek getirelim, benim bir tıp doktoru olarak, bir çocuk doktoru olarak ve bir insan olarak vicdani kanaatim şudur; kürtaj yaptırılmamalıdır. Kadın ona göre tedbirini almalıdır, çocuk sahibi olmamalıdır... Bana göre eğer tedbir alınırsa kadın çocuk sahibi olmaz. Biz kadının buna ulaşmasını sağlayalım. “Hipokrat yemini, Hipokrat yemini” diyoruz, kaynaklarını açın bakın, Hipokrat yemininde ne yazar biliyor musunuz? “Bir kadının çocuğunu düşürmesine yardımcı olmayacağım” yazar. Bizim yeminimizde var bu. Onun için topluma şunu pompalamamalıyız; kürtaj adeta çocuk yapmamak için doğal bir yöntemdir! Bunu pompalarsak çok yanlış bir şey yapmış oluruz. Asıl biz hep beraber şunu söyleyelim; bir kadın ne kadar çocuk sahibi olmak istiyorsa, onun modern bir şekilde korunabileceği bütün yöntemelere ulaşmasını sağlayalım. Zaten şu anda Türkiye’de bu sağlanıyor. Bunun önündeki sosyal ya da psikolojik bariyerleri de kaldıralım. Kadın istediği gibi korunsun, kadınla erkek birlikte korunsunlar ve çocuk sahibi olmasınlar.

- Aile planlaması konusunda eğitimleriniz de olacak o zaman?

Zaten var. Ben bir aile üç çocuk sahibi olsun isterim. Ben altı çocuk sahibiyim. Ama bir insan çocuk sahibi olmak istemiyorsa ya da sadece iki çocuk sahibi olmak istiyorsa da bu hakka kolayca erişebilmelidir.

- 2007’de yaptığımız söyleşide, “Altı çocuğunuz var... Acaba aile planlaması yapmadığınız için mi, yoksa gerçekten çocukları çok sevdiğiniz için mi?” diye sormuştum size. “Aile planlaması yapmasaydım herhalde 15 çocuğum olurdu. Ben de yaptım, biz de yaptık” demiştiniz. “Ama çok çocuğu teşvik eder yönde konuşmalarınız var” dediğimde de, şöyle devam etmiştiniz; “Hayır. Her aile bakabileceği ve arzu ettiği kadar çocuk sahibi olabilir. Biz ailelere çocuk sayısı vererek, bu işi yönlendiremeyiz...”

Öyle tabii... Biz altı çocuk sahibi olduk. Onları da planlayarak yaptık.

- Bütün bu konuştuklarımızdan şunu çıkarıyorum; kürtaj konusu kapanmadı, yeniden gündeme gelecek. Doğru mu?

Tabii gelecek. Güvenilir, erişilebilir ve nadir olması için elimizden geleni yapacağız.

- Peki ama kürtaj yasaklanırsa merdiven altına iner, bu kadın sağlığı açısından çok riskli olur, zengin olan gider yurtdışında yaptırır, olan yoksula olur deniyor...

Bakın ben ne diyorum; erişilebilir, güvenilir ve nadir olacak. Bizim Bakanlar Kurulu’na götürdüğümüz rapor böyle önerilerle dolu.

Tıp fakültesi öğrencilerine 310 lira harçlık vereceğiz

- Tıp fakültesinde okuyan öğrencilere maaş bağlayacağınızı açıkladınız... Kaçıncı sınıftan itibaren?

Harçlık diyelim ona... 6’ncı sınıfta, intörnlükte vereceğiz.

- Ona çok sevindim...

O benim için çok önemli bir husustu. Bir tek asistanken bize para verirlerdi.

- Benim bir arkadaşım Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ni badana boya yaparak bitirebilmişti ancak. O zamanlar iş olanakları da şimdiki gibi değildi... Acilde nöbet tutar, sonra bir de badana yapardı. Neyse ki çok başarılı bir doktor oldu...

Şimdi burs olanakları da var biliyorsunuz. Ayrıca bu harçlığı da verirsek öğrenciler rahat edecek.

- Peki ne kadar olacak harçlık?

Her ay 310 lira.

VATAN

 
Kaldırımda siesta
 
BİG CHEFS
YORUMLAR
Toplam 2 yorum var, 2 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
9 Temmuz 2012 Pazartesi 15:08

katılıyorum tamamına değil

Yorumu oyla      3      3  
şeyma 9 Temmuz 2012 Pazartesi 13:45

benim ciğerim benim kararım sağlık bakanına ne oluyo

Yorumu oyla      3      3  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Bülent Ersoy coştu, coşturdu
Zonguldak'ın Ereğli İlçesi'nde düzenlenen 'Uluslararası Sevgi Barış Dostluk ...
Kılıçdaroğlu Çatalca 31.Erguvan Festivali’ne katıldı
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Çatalca'da bu yıl 13. düzenlenen Erguvan festivaline katıldı.
Bursaspor günü üç idmanla tamamladı
Bursaspor Avusturya kampının ikinci gününü üç antrenmanla geçirdi.
 
Kıdemde son viraj
Kıdem tazminatı fon sisteminde sona gelindi. Tazminat için 1 yılı doldurma ...
Türk tiyatrosu yasta
Türk tiyatrosuna ''Midas'ın Kulakları'' oyununun da arasında olduğu birçok ...
Oynak ÜFE kiracıyı vuracak
Borçlar Kanunu'nda konut kirası artışları ÜFE'ye endekslenirken, enflasyonun ...
 
Bitişiğinde temel kazısı yapılan 2 katlı binanın bir bölümü çöktü
Sakarya'nın Pamukova İlçesi'nde, yanında temel kazısı yapılan iki katlı bir evin bir bölümü çöktü.
Kadın arkadaşıyla buluşmaya giden kahvecinin 2 gün sonra cesedi bulundu
Sakarya'nın Pamukova İlçesi'nde kahvehane işletmeciliği yapan 56 yaşındaki ...
Ömür boyu fişleme
Suç işleyenlerin kayıtlarının tutulduğu Adli Sicil Arşivi ve UYAP Bilgi ...
 
Dursun Gündoğdu
Siyasette bir tornistan hikayesi
YAZARLAR
Turgut Güngör
Turgut Güngör
Mustafa Kemal'e ceza verilemez
Serpil Nur Abiral
Serpil Nur Abiral
Bitmedi, bitmiyor, bitmeyecek…
Halit Çelikbudak
Halit Çelikbudak
Robotaksi dönemi
Sude Karataş Geyikci
Sude Karataş Geyikci
757 yıllık bir Yörük geleneği
İsa Altun
İsa Altun
İban vurgununa dikkat
Mesut Gürkan
Mesut Gürkan
Denizin güzelliği ve yaşadığım simit şoku…
H.O.P
H.O.P
Ülkemize biçilen rol
Prof. Dr. Yakup Alıcıgüzel
Prof. Dr. Yakup Alıcıgüzel
Türkiye’nin problemi yok, problemi bireysellik..  
Nesrin Mater
Nesrin Mater
Karadağ ve tembellik üzerine 10 tavsiye
ÇOK OKUNANLAR
ARŞİV
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA GÜN HABER
ASTROLOJİ
Koç
 
21 Mart - 20 Nisan
 
Ana Sayfa Türkiye Antalya BURDUR ISPARTA Siyaset Turizm Resmi REKLAMLAR KAMPÜS Spor GÜN'ün ürünü
KünyeHakkımızda KünyeKünye İleti�YimIletisim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva