Samsun'da sahibi olduğu Avangart Sanat Merkezi'nde uzun yıllar sanatsal etkinlikler düzenleyen, geçen yıl 214 günde bin sanatçıyı bir araya getirmesiyle dikkati çeken 28 yaşındaki Fatih Küçük, Türkiye'yi baştan başa gezerken Antalya'dan da geçti.
İLK BİLET MALATYA'YA
Ocak ayında Samsun'da sahip olduğu her şeyi terk edip sadece resim çantasıyla evden çıkan ve otogara giderek portre resim yapıp kazandığı parayla Malatya'ya kadar bilet alan Küçük, gittiği her yerde temel ihtiyaçlarını ve yol parasını karşılayabilecek şekilde resim yapıp sattı. Fatih Küçük Van, Hakkari derken 5 aydan fazla bir zamandır devam ettiği bu yolculukta, toplam 60 ilde 100'ün üzerine köye ulaştı. Gürcistan ve Azerbaycan'a da gittiğini belirten Küçük, ulaştığı köylerde çocuklar ve yetişkinlere resim yapmayı öğrettiğini, köy okullarının duvarlarına resimler yaptığını dile getirdi.
REYHANLI'YA DA GİTTİ
Türkiye'nin dört yanını gezen, köylerdeki faaliyetlerinden ücret almayan Küçük, Irak ve Suriye'deki savaşlardan etkilenen Roboski'de de, Reyhanlı'da da vatandaşlarla ve özellikle çocuklarla resim yaptığını söyledi. HES sorunlarıyla mücadele eden Artvin ve Rize'nin köylerini, Eskişehir'de maden işçilerini ziyaret ettiğini, Hakkari'den Edirne'ye köy köy gezmeye devam ettiğini belirten Küçük, "Bir yere bağlı kalmak istemiyorum. Her gün aynı sokaktan gidip geldiğim bir iş veya ev sahibi olmayı istemiyorum. Dikkat çekilmesi, gösterilmesi gereken birçok yer var. Sanat insanların sorunlarının dile getirilmesi açısından çok önemli. Gittiğim yerlerde resim yapmak, çocuklarla paylaşmak çok anlamlı" dedi.
YOL NEREYE GİDERSE
Son olarak Antalya'ya gelen gezgin ressam, buradan Diyarbakır'a geçti. Tamamen güncel gelişmelere göre hareket ettiğini ifade eden Küçük, bundan sonrası için de şunları anlattı:
"Beş aydan fazla bir zamandır geziyorum, bunun bir sonu yok. Yerleşik bir hayata geçmeyi planlamıyorum. Nereye kadar giderse artık. Bu benim için bir mücadele."
RENKKÖRÜ OLMASI RESSAMLIĞA YARDIM ETTİ
Renkkörü hastalığı olan Küçük, "Kırmızı, yeşil, turuncu, mavi hepsini karıştırıyorum. Benim için renklerin bir ismi yok" dedi. Boya tüplerinin üzerinde rengi tanımlayan yazılar olduğunu ve buna göre boyayı kullandığını anlatan Küçük, böyle bir yazı olmadığı zamansa kırmızı bir ağaç resmedebildiğini ama bunun çok da önemli olmadığını dile getirdi.
Fatih Küçük, renkkörü olmasının hayatını nasıl etkilediğini şöyle anlattı:
"Yaz döneminde sergi teklifi aldım, kapanıp resim yapmaya başladım. Bir gün mavi ve siyahi ayırt edemediğim için sergiden vazgeçtim. O bir hafta gergin oldum, çünkü bir sabah uyandığımda siyah beyaz görmekten korkuyordum. Kıyafet alırken, boya ya da kağıt alırken, birilerine 'Bu ne renk' diye sormak hoşuma gitmiyor. Ama en çok sevindiğim, aile zoruyla girdiğim ve renkkörü olduğum için elendiğim sınavı geçecek, bugün ressam değil polis olacaktım."
Mehmet ÇINAR/ANTALYA, (DHA)