RAHMİ TURAN / HÜRRİYET
Bu bir veda yazısıdır!
HER veda buruktur, üzücü ve sıkıcı olur.
Fakat ben böyle bir şey hissetmiyorum. İçimde burukluk filan yok. Tam tersine özgür olmanın rahatlığı var.
Çünkü sıkılmıştım.
İçinde bulunduğumuz ortam bana huzursuzluk veriyordu.
Sağ olsun Enis Bey beni bu sıkıntıdan kurtardı.
Beni en çok, 20 yıl beraber çalıştığım Aydın Doğan Bey’den ayrılmak üzerdi. Çeşitli kuruluşlardan teklif almama rağmen Aydın Bey’e ayrılacağımı söyleyemiyor ve bir türlü veda edemiyordum.
Enis Bey, beni bu sıkıntıdan da kurtardı. Teşekkür ediyorum.
Enis Bey’i 1989 yılının sonlarında Hürriyet’in Ankara bürosuna ben almıştım.
O tarihte Özcan Ertuna Genel Müdür, ben de Genel Yayın Müdürü idim.
Özcan Bey “Enis Berberoğlu şu anda Ankara’da boşta imiş. Yetenekli bir ekonomi muhabiridir. Onu Ankara büromuza alabilir miyiz? Ben yararlı olacağını düşünüyorum. Tabii ki karar senindir” dedi.
“Ben onu tanıyor ve takip ediyorum. Hemen Ankara bürosuna alalım. Kumaşı iyi görünüyor. İleride önemli konumlara gelebilir” dedim.
Aradan 22 yıl geçti. Enis Bey, o günden beri Hürriyet çatısı altında görev yapıyor.
Enis Berberoğlu’nun bugün geldiği yer, benim yanılmadığımı gösterdi.
Bu bakımdan memnunum. Başarılarının devamını diliyorum.
Bugüne kadar birçok gazete patronu ile çalıştım. Bunların arasında ikisiyle görev yıllarım eşittir.
20 yıl Haldun Simavi ile, 20 yıl da Aydın Doğan’la çalışmış bulunuyorum.
İkisi de Babıâli’nin büyük patronlarıdır.
İleride hayat hikâyemi yazdığım vakit anılarımda onların yeri çok olacaktır.
Hayatımda hiçbir zaman yağcı olmadım ve bu nedenle duygularımı açık etmedim. Fakat onlar artık patronum değiller ve bundan sonra da olamazlar. O zaman duygularımı rahatlıkla açıklayabilir, patron olarak ikisini de sevdiğimi içtenlikle söyleyebilirim.
Saygı duyduğum Haldun Simavi yıllar önce basın dünyasını tamamen terk etti, Londra’da yaşıyor. Aydın Doğan Bey de, işlerini evlatlarına bırakmış durumda... Artık onun da bu hengâmeden uzaklaşmak istediğini düşünüyorum.
Aydın Bey’in her zaman hatırladığım cümlelerinden biri “Aş taşınca kepçeye paha olmaz” sözüdür. Fakat zaman ve şartlar değişti. Artık basın dünyasında aş taşmıyor.
Bana gelince...
Dediğim gibi, tekdüze tempodan sıkıldım. Yeni ufuklara yelken açma zamanı geldi.
Bugüne kadar yüksek tirajlı 6 gazete çıkardım. Küçük çaplı 3 gazetem daha var, onları da sayarsam toplam 9 gazete eder.
Hepsi de başarı kazandı.
Bir gazete daha çıkartmam şart oldu.
Sonuncu gazetemi de yayın hayatına soktuktan sonra bu mesleğe veda edeceğim.
Önümüzdeki yaz ayları hazırlıkla geçecek. Makineler kuruluyor.
Sonbaharda yeni bir gazetede buluşmak üzere herkese “Allahaısmarladık” diyorum.