Antalya Kent Konseyi'nce hazırlanan proje çerçevesinde her ayın ilk Perşembe günü düzenlenecek Antalya Söyleşileri'nin ilki yoğun bir katılımla gerçekleşti. İlk söyleşinin sunumunu Kent Konseyi Yürütme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tuncay Neyişçi yaptı. Perge Antik Kenti ve Anadoluluk üzerine yapılan söyleşide konuşan Prof. Dr. Neyişçi "Antalya'yı sevmek onu tanımaktan geçer. Onun için Antalya'yı bilmeden Antalya'yı sevmek mümkün değildir. Sevmediğiniz bir kent için en ufak bir fedakarlık da bulunmak istemezsiniz. Bilgi olmadan sevgi varsa kendinizi o yerde kiracı olarak görürsünüz" dedi.
PERGE'NİN ÖNEMİ
Perge Antik Kenti'nin 'EXPO 2016 Antalya'ya mutlaka dahil edilmesi ve organik bir bağ kurulması gerektiğini belirten Prof. Dr. Neyişçi, "Turizm Çalışma Grubu, bürokrasiyi bu konuda harekete geçirdi ve önemli gelişmeler de oldu. Umarız o gelişmeler olumlu sonuçlar verir. Onun için Anadolu'yu bilmeden Perge'ye sahip çıkmak ya da Perge'yi sevebilmek mümkün değil veya Antalya'yı sevebilmek mümkün değil" ifadesini kullandı.
Kendisini bir Antalyalı ve Antalya sevdalısı olmaktan öte öncelikle 'Anadolulu' olarak ifade eden Prof. Dr. Tuncay Neyişçi, şöyle konuştu:
"Bazısı kendisini Atatürkçü, Cumhuriyet çocuğu hissediyor, buna hiç bir itirazım yok ben de Cumhuriyet çocuğuyum ve Cumhuriyet taraftarıyım ama kendinize Cumhuriyeti başlangıç olarak alırsanız 91 yıllık bir geçmişiniz olur. Bazıları da kendilerine Malazgirt'i esas alıyor o zaman da 1000 seneden az bir geçmişiniz olur. Ama ben kendimi Anadolulu hissediyorum. Anadoluluyum dediğiniz zamanda da 20 milyon yıl öncesine kadar bu coğrafyada ne olmuşsa hepsinin sahibi olarak görürsünüz kendinizi. Anadoluluk hissetmek, Malazgirt'i de içerir, Cumhuriyeti de. Öyle hissetmediğiniz zaman Perge nerede denildiğinde, 'Bırak ya işte gavurların' dersiniz. Hayır efendim burası bin yıldan beri bizim. 20 milyon yıllık Toros Dağları'na benim diyorsam, sedir ağaçları, Düden Çayı, Köprüçay benimdir diyorsam bu diğer tanımlar biraz anlamsız kalıyor. Anadolulu olmak bana göre Antalya'yı sevmenin, Antalya için fedakarlık etmenin ilk adımıdır."
TÜRKİYE'Yİ LAİK VE DEMOKRAT YAPAN COĞRAFYASI
Türkiye'nin laik ve demokrat tek İslam devleti olmasını da bulunduğu coğrafyaya bağlayan Prof. Dr. Neyişçi, "Acaba Türkiye bu coğrafyada neden tek demokratik ve laik İslam devletidir. Çünkü Anadolu gibi bir yerde yaşıyorsanız burada farklı dinlerden bir sürü insanlar var. Devamlı olarak kalın ya da gelip geçerken başka inançları, başka kültürleri görüyorsunuz. Onlardan bir şeyler alıyorsunuz, onlara veriyorsunuz demektir. Bu da belli bir saygıyı getiriyor. Yani coğrafyamız bize laik veya demokratik olmayı zorlamıştır" dedi.
TURİSTİK ANLAMDA KULLANILMIYOR
Sunumunda Karain Mağarası'yla ilgili bilgiler veren Prof. Dr. Tuncay Neyişçi, "İnsana ait 500 bin yıllık izlerin bulunduğu mağaradır. Ziyaretçi sayısı ise sadece 13 bin kişi. Toros Dağları'nın hemen diğer tarafında ise 9 bin 500 yıllık geçmişi olan bir Çatalhöyük var. 60- 70 yıldan beri kazıların devam ettiği bir yer. İnanılmaz eserler bulunmuş. O dönemde yenilen yemeklerin bile neredeyse lokantada sunma imkanlarımız var. Bunların hiç birisi turistik anlamda kullanılmıyor. Kendinizi Anadolulu görmediğiniz zaman, öyle hissetmediğiniz zaman bunların hiç birisi de sizin için pek bir anlam ifade etmiyor" diye konuştu.
Yaklaşık 2 saat süren söyleşi konukların düşüncelerini paylaşmaları ve görüş alışverişin ardından sona erdi.
ANTALYA, (DHA) -