Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Başkanı Ömer Uğur Gençcan, şiddetin eğitim seviyesiyle ilgisinin olmadığını söyledi. ‘Fiziksel şiddetin abartıldığı’ yönündeki eleştirilere karşı çıkan Gençcan, “Benim her 100 dosyamın 80’inde kadınlar dövülüyor. Erkeklerden de üç beş tane dövülen çıkıyor. Matematik, bilim var. Boşanma davası açılmış olması bizatihi kadını potansiyel hedef haline getiriyor. Nişanlanıyor; nişanlılar bile dövüyor. ‘Sen başkası ile nişanlanamazsın’ deyip, parmaklarını kesiyor. Boşanıyor, yine kurtulamıyor. Kendi her gün 50 kadınla yatıyor. O biriyle resmi olarak evlenecek, gidip öldürüyor” dedi.
6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun için ‘iyi ki çıkmış’ değerlendirmesini yapan Gençcan, “Türk erkeği dövüyor, arkadaşlar... Ve hep bizim klasik muhabbetimiz eğitimsizlik; ne alakası var. Profesörü de baro başkanı da hâkimi de emniyet müdürü de dövüyor; hepsi dövüyor. Türk erkeğinin ikinci bir yeteneği sürekli hakaret ediyor. Sadakatsizlik banko. Yani gelir durumu iyi olup da sadakatsizlik yapmayan yok” dedi.
Adana Barosu tarafından Şirin Park Otel’de düzenlenen ‘Yargıtay Kararları Işığında Aile Hukuku’ konulu konferansa konuşmacı olarak katılan ve avukatların büyük bir ilgiyle dinlediği Gençcan, “Dosyaları okuyorum; adam manav, kasap veya belediye işçisi sevgilisi var. Gelirle de alakası yok. Adamın 66 lira aylığı var, sevgilisi var. Kadın da memnun. O anlamda baktığınızda her şeye olan inancınızı kaybediyorsunuz. Hatta kendinize bile olan inancınızı kaybediyorsunuz. ‘Ben bile hata yapabilirim ya’ noktasına geliyorsunuz” ifadelerini kullandı.
Şiirler, sevgiler yalan
28 yıldır her gün boşanmalarla uğraştığını söyleyen Gençcan, “Cuma hutbesi gibi oldu; kusura bakmayın... Bu kadar senedir ben bu işte şunu öğrendim: Her şey yalan. Mesela şiirlerin tamamı yalandır. Bunu kafanıza koyunuz. Şiirler arkadaşınızın o anki duygularını ifade ediyor. Şiirler yalan, mektuplar, sevgiler, aşklar yalandır. Neden, her an her şey başınıza gelebilir. Bakıyorum, rektörü boşanıyor. En ünlü adamları boşanıyor. Yaşadığı kadına bakıyorsunuz, karısının yanında çok daha kötü durumda. Adam seviyor, ‘sevdim’ diyor. O anlamda söylüyorum ki; eşinize veya müstakbel eşlerinize hak ettiğinin üzerinde asla değer vermeyin. Saçınızı süpürge etmeyiniz. Hak ettiğini verin. Üzerindekini vermeyiniz. Fedakâr olmayınız. Sizin saçınızın süpürge olması hiç kimsenin umurunda değildir. Bunu aklınıza yazınız” dedi.
cumhuriyet.com.tr -