Kırtasiyecilik yapan Hakim Sükün, geçtiğimiz ay soğuk algınlığı şikayetiyle Sultanbeyli Devlet Hastanesi’ne başvurdu. Yapılan muayene ve tetkiklerinde, Kovid pozitif olduğu anlaşılınca ilaç tedavisiyle izlenmek üzere evine gönderildi. İlaçlarını kullanmasına rağmen bir hafta içinde durumu iyice kötüleşince 112’yi arayan Sükün, Sancaktepe Şehit Prof. Dr. İlhan Varank Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı ve solunum sıkıntısı arttığı için yoğun bakıma alındı. Yaklaşık 10 gün boyunca uygulanan hiçbir tedaviden sonuç alınamadı. Durumu kötüleşmeye devam eden Sükün, bir hafta içinde tam üç kez plazma tedavisi gördü. Hayata yeniden dönen 4 çocuk babası Hakim Sükün’ün 8 yaşındaki oğlu Miraç, yoğun bakım hemşirelerinden babası için doğum günü kutlamalarını istedi. Babasını ölümün kıyısından alan yoğun bakım sağlık personeli, küçük Miraç’ı kırmadı ve Hakim Bey yoğun bakımda yeniden doğdu.
‘PLAZMA BAĞIŞI SAYESİNDE HAYATTAYIM’
Üşüme ve terleme belirtilerinin ardından öksürük şikayetinin de başladığını anlatan Hakim Sükün, “Evde ilaç tedavisine devam ederken nefes darlığım da başladı. 14 gün boyunca evde o süreci bu şekilde geçirme şansım yoktu. Daha da kötüleşince 112'yi aradım ve onlar da beni Sancaktepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne getirdiler. Burada da nefes darlığım artmaya devam etti. İlk iki güne dair pek bir şey hatırlamıyorum. Sonra plazma kan verdiler 'onunla atlattım' diye düşünüyorum. Dün yoğun bakımdan çıktım, dün ve bugün arasında bile çok fark var. Beni hayata döndüren plazma kan, hangi vatandaştan geldiyse Allah razı olsun. Ben de tam olarak iyileştikten sonra uygun görülürse tabii ki plazma bağışında bulunacağım” dedi.
‘BİZ YETERİNCE CİDDİYE ALMAMIŞIZ’
Sağlık Bakanı’nın üzerine basa basa uyardığı halde vatandaş olarak uyarıları hafife aldıklarını, bu korkunç günleri yaşadıktan sonra anladığını vurgulayan Sükün, “Ben bunu yaşadım, ondan sonra çevremdeki arkadaşlar daha tedbirli olmaya başladılar. Oysa hasta olduktan sonra değil, hasta olmadan önce tedbir almak lazım. Aklımın ucundan bile geçmezdi böyle bir şey yaşayacağım. Hayat normal geçecek diye düşünüyorsunuz ama ansızın böyle bir durumun ortasında kalabiliyorsunuz. Artık gerekirse bir ay bile evden hiç çıkmam. O solunum sıkıntısını ancak yaşayınca anlıyorsunuz. Gerçekten çok büyük zorluk çektim. Hastanelerimiz gerçekten çok iyi durumda. Temiz, hijyenik. Yoğun bakımdaki tüm ekip ana şefkati, baba şefkati gösteriyorlar bütün hastalara. Hele son gün yoğun bakımdan çıkmadan önce doğum günümü kutladılar, bana ayrı bir moral oldu” diye konuştu.
‘GÖZÜNÜZÜN ÖNÜNDE ÖLENLER OLUYOR’
İkisi kız, 4 çocuğu olduğunu anlatan Hakim Sükün, bu süreçte en çok onlara üzüldüğünü söyleyerek sözlerini şöyle sürdürdü: “Benim evde takip edildiğim dönemde, eşim ve kızım da pozitif çıkmıştı. Onları hastaneye yatırdım. Onlar çıkmadan ben yoğun bakıma kaldırıldım. Yoğun bakım gerçekten çok zor. Vefat edenler oluyor, iki arkadaşımız vefat etti ve götürüldüğü anları görüyorsunuz. İster istemez umutsuzluğa düşüyorsunuz. Allah'a umut bağladım, dua ettim bol bol. En zor süreçlerden birisi de o anda eşimle kızımın hastanede yatıyor olmasaydı. Çocuklar evde yalnızdı. Hep o endişeyle daha kötü hissettim. Çok şükür onlara hastalık ilerlemeden bir hafta içinde taburcu oldular. Ben yoğun bakımdayken iki kere görüntülü görüşme yaptık. Bir de doğum günümü kutlarken görüştük. Servise çıktığımdan beridir de görüntülü konuşabiliyoruz. Ziyaretime gelemiyorlar bir aydır ayrıyız. Ama sağlıklı olsunlar yeter.”
‘HEM KAN HEM PLAZMA BAĞIŞINA İHTİYAÇ VAR’
Hakim Sükün’ün yoğun bakımdaki tedavisini gerçekleştiren ekipten Sancaktepe Şehit Prof. Dr. İlhan Varank Eğitim ve Araştırma Hastanesi Anestezi ve Reanimasyon Uzmanı Dr. Esra Adıyeke, şu bilgileri verdi:
“Hakim Bey geldiğinde çok ciddi bir solunum sıkıntısı vardı. Ciddi bir hipoksi tablosu vardı yani kanda oksijen değerleri oldukça düşüktü. Sağlık Bakanlığı'nın belirlediği tedavi protokolleri ile antiviral tedavilerine başladık ancak tedaviye rağmen durumunda düzelme olmadı. Solunum sıkıntısı ve hipoksi devam ediyordu. Durumu daha da ağırlaşmadan plazma tedavisi uygulamaya karar verdik. İlk dozdan 48 saat sonra ikinci dozu uyguladık fakat klinik gidişinde istediğimiz gibi bir iyileşme olmadı. 96 saat sonra tekrar üçüncü dozu verdik. Ondan sonra hızla toparlama gözlenmedik. Ardından da normal servise çıkarabilecek duruma gelince yoğun bakımdan servise taburcu ettik. Ülkemizde farklı oksijen tedavisi uygulama protokollerimiz var. Özellikle rezervuarlı maskeden, yüksek akımlı oksijen tedavisinden çok fayda görüyoruz. Plazma bağışı bizim için çok önemli. Böyle hastaları geç kalmadan kurtarabilmek için çok kolay temin edebilmeniz lazım. İyileşen hasta sayımız artık çok fazla. Yoğun bakım hastalarının durumu çok hızlı şekilde kritikleşebiliyor. Dolayısıyla erken dönemde plazmayı temin edebilir ve uygulayabilirsek daha çok yaşam kurtarabiliriz. Bunun için en büyük görev halkımıza düşüyor. Bağış yapmaya uygun olan iyileşmiş Kovid hastalarının Kızılay’a başvurup mutlaka bağış yapmaları lazım. Bir de kan ile ilgili sıkıntımız var. Biz ameliyathane ve yoğun bakımda diğer hastaları da tedavi ediyoruz. Mutlaka kan ihtiyacı oluyor ve bu konuda sıkıntı yaşıyoruz. Zaman zaman kan replasmanına ihtiyacı oluyor hastaların. Plazma dışında, normal kan bağışı için de vatandaşlara sesleniyoruz. Hekim olarak rica ediyoruz, kan bağışında bulunsunlar. Çok fazla ihtiyacımız var.”
Özlem YURTÇU KARABULUT- Osman BAKIR / İSTANBUL, (DHA)
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |