Yıllar önceydi…
Son 4 yıldır Antalya Piyano Festivali’nin Sanat yönetmenliğini yapan Gürer Aykal, Finike’deki Arykanda Antik Kenti’nde konser veriyordu...
Müthişti…
Antik tiyatronun taş oturaklarını yöre halkı doldurmuştu. Aykal’ın yönetimindeki orkestra, Vivaldi’nin 4 Mevsim’ini çalıyordu. Ünlü orkestra şefi, arada bir izleyiciye dönüp, ‘Bu kış’, ‘Bu yaz’ diye anlatıyordu…
4 Mevsim bitince alkış kıyamet koptu…
Aykal, ‘bis’ isteyen seyirciye döndü, ‘4 mevsimden hangisini bir daha çalalım’ diye sorunca, antik tiyatrodaki köylü kadınlardan birinin sesi taş sütunlarda yankılandı;
‘İlkbahar gayri’…
Şimdi günümüze dönelim…
Ve, bugün festivali organize eden, sanatçıları seçip getiren ve izleyicinin karşısına çıkaran Gürer Aykal’a sorayım;
Hocam, siz aslında seyircinin nabzını iyi tutan birisiniz. Arykanda’da gördük. Ancak, son 4 yıldır halkın festivalden koptuğu izlenimi var bende… Klasik müziği, hele hele piyanoyu halka sevdirmek için açılış gecesindeki ‘Flemenko’ grubu gibi değişik gruplarla çeşitlendirip, halka biraz daha sevdiremez miyiz?.. O gece piyanoya 4 farklı enstrümanın eşlik etmesi hoş olmadı mı?.. Dansçıların muhteşem gösterisi ortalığı canlandırmadı mı?..
Festival boyunca salt piyanodan oluşan bir veya iki konsere tamam ama ağırlıklı olarak içinde piyano olan bu tür gruplara da ağırlık verelim be hocam…
Geleyim asıl meseleye…
Bu tür festivaller ağır bütçeler gerektiriyor.
Başına bir de ‘Uluslararası’ kelimesini ekliyorsan, bunun ağır bir külfeti ve sorumluluğu da var.
Misal, ben açılış gecesi Antalya’da yaşayan birkaç yabancı haricinde, sırf bu festival için gelen bir tek yabancı bile göremedim o salonda...
Kapıda bir tek tur aracı bile yoktu.
Şimdi afişe ‘Uluslararası’ diye yazınca ‘Uluslararası’ bir festival mi oluyor?..
Benim hayalimdeki uluslararası piyano festivali, böyle 300-500 kişilik değil, 5 bin-10 bin kişilik salonlarda veya Aspendos gibi mekanlarda, yabancıların ağırlıklı olduğu konserler silsilesidir.
Neden olmasın?..
Piyano sanatçısının kaşesi belli…
Aldığı para, uçağı, konaklaması az buz külfet değil..
AKM gibi salonlarda ne kadar bilet satsan, sanatçı için kiraladığın piyanonun parasını karşılayamazsın.
Aspendos’u veya EXPO 2016’nın salonunu biletli ve özellikle de yabancılarla doldurabiliyor musun?..
Dolduruyorsan, işte sana ‘Uluslararası’ demenin haklı gerekçesi…
Dolduramıyorsan çıkarın uluslararasını gitsin…
Bir çift lafım da tur şirketlerine…
Antalya gibi bir şehirde böyle bir festivalin var.
Sırf bu konserler için birkaç otobüs dolusu turisti yurtdışından Antalya’ya getiremiyorsan, konser salonunun önüne indiremiyorsan, kepenkleri indir Türkiye’den çek git kardeşim.
Bu tür festivallerin yaşaması lazım...
Sadece belediye, bakanlık değil, yerel dinamiklerin, özellikle de turizmcilerin taşın altına elini koyması şart.
Hep bana, hep bana...
Kazandıkça yap otel, yap otel...
Ayıp oluyor...
Biraz da kültüre, sanata...