Dursun Gündoğdu yazıyor..
Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın, seçimin hemen arefesinde, sıcağı sıcağına gazetecilerle öğle yemeğinde buluştu, gündemdeki konuları değerlendirdi. Tabi, bazıları yazılmamak kaydıyla geçen keyifli bir sohbet oldu.
Hatta, bir ara ben, “Neyi kutluyoruz?” diye takılınca, başta başkan olmak üzere masadakiler güldü.
Kimler vardı o masada?..
Gün Haber adına ben, Milliyet Gazetesi Bölge Temsilcisi Oktay Pirim, DHA Antalya Temsilcisi Salih Uçar, NTV Antalya Temsilcisi Bülent Ecevit, Akdeniz Beyaz’ın patronu Ahmet Dökdök, Antalya Ekspres’in iki patronu Mehmet Talay ve Haşmet Öyken, Milliyet Yazarı Oğuzhan Özenci…
Başkan Akaydın, bu tür yemekli toplantıları zaman zaman düzenliyor, Gruplar halinde gazetecilerle sohbet ediyor. Bu yemeğin seçimden hemen sonrada denk gelmesi, sohbeti doğal olarak 12 Haziran’a getirdi.
Seçim sonuçlarını hep birlikte masaya yatırdık. Siyasetten söz açılmışken, Akaydın, eski Başkan Menderes Türel’i de anmadan (!) geçmedi.
Tabi sohbet, seçimlerle sınırlı kalmadı, yaptıkları ve yapacaklarını da özetle de olsa anlattı.
Hep söylerim, Akaydın çok dobra ve haddinden fazla şeffaf biri… Hatta, genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’ndan daha fazla… Yanında gazeteciler de olsa, hiç çekinmeden öz eleştiri yapabiliyor. Yaptıklarına, ‘Yaptım’, yapamadıklarına da hiç kıvırmadan, “Evet arkadaşlar yapamadık” diyebiliyor.
Söz siyasetten açılıp işin ucu CHP Antalya İl Örgütü’ne ve örgütün başı Özer Ülken’e dayanınca, gazeteciler olarak şunu sorduk; “Siz örgüte müdahil olacak mısınız?” Cevabı kısaca şu oldu;
“Bence belediye başkanları örgütün yapısına karışmamalı. Ben karışmıyorum, karışmayacağım. Bu tavrımı sürdüreceğim. Ben bu tür bir yaklaşımın içinde olmayacağım.”
Başkan bunu söyleyince, CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin’in seçim öncesi bir sözünü hatırlattım ve dedim ki; “Gürsel Tekin, yerel seçimlerde belediye başkanlarını ön seçimle belirleyeceğiz açıklamasını yaptı. Eğer siz, örgüte, yapısına, delegelere karışmazsanız, ön seçimde nasıl seçileceksiniz?”
Açık açık, “O zaman seçilemem tabi… Ancak, ben sağlıklı bir partili ve nitelikliysem, parti genel merkezi beni aday gösterirse o zaman aday olurum” dedi.
Geçen hafta sonu Antalya eski Büyükşehir Belediye Başkanı Hasan Subaşı’nın Duacı Köyü’ndeki evindelermiş. Subaşı, buraya küçük bir ev ve elma bahçesi yapmıştı. Akaydın, “O gün yağmur da yağdı, vallahi toprağın kokusunu hissettim” dedi. Subaşı konusunu kendisi açınca, hemen bir soru geldi:
“Hasan Subaşı oyunu AKP’ye mi verdi acaba?”
Akaydın, yine dobraydı ama ihtiyatlı yaklaştı; “Vallahi bilmiyorum ama AKP’ye vermiş olacağını tahmin ediyorum. Tabi bu benim şahsi görüşüm. Çünkü, sormadım.”
Akaydın, gazetecilerle birlikte olunca, gazeteci gibi başlıkta atmaya başladı. ‘Bomba gibi Saptama’ diye başladığı bir konuda şunları söyledi:
“Bakın arkadaşlar, benim dönemimde üniversite kampusu içinde bir stat yaptık. Zeminini çimlendirdik. Sonraki dönemde aydınlatmaları yapıldı, tribün eklendi. Sanıyorum 8-10 bin kişilik bir stat oldu. 10 ay kadar önce rektöre telefon açtım, ‘Gel belediye ile bir protokol yapalım, tribünleri tamamlayalım. Bu kapasiteyi 15 bine çıkaralım. Sonra da Antalyaspor bu stadı 15 günde bir maçlarda kullansın. Ne oldu biliyor musunuz?.. Bana geri dönmedi. Her vicdan sahibi bir çözüm üretir. Sonradan başkalarından duyuyorum, ‘Kampusun güvenlik sorunu olur’ demiş. Oysa, bu stat kampusun tenha bir köşesinde. İki haftada bir yapılacak maçın ne güvenlik sorunu olur.”
Sonra sıra geldi Türel’e… Türel ve o dönemle ilgili bugüne kadar 5 suç duyurusunda bulunmuş. İkisi Murat Çiçek ile ilgili olan ihaleler konusunda… Hani, Yıldıray Sapan’ın ‘Varan-1”, “Varan-2” diye gündeme getirdiği meseleler… Üçüncüsü, Antepe’nin yaptırdığı havuz ile ilgili… 400 milyarlık iş yapılmış ama ortada ne ihale, ne sözleşme varmış. Seçimden sonra işi yapan gelip kendisinden parayı istemiş. Vermeyince mahkemelik olmuş. Belediye bu havuzun o dönem elektrik aboneliğini yaptığı için bilirkişi belediyeye ‘Ödeyeceksin’ demiş. Sonuçta 400 milyar olmuş 600 küsur milyar… Akaydın, “Bu paranın cezalı kısmını Türel’den istemek için suç duyurusunda bulundum” dedi.
Bir diğer suç duyurusu ise Kenan Doğulu konseriyle ilgili… Türel, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı için Doğulu ile anlaşmış. Ancak, eğlenceler doğudan birbiri ardına gelen şehitler yüzünden iptal edilmişti.
Buna rağmen, Doğulu’ya ödeme yapılmış. Akaydın, hem ödeme yapılmasına, hem de bu miktarın fazlalığına itiraz ediyor.
Bir başka suç duyurusu ise ‘Belediyeyi limitleri üzerinde borçlandırmak’ meselesi… Böylece ediyor 5 suç duyurusu…
O masada çok şeyler konuştuk.
Zamanı geldiğinde yine bu köşeden sizinle paylaşırız.