Olay 8 Kasım günü saat 13.00 sıralarında hastane kavşağında meydana geldi. Okuldan çıkmış evlerine giden Selim Yeşilyurt, Salih Yeşilyurt, Gürkan Zengin ve Ferhat Sağlam'ın önüne çıkan aynı okuldan yaklaşık 13 kişilik grup, "Siz neden bize itaat etmiyorsunuz" diyerek tekme tokat vurmaya başladılar. Aldığı darbe ile sol ayağı bilekten kırılan Selim Yeşilyurt, yerde acılar içinde kavranırken ikizi Salih Yeşilyurt ve arkadaşları darp edildi. Tesadüfen olay yerinden geçen bir öğretmen tarafından saldırgan öğrencilerin elinden kurtarılan öğrencilerden Selim Yeşilyurt ambulansla hastaneye kaldırıldı. Kırılan ayağı Erzurum Şehir Hastanesi'nde ameliyat edilerek Ortopedi Servisi'nde tedavi altına alındı. Yaşadığı şoku hala üzerinden atamayan Cumhuriyet Ortaokulu 8'inci sınıf öğrencisi Selim Yeşilyurt, şunları söyledi:
"Ben ikizim ve arkadaşlarım öğlen okuldan çıkıp her zamanki gibi eve gidiyorduk. Bizimle aynı okulda olan bir grup öğrenci önümüzü kesti. Bize, 'Niye itaat etmiyorsunuz? Siz bize neden yan bakıyor sunuz? Gibi sözler söylediler. En az 12 - 13 kişi vardılar. Konuşur gibi geldiler, birden benim ayağıma vurunca acı hissettim, yere düştüm. Bacağımın döndüğünü hissettim. Sonra yanımdaki diğer arkadaşlarımı darp ettiler. Şansımıza bir öğretmenimiz oradan geçerken gördü. Onlar kaçtılar. Ambulans geldi beni götürdüler. Erzurum Şehir Hastanesi'ne geldik. Beni ameliyat etiler. Bacağım kalıcı hasar oluşma riski var. Kırılan yerde 1- 2 santimlik hasar oluşmuş. Büyüme diski kırıldığı için uzama olmayabilirmiş. Benim bu sene sınav senem olduğu için derslerimden uzak kalacağım. Okuluma gidemeyeceğim. Her türlü bunlardan şikayetçiyim. Bu ilk değil ama son olmasını istiyorum. Onların cezaları neyse çekmeleini istiyorum. Bir, bir buçuk ay alçıda kalacak ayağımı basamayacağım."
Oğlunun yanında refaketçi olarak kalan ve aynı ilçedeki başka bir okulda 22 yıllık Edebiyat öğretmeni olarak görev yapan Hakan Yeşilyurt, bu olayların son bulmasını istedi. Evladının yanında gözyaşlarını tutamayan baba Yeşilyurt, "Bu bugün benim çocuğuma oldu ama yarın bir başkasının çocuğuna olmayacağı anlamına gelmiyor. Bu olayların son bulmasını istiyorum. Şiddet olayları gün geçtikçe artıyor. Biz çocuklarımızı ne zor şartlar altında yetiştiriyoruz. Bunaların yetişmesi kolay olmuyor. Bizim hayallerimiz var, çocuklarımızın hayalleri var. Bir serserinin gelip de bizim çocuklarımızın hayallerini, bizim hayallerimizi bu şekilde söndürmesine izin vermemeliyiz. Toplum olarak buna tepki göstermeliyiz. Artık bir yerde 'dur' demeliyiz. Devletimizin bu konuda gerekli adımları atması gerekiyor. Şiddet eylem planı çok kısa sürede hazırlanmalı. Bu şekilde çocukların cezai ehliyeti yok diye, anne babaların çocuklarını kontrolsüz bir şekilde dışarıya salvermelerine müsade etmeyelim. Gerekirse aileler cezasını çeksin. Çünkü çocuklar ailelerinin bir yansımasıdır. Ailelerinin bir aynasıdır. Eğitim hayatım boyunca hep bunu söylüyorum. Ben çocuğa bakınca ailesini görüyorum. Evet hepsi bizim çocuğumuz ama çocuklarımızın bu şekilde sokağa salıverilmesi, bir canlı bombaymış gibi başka çocuklara zarar vermesinin önüne geçilmesini arzu ediyorum. Özellikle devlet büyüklerimizden bu konuda kanunlar çıkarmalarını, çocuklarımızı korumalarını istiyorum. Ben çok üzgünüm. Söyleyecek söz bulamıyorum" diye konuştu.
Olayın ertesi günü aileleri eşliğinde ifadeleri alınan öğrenciler savcılık ifadesinin ardından serbest bırakıldılar.
Turgay İPEK / ERZURUM, (DHA)
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |