Süleyman Şah Karakolu'na yapılan 'Şah Fırat ' operasyonunu Twitter fenomeni Fuat Avni yine bildi. 7 ay önceden bugün yapılan operasyonu böyle duyurdu.
IŞİD’in kontrolü altındaki bölgede çatışmalar nedeniyle bir süredir askerlerin nöbet değişimi yapmadığı Süleyman Şah Karakolu’na yapılan ‘Şah Fırat’ operasyonunu Fuat Avni 7 ay önce yazmıştı.
Fuat Avni 21 Ağustos 2014 tarihinde attığı tweetlerinde “IŞİD’le koordineli türbeyi yıktırıp ‘Askeri çekelim, risk almayalım’ demeye hazırlanıyorlar” demişti.
İşte Fuat Avni’nin o tweetleri:
ÜNAL TANIK'TAN ZEHİR ZEMBEREK BİR YAZI:::::
Gelin biraz daha geriye gidip Suriye konusunda hönkürdüğünüz günlere dönelim. Bugün biri Başbakanlık, öteki Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan iki isim, 2012'nin ilk aylarında ne diyordu? "Esad iki haftaya kalmaz devrilir" diyor, öteki de 3 saatte Şam'a girip Emevi Camii'nde Cuma namazı kılmaktan söz ediyordu
Rotahaber, 28 Ocak ve 19 Şubat'ta Süleyman Şah Saygı Karakolu'nda bulunan Türk askerlerinin aylardır rehine konumunda olduğunu geniş kesimlere duyurduğunda, İçişleri Bakanlığı koltuğundaki isim ortaya atıldı. Bakan Efkan Ala, Dışişleri Bakanlığı'nın cevaplandırması gereken konuda ön alıp "rehin asker" iddialarını yalanladı.
Oysa Rotahaber'in deneyimli gazeteci Metehan Demir'e dayandırarak verdiği haberin kaynağı sağlam idi. Her yönü ile teyit edilmiş bilgiler idi. Efkan Ala, yalanlayınca biz habercilik anlayışımız gereği bu açıklamayı da sayfamıza taşıdık.
Bir taraftan da haberimizde yer alan, "Harekat masada" boyutunu da bildiğimiz için konuyu bu yönü ile de takip etmeyi sürdürdük.
21 Şubat Cumartasi gününün son saatlerinde, Mürşitpınar sınır kapısı bölgesinde askeri hareketlilik haberleri geldiğinde hiç şaşırmadık. Nitekim, Şanlıurfa'daki tugaya bağlı kara birlikleri, sınırı geçerek 30 kilometre içerideki Süleyman Şah türbesine ve bu türbeyi koruyan Saygı Karakolu'na doğru ilerledi.
İşte asıl garip ve şaşırtıcı olan ise bundan sonra yaşandı.
Dış politikada, İnönü döneminin 12 Adalar konusunda önüne sunulan imkanı geri tepmesi ile yaşanan hezimeti bir kenara bırakırsak (kaldı ki o dönem Türkiye kendine 'ben bu sınırları elimde tutayım' politikasını hedef seçtiği için hezimet bile sayılmayabilir) tarihin en büyük hezimetini AK Parti'nin "Ustalık Dönemi"nde yaşıyoruz.
Türkiye'nin sınırları dışındaki tek toprak parçası olan Süleyman Şah türbesi, boşaltıldı ve askerimiz tarafından bombalar yerleştirilerek havaya uçuruldu. Kendi toprağımız ve toprağımızın üzerindeki türbe ve karakol yerle bir edildi.
Gerekçe ne?
Burası IŞİD'in eline geçtiğinde kullanmasına engel olmak...
Bir savaşta geri çekilirken, stratejik öneme sahip köprü ya da benzeri şeylerin tahrip edildiği bilinir.
Demek ki bu harekat, Türkiye için bir geri çekilme operasyonu. Öncelikle bunun kabul edilmesi lazım.
CHP lideri Kılıçdaroğlu, "Ortadoğu bataklığı"ndan söz ettiğinde kıyameti koparmışlardı.
Geri çekilmedeki gerekçeniz, IŞİD ile savaşa girmemek olduğu anlaşılıyor. Bu karar da doğru bulunabilir.
Ey gafiller! Ey Türkiye'ye bu hezimeti yaşatan nadanlar! Ey Türkiye'yi Ortadoğu'dan silmenin temel taşlarını döşeyip bunu zafer gibi millete yutturmaya çalışan utanmazlar!
Gelin biraz daha geriye gidip Suriye konusunda hönkürdüğünüz günlere dönelim. Bugün biri Başbakanlık, öteki Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan iki isim, 2012'nin ilk aylarında ne diyordu?
"Esad iki haftaya kalmaz devrilir" diyor, öteki de 3 saatte Şam'a girip Emevi Camii'nde Cuma namazı kılmaktan söz ediyordu.
Dün söylediğiniz o sözlerden dolayı yüzünüz kızarmıyor mu, vicdanınız sızlamıyor mu?
Dün Suriye gibi güçlü bir devlet yapılanmasının tepesinde bulunan Esad'a karşı mangalda kül bırakmazken, bugün IŞİD gibi çapulcu sürüleri karşısında bu adımı atmış olmayı millete karşı zafer gibi sunmaktan yerin dibine girmiyor musunuz?
Elbette ki, Süleyman Şah türbesini bekleyen ve aylardır bir tür rehine hayatı yaşayan Saygı Karakolu'nda bulunan askerlerimizin sağ salim dönmüş olması bizleri sevindirdi.
Ama ne olur, Süleyman Şah türbesini kendi elimizle yıkmamızdan bir kahramanlık çıkarmayın.
PYD ZEVKTEN DÖRT KÖŞE
"Suriye PKK'sı" olarak bilinen PYD, kendisine muhtaç olunması ve izin alınmasının inanılmaz hazzını yaşıyor. PYD, kendinin oluşturduğu koridordan birliklerimizin geçip gitmesinin orgazmı içinde.
Tarihinde ilk kez Türk Silahlı Kuvvetleri, PKK'dan izin alınarak oluşturulan bir koridordan geçiş yapmış oldu. Dün PYD'ye yardım için Kuzey Irak'tan gelip Suriye'ye gitmek isteyen Peşmerge'ye biz koridor açmıştık. Bu kez bölgenin hakimi olan PYD bu hizmeti Türkiye'ye sundu. Bu PYD'nin resmen olmasa da fiilen tanınması anlamına gelmiyor mu?
Meclis'te MHP'nin HDP ile İç Güvenlik Paketine karşı muhalefet yaparken dirsek temasında bulunmasını, "Milliyetçiler PKK ile kol kola" diye sunanların ülkeyi getirdikleri bu tablo karşısında diyecekleri tek bir söz bile yok maalesef.
Süleyman Şah'ta dalgalanan bayrağı, Suriye içinde PYD'nin gösterdiği bir yere dikmeyi bir zafer gibi bu millete yutturmaya çalışanlara sesleniyorum.
Hezimeti zafer, siyahı beyaz gibi gösterdiğiniz günlerin hesabını bu millete vereceksiniz.
Unutmayın bunu.
ERTUĞRUL GÜNAY: ECDADIN KEMİKLERİ SIZLADI
Türkiye, Şah Fırat Operasyonu’yla, Süleyman Şah Türbesi ve Saygı Karakolu’nu Süleyman Şah’ın kabriyle Suriye’de sınıra mücavir Suriye Eşmesi Köyünün kuzeyinde ve aynı büyüklükteki araziye geçici olarak taşıdı.
Operasyonu Twitter hesabından değerlendiren Günay, yaptığı açıklamada, “Osmanlı'ların atası Süleyman Şah'ın türbesinin terkedilmesi hakkında çok şey yazıp söyleyeceğiz; özü şudur: Dün, ecdadın kemikleri sızladı” dedi.
CHP'DEN İLK TEPKİ
CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin, CHP Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında gündemi değerlendiriyor.
Süleyman Şah operasyonunu eleştiren Tekin, Cumhuriyet tarihinde ilk kez bu operasyonla Türkiye'nin toprak parçasını kaybettiğini söyledi.
PYD kontrolünde Süleyman Şah Karakolu'na operasyon yapıldığını belirten Tekin, bunun vahim olduğunu belirtti.
"Türkiye çok üzücü bir olayla karşı karşıya. 2 gün önce Davutoğlu'na gelin Şüleyman Şah Karakolu'ne gidelim dedik ama çağrılarımıza yanıt vermediler. Her şey yolunda dediler"