Oktay Pirim
Henüz savaşın ne olduğunun farkında olmayan çelimsiz, tedirgin küçük küçük çocuklar, ellerinden sımsıkı tuttukları anne ve babalarıyla yaşadıkları topraklardan hızla uzaklaşıp güvenli yerlere gitmeye çabalıyorlar.
Kitleler halinde yürüyorlar, hastalar el arabalarında…
İkinci Dünya Savaşı’ndakilere benzer görüntüler yaşandığı anlar son derece ürkütücü ve insanlık adına utanç verici.
Hemen sınırımızın dibinde, 60 kilometre uzaklıkta, tarihin en önemli kentlerinden biri Halep tam bir harabeye dönmüş. Sivil insanlar havadan yağan bombaların altında…
Çarpışan tarafların hedefi olarak ne yapacaklarını bilemiyorlar. Dünyanın gözleri önünde bir insanlık yok ediliyor. Oynanan kirli oyunun kurbanları olarak yardım bekliyor, savaşın sona ermesini ve evlerinde barış, huzur içinde yaşamak istiyorlar ama kan emici güçler buna izin vermiyor.
Ve tarihin karanlık dönemlerine bakıldığında bu acımasızlıkların sona ereceği de yok. Biri bitince biri başlıyor.
Çünkü insanlık tarihi ne acıdır ki kan ve gözyaşı ile dolu.
Tartışmaya açık olsa da yerküre kurulduğundan günümüze kadar 14 bin 500 savaş yaşandığı ve 3,5 milyar insanın yaşamını yitirdiği tahmin ediliyor.
Düşünebiliyor musunuz, bugünkü dünya nüfusunun neredeyse yarısı kadar sivil ve asker ülkelerin birbirleriyle yaptıkları çarpışmalarda, iç savaşlarda, ayaklanmalarda ve terör nedeniyle yaşamlarını yitirmiş.
Çok çok eskilere gitmeye gerek yok, Moğollara, Romalılara, Büyük İskender’e, Perslere, Emevilere, Abbasilere…
Sadece yakın dönemin rakamlarına bakıldığında ne derece vahşi olduğumuz, durmaksızın savaştığımız, kanla beslendiğimiz gayet net anlaşılıyor:
Birinci Dünya Savaşı: 39 milyon ölü.
İkinci Dünya Savaşı: 73 milyon ölü.
Kore Savaşı: 2 milyon ölü.
Çin-Japon Savaşı: 1 milyon ölü.
Vietnam Savaşı: Tahminen 3 milyon sivil ölü, 2 milyon yaralı. Her iki taraftan kayıp asker sayısı bir milyon 400 bin. 60 bin esir.
Bosna Savaşı: 250 bine yakın sivil ölümü, 250 bin yaralı, 2 milyon mülteci.
Sovyetlerin Afganistan işgali: 14.453 Sovyet askeri ölü, 53 bin 753’ü yaralı, 311’i kayıp. 16 bin Afgan gücü ile 90 bin mücahit ölü.
ABD’nin Afganistan Savaşı: Tahminen 30 bin sivil ölü, 23 bin yaralı. Koalisyon güçlerinin asker kaybı 2 bin 859.
Taliban-İŞİD-Afgan güçleri savaşı: 5 bin Afgan gücü, 6 bin Taliban ile 300 İŞİD militanı ölü.
İran-Irak Savaşı: Tahminen bir milyon ölü.
Körfez Savaşı: Yüzde 75’i sivil tahminen 2 milyon ölü. 2,5 milyon mülteci.
Suriye İç Savaşı: 2011’den bu yana beş yılda tahminen 470 bin ölü. İki milyona yakın yaralı, 7 milyondan fazla mülteci.
Özet halindeki bu tablo gösteriyor ki insanlık zaten ölmüş, sadece uzatmalar oynanıyor.