“Antalya, 640 kilometrelik uzunluğa sahip sahil şeridiyle Türkiye'nin denize en fazla kıyısı olan kenti. Ancak girintili çıkıntılı koylarıyla kıyılar açısında bir çok ülkeden daha zengin olan Antalya'da halkın günübirlik denize girebileceği alanların sayısı neredeyse bir elin parmakları kadar kalmış durumda.
Turizm tahsisleri, yapılaşma ve çeşitli yatırımların baskısı nedeniyle bitme noktasına gelen Antalya kıyılarındaki tablo ibret verici durumda. Peki zengin bitki örtüsü, biyolojik çeşitlilik ve coğrafi yapısıyla bütün dünyayı kıskandıran bu eşsiz kıyı şeridinden Türk alkı yeterince yararlanabiliyor mu? Gelin yaz sezonunun başladığı Türk turizminin başkentinde, sırt çantanızı alıp Gazipaşa'dan Kaş'a, doğudan batıya doğru kentin kıyı şeridini hep birlikte gezelim nelerle karşılaşacağız görelim...
GAZİPAŞA'DA HALK HALA DENİZE GİREBİLİYOR
Gazipaşa, Antalya'nın en doğusunda yer alan ilçesi. Turizm henüz burada pek yaygın değil ancak ilçenin kıyı alanlarındaki denize girilebilir yerlerde hızlı bir işgal göze çarpıyor. Yine de halkın denize girebileceği alanlar diğer bölgelere göre hala mevcut. Gazipaşa'dan son gelen haberler arasında orman talanının yoğun olduğu bilgisi öne çıkıyor.
ALANYA'DA RUS-ALMAN REKABETİ
Alanya kıyıları, beldeleriyle birlikte lüks otellerin ve tatil köylerinin işgali altında. Halkın günlük kullanımına açık olan bir iki plajda da şezlong ve şemsiye ücreti bir de çay içerseniz orta ölçekli bir restoranda ödeyeceğiniz parayı ödemeyi göze almanız gerekiyor. Alanya'da son bir kaç yıldır ortaya çıkan Rus-Alman rekabeti nedeniyle Türk tatilciler sıkıntılı günler geçiriyor.
MANAVGAT KIYILARI İŞGALCİLERİN HAKİMİYETİNDE
Manavgat'ta da durum Alanya'dan farklı değil. Side, Belek, Kadriye ve Kundu'dan Antalya'ya doğru uzanan kıyı şeridi boyunca neredeyse halkın günübirlik kullanımına açık tesis bulunmuyor. Denize girilebilir kıyı alanları da işgalcilerin hakimiyeti altında.
LARA BİRLİK ANSA'YA MI GİDİYOR
300 bin metrekarelik alana sahip olan 2 kilometrelik kumsalıyla halkın günübirlik denize girme ihtiyacını karşılayan Lara Birlik Plajının, İl Özel İdaresi'nin kuracağı ANSA şirketi tarafından işletileceği öne sürülüyordu ancak yaz sezonunun başladığı şu günlerde şirketin kuruluş işlemleriyle ilgili presedür henüz tamamlanmadığı belirtiliyor. Lara bölgesindeki plajların bir çoğu da kamu kurumlarının kamplarına ayrılmış durumda.
DENİZ'DE KUM, KONYAALTI'NDA İNSAN
Antalya'nın en bilinen kumsallarından olan Konyaaltı Plajında, Beach Park ve diğer işletmelerin işgali nedeniyle neredeyse ücretsiz denize girilecek alan bulunmuyor. Konyaaltı plajlarının bir diğer özelliği ise sezonun ve sıcakların en yoğun yaşandığı Temmuz-Ağustos aylarında adeta insan kaynıyor. Yakınlığıyla kentin en kolay ulaşılan plajı olma özelliğini koruyan Konyaaltı, bölgedeki otel ve konutların yanısıra günübirlikçilerin sığındığı son kalelerden biri.
KEMER'İN KINDILÇEŞMESİ HALKA KAPI DUVAR!
Kemer, Beldibi, Çamyuva, Tekirova, Phaselis ve Olimpos'ta da günübirlik plarak kullanılan plajların sayısı giderek azalıyor. Bölgenin en önemli günübirlik alanlarından Kındılçeşme ise üç yıldır dava konusu. Antalya’nın son kamping alanlarından olan Kındılçeşme, 2003 yılında ihale edildi. 2009 yılında burayı kiralayan özel şirket inşaat faaliyetine başladı. Antalya Barosu ve Mimarlar Odası Antalya Şubesi, konuyla ilgili dava açtı. Açılan bu dava sonucu, keşif ve bilirkişi süreci tamamlanana kadar alanda inşaat faaliyetlerine son verecek şekilde Danıştay 6. Dairesi yürütmeyi durdurma kararı verdi. Ancak bu karara rağmen bölgedeki inşaat faaliyeti sürüyor.
KINDILÇEŞME'DE PLANLARIN NE OLDUĞU BELLİ DEĞİL
Kındılçeşme davasını açan Avukat Tuncay Koç, ilgili Bakanlıkların verdiği bilgilere göre, hali hazırda 1/1000’lik uygulama planlarının ne olduğunun belli olmadığını söylüyor. 2003 yılında yapılan planların Uzun Devreli Gelişme Planı’yla uyumluluk taşımadığını belirten Koç," Gelişme planına işlenmiş notta getirilen bungalov kararıyla mevcut inşaatı devam eden yapıların örtüşmediği çok açık. Yıllardır yeşil dokusunu ve doğal örtüsünü koruyarak bugünlere gelen kamp alanının dokusu çok kısa sürede değişti, kamp alanı halka kapatılarak, amacı dışında yapılaşmaya gidildi. Mahkemenin verdiği bu kararla Çevre ve Orman Bakanlığı’nın bu hatadan dönerek alanın yeniden kamping alanına çevrilmesi, doğal dokunun bozulmaması yönünde tedbir alması tüm kamuoyunun ortak talebi oldu" diyor.
KUMLUCA'DA 1500 KİŞİLİK TESETTÜR OTELİ
Kumluca daha çok tarım kenti olarak biliniyor. Ancak Mavikent'te bulunan tesettür oteli Şah İnn, yaklaşık 1500 kişilik kapasitesiyle ülkenin en büyük kapasiteli tesettür oteli olarak biliniyor. Mavikent, Adrasan ve Olimpos gibi bölgelerde kıyılaır çoktan turizmciler kapatmış durumda. Adrasan'daki Sazak Koyu da 29 yıllığına özel bir şirkete kiralandı. Adrasanlılar koylarını vermemek için burada 7 Ocak'ta bir eylem yaptılar. Çıralı'daki Maden Koyu'nun da kiralanacağı söylentisi bölgede en çok konuşulan konuların başında geliyor. Antalya genelinde olduğu gibi burada da gözler seçimlerden sonra meclisten geçirilmesi beklenilen 2B yasasında.
HALK İÇİN EN UCUZ DENİZ FİNİKE'DE
Finike'de Sahilkent bölgesinin dışında kent merkezinde de günübirlik kullanım alanları mevcut. Ancak bu alanların da bir çoğu özel işletmeler tarafından işletiliyor. Yine de Finike, halkın denize az para harcayarak girebileceği ender ilçelerden..
ERTUĞRUL GÜNAY'IN SAYFİYESİ: DEMRE
Demre Antalya'nın önemli turizm alanlarından biri. Bakan Günay'ın da burada bir yazlığı bulunuyor. Taşdibi-Sülüklü bölgesi olarak adlandırılan kumsal kumunun kalitesiyle biliniyor. Ancak bu alan turizm gelişim bölgesi ilan edilerek büyük yatırımcılara tahsis edildi. Kekova ve Çayağzı bölgesinde de halkın günübirlik kullanımına açık alan bulunmuyor. Demreliler, Çayağzı'nın girişinde bulunan ve şifalı su kaynağı olarak bilinen, küçük bir havuz görünümündeki Burguç adlı su kaynağında serinlemeye ve şifa bulmaya çalışıyorlar. Demre'nin beldesi olan Beymelek kıyılarındaki günübirlik tesisler de özel şirketler tarafından işletiliyor.
KAŞ'IN CAN MOCAMP'I YAT LİMANI OLDU
Yerli ve yabancı bir çok kamp tutkununun uğrak yeri olmasının yanında, Kaşlıların günübirlik kullanım alanlarından biri olan Can Mocamp, uzun yıllardır halkın denizle buluştuğu alanlardan biriydi. 2008 yılında MAKYOL firmasına Yap İştet Devret (YİD) modeliyle devredilen Kaş Bucak Denizi Marina'nın inşaat çalışmaları ve şirketin bölgenin kullanımını elinde bulundurması nedeniyle Can Mocamp günübirlik kullanıma kapandı. Ancak marinanın batısındaki alanda yine de eski müdavimlerine hizmet vermeyi sürdürmeye kararlı olan mocampın sahibi Can Kahvecioğlu, Kaş'ın yıllar önce yitirdiği renkli simalardan biri olan babası Ahmet Kahvecioğlu'ndan devraldığı bayrağı sonuna kadar taşımaya kararlı olduğunu söylüyor.
ÇAKILLARDAN ÇAKIL BEĞENİN
Önümüzdeki günlerde Başbakan Erdoğan'ın Antalya'da yapacağı toplu açılış töreniyle hizmete açılacağı söylenen marina artık günübirlikçiler yerine lüks yatları ağırlayacak olsa da, Kaş'ta bulunan diğer plajlarda serinleyebilirsiniz. Merkezde bulunan Büyükçakıl ve Küçükçakıl plajlarında bir günlük denize girmenin bedeli alacağınız servise göre değişiyor. Ancak en azından 15-20 lirayı gözden çıkarmanız gerekiyor. Tabii bu durum, bulabilirseniz yalnızca çay içmenizle sınırlı, soğuk bir şey içerseniz fiyatlar hayli değişebilir.
KALKAN'DA VİLLA İŞGALİ
Kalkan'ın merkezindeki tek plajı belediye kiraya vermiş ve özel bir girişimci tarafından işletiliyor. Kalamar koyu villa inşaatlarının işgaliyle neredeyse kulllanıma kapalı durumda.
PATARA'DA GİŞE KARMAŞASI
Patara, 18 kilometrelik uzunluğuyla ülkenin en uzun kumsalına sahip. Ancak buradaki tek işletme Patara (Gelemiş) muhtarlığı tarafından işletiliyor. Burada da denize girmenin bedeli en az 15-20 lira. Bir de kişi başı 5 lira giriş ücreti ödemek zorundasınız. Antik kentle aynı kapıdan geçilerek girilen plaja girmek için ören yeri ücreti ödemek zorunda kalanlar, ören yeri gişesinin özelleştirilmesiyle birlikte bir hayli öfkeli. Beş kişilik bir ailenin denize girebilmek için yalnızca gişe bedeli olarak 25 lira ödeyecek olması oldukça caydırıcı bir unsur. Patara esnafı, köy içinden denize ulaşmak için antik kent dışında başka bir çözüm bulunmasını istiyor. Patara'da hızla inşaatları devam eden villaların bitmesiyle bölgede denize girmenin bedeli lüks bir otelde havuza girmeyle eşit olacağı da söyleniyor.
TURİZMİN BAŞKENTİ, KENDİNİN AFRİKASI
Antalya kıyılarını doğudan batıya katettiğinizde karşılaşabileceğiniz olası manzara böyle. Ancak yine de 'yaz sıcağında para ödemeden serinlemenin bir yolu yok mu?' derseniz, en batıda, Kaş-Fethiye sınırını belirleyen Eşen Çayı'nın bulanık sularına kendinizi atabilirsiniz. Tabii, Eşen Çayı üzerinde projelendirilen çok sayıdaki hidroelektrik santrali (HES) Eşen'in sularını borulara hapsetmeden önce yetişebilirseniz. Türkiye'de yıllardır şehir efsanesine dönen, "kıyılar anayasaya göre halkın kullanımına kapatılamaz" söylemi uygulamadaki karşılığını çoktan yitirirken, Türk turizminin başkenti olarak lanse edilen Antalya kıyılarında halkın kendisine anayasanın verdiği hakları kullanma lüksü çoktan ortadan kalkmış görünüyor. Antalya'ya turizmin başkenti, kendinin Afrika'sı demek hiç de abartılı sayılmaz.”