Salgın hastalık tüm hızıyla, vahşice ve şekil değiştirerek hayatımızı karartıyor. Aşı üretimi yetersiz, ülkeler çaresiz. Bilim insanları uyarıyor: "Bu tempoda olursa, tüm insanların aşılanması 3 yıl devam eder."
Fransa halkı bir ay eve kapatıyor. Almanya, İspanya, İtalya, İngiltere sert önlemler alıyor. Bizim ülkede aşılar "geldi, geliyor" muhabbeti ile gecikmeli yapılıyor.
İnsan sağlığı en önemli hayati konu. 20 Mart'ta vaka sayısına göre, risk haritasında Türkiye kızarıyor. Yüksek risk grubundaki nüfus 50 milyonu geçti. Yeni vakaların artış oranı yüzde 143. İstanbul'da bir haftada artış yüzde 41. Ağır hastalar bir ayda yüzde 30. Aktif vakalar aynı sürede yüzde 48 arttı.
BİR İMZAYLA DEĞİŞTİ
Bu sorun ortada dururken yöneticimiz çok başka havadan gidiyor.
Bir çeşit ortaklık yaptığı MHP için parti (HDP) kapatma kararı alıyor. Saadet oyları için İstanbul Sözleşmesini iptal ediyor.
Meclis'te 4 partinin oylarıyla İstanbul Sözleşmesi kabul edilmişti. Bir imza ile hukuk, yasa, gelenek yok edildi.
Bu ülkede 12 yılda 3176 kadın cinayeti oldu. 18 yılda rakamlar daha korkunç 7 bin 600 kadın öldürüldü.
TBMM'nin kabul ettiği, şiddet karşıtı bir metinden, Türkiye neden ayrılır, bilen yok. 24 Kasım 2011 tarihli Meclis tutanaklarında, AKP ve MHP sözcüleri, İstanbul Sözleşmesi'nin kabulünü gururla kutluyor, sahip çıkıyorlar.
KANUN YERİNE KARAR
20 Mart 2001'de ne oldu da iptal geldi, kimse bilmiyor. AKP milletvekilleri, sözcüleri, bakanları bile farklı gerekçeler sıralıyorlar. "Ben yaptım oldu" kanun yerine geçiyor. O gece, ne oldu, bilmiyoruz. Bildiklerimiz ise kabarık bir liste. Başka bir ülkede, bir yılda olabilecek işler, bizde bir kaç saat içinde oldu ve bitti.
Olanları sıralayalım:
-Danıştay Andımızı kaldırdı.
- 21 bin yeni Covid-19 hastası.
-İstanbul sözleşmesi iptal.
- Merkez Bankası başkanı görevden alındı.
-Gergerlioğlu'nun milletvekilliği düşürüldü.
- Gezi Parkı'nın mülkiyeti İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden alınarak Sultan Beyazıt Hanım Veli Hazretleri Vakfı'na geçti.
-Diyarbakır'da bir bölge Muş'a geçti.
Başkan bütün tuşlara bastı. Yetmedi, klavyeyi masaya vuruyor. Bir şeyler kırılacak. Kimileri yok olacak. Güzel ülkeme yazık oluyor, hak etmiyor.
ARSIZCA GÜLÜYORLAR
Ve, tüm bu olan bitene birileri, utanmadan #morardınızmı diye hastag/etiket açıyor. Dayak yemiş, yüzü, gözü morarmış kadınların fotoğraflarını koyan o dar kafalılar, arsızca gülüyorlar.
O yorumları görünce, hiç yüzünüz kızarmadı mı? İğrenç sözleri okudukça, vicdanınız sızlamadı mı? İnsan sormadan duramıyor: Sizi de bir kadın doğurmadı mı?
Atatürk diyor ki: "Bir milletin medeniyetini ölçmek istiyorsanız, kadınlarına nasıl muamele edildiğine bakın."
Atatürk'ü düşünüyorum, 100 yıl önce bu konuları, nasıl anlatmış bu halka?
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |
|
|||||
|