Dördü Nobel ödüllü 25 bilim insanı, Türk Hükümeti’ne barışçıl göstericilere uluslararası hukuka uygun şekilde davranma çağrısında bulundu. Türkiye’de insan hakları ihlallerine dikkat çekmek amacıyla Türk Tabipler Birliği, İnsan Hakları için Doktorlar Kuruluşu, Türkiye’de Araştırma ve Öğretim Özgürlüğü Uluslararası Çalışma Grubu – Kuzey Amerika Temsilciliği’nin girişimiyle hazırlanan bildiride, göstericilere ve sağlık görevlilerine uygulanan orantısız ve yasadışı şiddetin önceden görülmemiş boyutlarda yaralanmalara ve ölümlere yol açtığına değinilerek, böyle bir bildirinin bilim insanları ve tıp uzmanlarının kaleminden ortaklaşa çıkmış olmasının, Türkiye’de işlenen insan hakları ihlallerinin boyutunun ve duruma müdahalenin gerekliliğinin göstergesi olduğu vurgulandı
Ölü ve yaralı sayısı
Bildiride şu görüşlere yer verildi: ‘Barışçıl göstericilerin 31 Mayıs 2013 günü orantısız bir şiddete başvurularak dağıtılması üzerine, Haziran ayında Türkiye’nin 79 ayrı şehrinde resmi rakamlara göre toplam 2,5 milyon kişi gösterilere katıldı. Türkiye Hükümeti’nin aşırı miktarda göz yaşartıcı gaz ve polis şiddetine başvurduğu olaylar, sayısı gittikçe artan ölüm ve yaralanmalara sebep oldu. 15 Temmuz 2013 tarihinde Türk Tabipler Birligi’nden verilen son bilgilere göre gösterilerde 63’ü ağır olmak üzere 8163 kişi yaralandı, 3 kişi henüz hayati tehlikeyi atlatamadı. 106 kişi kafa travması geçirdi, 11 kişi gözünü kaybetti. Olaylarda 5 kişi hayatını kaybetti.
Hasta gizliliği ihlal edildi
Hastaneler ve geçici olarak kurulan revirler de, yaralıların tedavi edildiği kapalı alanlara biber gazı atılmak suretiyle polis tarafından hedef alındı. Tıbbi malzemelere el konularak pek çok sağlık görevlisi gözaltına alındı. Hükümet ayrıca, İstanbul Tabip Odası genel sekreterini tutuklamak ve protestolar sırasında gerçekleşen yaralanmalar ve ölümleri gösteren bilgileri saklamak yoluyla TTB'yi büyük ölçüde baskı altına almıştır. Buna rağmen, TTB bu bilgilere ulaşım açısından güvenilir tek kaynak olmayı sürdürmüştür. Sağlık Bakanlığı, hasta gizliliğini açık şekilde ihlal ederek tıp kuruluşlarından protestolar sırasında yaralanmış hastaların isimlerini, sağlık durumlarını ve bu hizmetlere gönüllü olan sağlık çalışanlarının kimliklerini talep edecek kadar ileri gitmiştir. Hükümetin anayasaya aykırı olan bu talepleri, Erdoğan yönetimi tarafından kara listeye alınmak korkusu yüzünden tıbbi yardıma ihtiyacı olan binlerce yaralı eylemcinin tedavisini engellemiştir.
Ölümcül dozaj
İçişleri Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü, kullanılan bu kimyasal maddelerin tür ve bileşenlerinin açıklanmasına dair talepleri, bu bilgiler etkilenen kişilerin tedavisinde hayati önem teşkil etmesine rağmen cevapsız bırakmıştır. İstanbul Kimya Mühendisleri Odası, farklı türden göz yaşartıcı gazları fareler üzerinde test etmiş ve kullanılan kimyasal maddelerin ölümcül dozaj ve konsantrasyon bilgilerini açıklamıştır. Göstericilerin büyük bir çoğunluğunun bu kimyasallara hem kısa menzilden hem de uzun süreli maruz kaldığı göz önünde bulundurulduğunda, sağlık durumlarının düzenli olarak takip edilmesi elzemdir. Kimyasal maddelerin insanlar üzerinde böylesine kayıtsızca ve aşırı oranda kullanılmasının tıbbi sonuçları yeterince araştırılmadığı ve ölüme sebebiyet verme olasılıkları yüksek olduğu için bu tür maddelerin kullanımına derhal son verilmesi gerekmektedir.
Derhal son verilmeli
Bu vesileyle biz akademisyenler, bilim insanları ve aydınlar olarak Türkiye’deki barışçıl göstericilerle sağlık görevlilerine uygulanan pervasız ve orantısız şiddeti ve bu esnada kimyasal maddeler kullanılmış olmasını bir kez daha kınıyoruz. Hükümetin daha fazla sağlık sorununa ve can kaybına mahal vermeden barışçıl göstericilere karşı kimyasal madde kullanımına derhal son vermesini talep ediyoruz’.