Ülkemizi insanlarını eskiden fesli sarıklı olarak tanırlardı yurtdışında.
Böyle bir Arap algısı vardı.
Zaman içinde Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal’in yaptığı reformlar sayesinde bu algı giderek azalmaya başladı. Siyah beyazlı yıllara baktığım zaman özellikle de kadınlarımızın ne kadar modern olduğunu görmekten hep kıvanç duyarım. Ancak şimdi bunlar tam tersine dönüyormuş gibi bir izlenim var. Sokaklarda sarıklı insanlar, giderek kapanan kadınlar ve laiklikle uyuşmadığına inandığımız siyasi atraksiyonlara tanıklık ediyoruz. Bir toplumsal dönüşüm ve değişim olduğu elbette muhakkak. Ama Suudiler ve İranlılar açılırken bizim daha kapalı hale gelmemiz paradoksal bir durum değil mi?
İranlı kadınlar gelip Kemer’de çılgın köpük partilerine katılıyor? Niye? Memleketlerinde köpük yok mu? Var ama köpürtülmesi yasak.
Suudi’nin durumu da kadınlar açısından tam bir felaket. Ha köle kullanmışsın ha kadınları. Fark eden bir şey yok. Gerçi bugünlerde açılım adı altında mesela araba kullanmak, konserlere gitmek ve kısıtlı bazı figürleri yapabilecek danslara izin veriliyor ama bunun ne ölçüde kalıp yaygınlaşacağı konusunda soru işaretleri var. İran Şah döneminde sanki bir batı ülkesiymiş gibi son derece moderndi ama Amerikancı despotu kovalayan Mollalar demokrasi getireceklerine teokratik bir devlet kurdular. İnsanları bir gün içinde kapayıp siyahlara boyadılar.
Bir zamanlar herkese örnek olan Türkiye ise bugün Avrupa’da adalet mekanizması zedelenmiş, hukuk sistemi rahatsız edici ve demokrasisi raydan çıkmak üzere olan bir ülke gibi algılanıyor. Acı ama maalesef durum bu. Buna kızan pek çok Avrupalı ülkemize gelmek istemiyormuş, geçenlerde Alman basınında okudum. Ama biliyorum ki, onların kızgınlıkları ülkemize ve ülkemizin insanlarına değil. Çünkü yönetilen Türklerle bir sorunları yok.
Bu gelişmeler ışığında haliyle insanlar nereye gidiyoruz sorusunun karşılığını merak ediyor. Bu karşılığı bulmak için biraz geniş pencereden bakmak lazım. NATO üyesiyiz, NATO düşmanı Rusya ile balayı yaşıyoruz, AB adaylığımız var, dalaşmadığımız ülke kalmadı, Molla’larla sıkı fıkıyız, Çin’e hafif frikik veriyoruz, Ortadoğu bizim eski tarlamız diyoruz tarladaki ekinlerle başımız dertte.
Hal böyle olunca “Nereye gidiyoruz?” yerine şu soruyu sormamız gerekmez mi:
Biz nereye gitmiyoruz?
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
|||||
|
|
![]() Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |
![]() |
||||||||||||
|
||||||||||||
![]() |
||||||||||||
![]() Koç ![]() 21 Mart - 20 Nisan
|
||||||||||||
![]() |
||||||||||||
|
||||||||||||
![]() |
||||||||||||
|
||||||||||||
![]() |