Avrupa Birliği (AB) Bölgeler Komitesi Türkiye İle ilişkiler Çalışma Gurubu'nun 11'inci yıllık toplantısı Antalya'da düzenledi. Toplantı, Antalya Büyükşehir Belediyesi'nin ev sahipliğinde yapıldı. Toplantının açılış oturumunda konuşan AB Bölgeler Komitesi Türkiye İle İlişkiler Çalışma Grubu Başkanı Bernard Soulage, Türkiye kamuoyunda AB üyeliği konusunda olumsuz bir dönüşüm olduğu algısının güçlendiğini söyledi. Buna karşın AB'nin durumunun da çok cazip olmadığını, ekonomik güçlükler yaşandığını belirten Soulage, "Liderlerin zaafı, kolektif şekilde krizden çıkma konusundaki yeteneksizliği AB'ye bakışı bütün dünyada düşüşe geçirdi. AB eskiden çok daha az parlak bir görüntü arz ediyor. Türkiye 'nin AB üyeliği zor ve ağır ilerliyor" dedi.
Türkiye'nin AB'ye üyeliğinin artık Akdeniz'de ortaya çıkan yeni gelişmeler bağlamında değerlendirilmesi gerektiğini ifade eden Soulage, "Fransızlar Türkiye 'nin büyük bir Akdeniz ülkesi olduğunu kabullenmekte zorlanıyor ama Türkiye büyük bir Akdeniz ülkesi ve söz sahibi olmaya da devam edecek. Türkiye net bir şekilde Akdeniz'deki bu gelişmelerin kalbinde yer alacaktır" diye konuştu.
SİVİL ZORBALIK VE OTOKRASİ
Ev sahibi sıfatıyla konuşan Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın, Türkiye'de demokratikleşme sürecinin rayından çıktığını, sivil zorbalık ve otokrasinin arttığını söyledi. Kuvvetler ayrılığı ilkesinin işlemez hale geldiğini, medya üzerinde sansür ve otosansür uygulamalarının arttığını ve yargının siyasallaştığını öne süren Başkan Akaydın, "Üniversite kampüslerinde sessiz protesto yürüyüşü yapan öğrencilere polis tarafından şiddet uygulanmakta, 'Üniversite harçları artmasın' diye pankart açan öğrenci hapse atılmaktadır" dedi.
BAŞKAN AKAYDIN'DAN SORU
Büyükşehir Belediye Başkanı Akaydın, Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ndeki mahkumiyet kararlarını, özel yetkili mahkemeler ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'nin İstanbul ve Ankara ofislerinde yaşanan polis baskınlarının hatırlatarak devam ettiği konuşmasında "Batılı dostlarımıza soruyorum, bu kaygı verici gidişatı görmezden gelerek Türkiye'de demokrasinin ilerlemekte olduğu teşhislerini nasıl yapabiliyorsunuz?" diye sordu.
GELİNEN NOKTADA ÜYELİK HAYAL
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Türkiye- AB Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Umut Oran, Türkiye'nin gerçeklerinin AB tarafından tam algılanmadığını söyledi. Adil yargılanma hakkı, tutukluluk sürelerinin uzunluğu, özel hayatının gizliliğinin korunması ve internet özgürlüğü bakımından yaşanan durumun acı gerçeklerle yüzleşmeyi sağladığını savunan Genel Başkan Yardımcısı Oran, "Algıyla gerçekler arasında biz bunu yaşıyorz. AB dostlarımızın bunu anlaması ya da izim anlatmamaz lazım" dedi.
Müzakere sürecinde artık kitlenme noktasına gelindiğini belirten Umut Oran, görünürde birkaç ülkenin iç politikalarına bağlı olarak uyguladıkları engellerin tüm süreci tıkamış olduğunu söyledi. Sorunlar olabileceğini ama konuşup tartışmadan çıkış yolu bulunmasının mümkün olmadığını kaydeden CHP Genel Başkan Yardımcısı Oran, "Mısır'da 'Ben laik değilim' diyen ve partisi Anayasa Mahkemesi tarafından laiklik karşıtı hareketlerin odağı olduğu için kapatılması gündeme gelen, kapatılmasa da cezalandırılan bir siyasi parti iktidarıyla AB sürecinin gerçekleşmesi, bugün gelinen nokta gibi, hayaldir" diye konuştu.
"BÜYÜK HAKSIZLIK OLUR"
Avrupa Birliği Bakanılğı Müsteşar Yardımcısı Ahmet Yücel ise konuşmasında AB sürecinin siyasi partilerin ötesinde bir devlet politikası olduğuna dikkat çekti. AB'ye katılım müzakerelerine ilişkin reform sürecinin devam etmekte olduğunu kaydeden Müsteşar Yardımcısı Yücel, şöyle devam etti:
"Bugün Türkiye'nin müzakere sürecinde siyasi anlamda reformalar gerçekleştirmediği yada siyasi anlamda geriye gittiğini, demokrasi ve fikir özgürlüğü anlamında geriye gittiğini söylemek sanıyorum büyük haksızlık olur."
Bu eleştirinin aynı zamanda komisyona karşı yapılmış büyük haksızlık olacağını ifade eden Müsteşar Yardımcısı Ahmet Yücel, "Biz komisyonu eleştiriken aslında Türkiye'deki olumlu gelişmelere yeterince yer vermedikleri için eleştiriyoruz. Oysa bugün görüyorum ki, komisyonun değerlendirmeleri daha pozitif" dedi.
"TÜRKİYE ESKİ TÜRKİYE DEĞİL"
Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu-Ekonomi, Ticaret ve Tarım Bölümü Başkanı Michele Villani de, Türkiye ve AB arasındaki görüşmelerin tamamen durmuş durumda olmasına rağmen katılım müzakereleri çerçevesinde Türkiye'de hayata geçirilen reformların Türkiye'yi daha farklı bir ülke haline getirdiğini söyledi.
Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Helene Flatue ise, Büyükşehir Belediye Başkanı Akaydın'ın demokrasi eleştirilerine katılmadığını belirtirken yerel aktörlerin AB ve kurumlarını Türkiye'nin iç tartışmalar içine çekmek istediğini söyledi. Eşbaşkan Flatue, "Bizim işimiz siyasi partilerden, aktörlerden, iç politik tartışmalardan bağımsız olarak değerlendirmektir. Biz bunu yaparken kimseyi tatmin etmiyoruz. Ama işimizin nankör tarafı bu" dedi.