Eğirdir'e bağlı Barla köyünde oturan Süleyman Demirtaş, 1 Haziran günü, 12 liralık su parasını ödemek için köydeki muhtarlık su tahsilat veznesine gitti. Muhtarlıkta kadrolu olarak çalışan E.K., borcun 15 TL olduğunu söyledi. Bunun üzerine Süleyman Demirtaş ile E.K. arasında tartışma yaşandı.
EVE GELİP FENALAŞTI, HASTANEDE ÖLDÜ
Olaydan sonra eve giden Süleyman Demirtaş, aynı gün fenalaştı. Eşi Keziban Demirtaş'a (62) sürekli 'Bağrım yanıyor, çok acıyor' diyen Süleyman Demirtaş, rahatsızlığının artması üzerine çağırılan ambulansla Eğirdir Kemik Eklem Hastalıkları Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi'ne götürüldü. Burada yapılan tetkiklerde kalp krizi geçirdiği tespit edilen Süleyman Demirtaş, Isparta Şehir Hastanesi'ne sevk edildi. Süleyman Demirtaş'a hastanede müdahale edilerek kalp pili katıldı. Demirtaş aynı gece yaşamını yitirdi.
'DARP EYLEMİNDE BULUNMADIM'
Olayın ardından gözaltına alınan E.K., savcılıktaki ifadesinde Süleyman Demirtaş'ın ölümüyle ilgili herhangi bir kastı olmadığını öne sürdü. Daha önce 'yaralama' ve 'tehdit' suçlarından ceza aldığı, ancak hükmün açıklanmasının geri bırakıldığı belirtilen E.K., ifadesinde şunları söyledi:
"Saat 08.30 sıralarında Barla köyünde ikamet eden ve aramızda husumet bulunmayan Süleyman Demirtaş su parası ödemek için muhtarlık binasına geldi. Bu esnada ellerimin ıslak olduğunu ve birkaç saat sonra gelmesini, borcun 15 TL olduğunu söyledim. Bunun üzerine Süleyman Demirtaş, 'Olur mu, benim 12 TL borcum var, hep benden 2-3 TL fazla alıyorsunuz, siz hep böyle yapıyorsunuz, sizi her yere şikayet ederim' şeklinde sözler söyledi. Ben de 'Amca istediğin yere şikayet et, ben zaten sana bunun makbuzunu veriyorum' dedim. Bunun üzerine 'BİMER'e, CİMER'e şikayet ederim, silahım var, vururum' dedi. Ben de 'Defol git amca şuradan, gerekirse 15 TL'ni de ben yatırayım' dedim. Bunun üzerine üzerime geldi, ben de şahsı tam hatırlamamakla birlikte sol omuz kısmından ittirdim. Bu esnada muhtarlığın ikinci katından aşağıya doğru indi ve 'beni öldürüyorlar, dövüyorlar' diye bağırmaya başladı. Bana bakarak geri geri yürümeye başladı ve düştü. Yaklaşık 20 dakika sonra jandarma geldi. O arada jandarmaya karşılıklı şikayetçi olmadığımızı belirttik ve bunu tutanak altına aldık. 2 Haziran 2018 tarihinde Süleyman Demirtaş'ın kalp krizi geçirerek Isparta Şehir Hastanesi'nde vefat ettiğini öğrendim. Süleyman Demirtaş'ın kalp rahatsızlığı olup olmadığı hususunu bilmiyorum. Süleyman Demirtaş'ın ölümü olayıyla ilgili herhangi bir kasıtlı hareketim bulunmamaktadır. Ve olay tarihinde de ben şahsa yönelik darp eyleminde bulunmadım. Olay nedeniyle pişmanım. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum."
'GÖĞÜS BÖLGESİNE YUMRUKLA VURMAK SURETİYLE YARALADIĞI'
İfadesinin ardından serbest bırakılan E.K. hakkında 'Taksirle ölüme neden olma' suçundan iddianame hazırlandı. İddianamede, "Şüpheli E.K.'nin ölen Süleyman Demirtaş ile yaşadığı tartışma sırasında E.K.'nin, Süleyman Demirtaş'ın göğüs bölgesine yumrukla vurmak suretiyle yaraladığı, bunun neticesinde efor ve stresin tetiklediği kalp krizine bağlı olarak Süleyman Demirtaş'ın ölümüyle sona eren olayda şüpheli E.K.'nin taksirle bir kişinin ölümüne neden olma suçunu işlediği anlaşılmıştır" denildi.
'BU KASTEN ADAM ÖLDÜRME OLAYIDIR'
Süleyman Demirtaş'ın İstanbul'da oturan oğlu Osman Demirtaş ise babasının olayın hemen ardından kendisini aradığını ve sonrasında ölüm haberini aldığını söyledi. Osman Demirtaş, "Babamın bu olaya bağlı ölmüş olabileceğini düşünerek, şikayetçi oldum. Babamın cenazesine önce Eğirdir'de ardından Antalya Adli Tıp Kurumu'nda otopsi yapıldı. Antalya'da yapılan otopsi bulguları daha sonra da İstanbul Adli Tıp 1. İhtisas Kurulu'na gönderildi. 14 Eylül'de kurul kararını verdi ve babamın darba bağlı kalp krizi geçirdiği yönünde oybirliğiyle karar çıktı. Eğirdir Cumhuriyet Savcılığı da 'taksirle ölüme neden olmaktan' dolayı babamı döven E.K. hakkında iddianame hazırlayarak Asliye Ceza Mahkemesi'nde dava açtı. Bu taksirle adam öldürme değil, kasten adam öldürme olayıdır" dedi.
'AĞLAYARAK DÖVDÜKLERİNİ, ÇOK KOVALANDIĞINI SÖYLEDİ'
Süleyman Demirtaş'ın 30 yıllık eşi Keziban Demirtaş da eşinin çiftçilik yaparak yaşantısını sürdüren, kendi halinde bir insan olduğunu anlattı. Keziban Demirtaş, "Olay günü sabah karnını doyurdum. 'Ben su parasını ödeyip, geleyim' diye evden çıktı. Yoldan bir tanıdığın arabasına binerek muhtarlık binasına kadar gitmiş. 12 lira olan su parası, 3 lira da 'çay kahve parası' diye alıyorlar. 'Vermeyeceğim' deyip, yanında 12 lira götürdü. Çok geçmeden beni arayıp, ağlayarak dövdüklerini, kovalandığını söyledi. 'Osman diye bakkal biri kurtardı o olmasa öldürecekti. 'Oğlum vurma' dedikçe bağrıma bağrıma vurdu. Bağrım yanıyor' diye anlattı. Ardından jandarma aracıyla eve bırakıp gittiler, ama sürekli ağlayıp, inliyordu. Kötü olunca hastaneye götürdük. Isparta'da öldü. Hiç bu adama vurulur mu? Ayağını sürüyerek geldi, çok acıyor diye ağlayıp duruyordu. Merdivenlerden kaktırmış, yuvarlanmış. 25 yaşında delikanlısın, nereden senin hakkından gelsin bu adam? 'Git buradan' de, 'Nereye şikayet edersen' et de. Dövmek mi lazım" diyerek gözyaşı döktü ve şikayetçi olduğunu söyledi.
'DARP YOK, DERTLERİ PARA KOPARMAK'
Ailenin iddialarıyla ilgili konuşan Köy Muhtarı Mustafa Soyöz ise, "Olaydan bilgim var. Görevli E.K., Süleyman Demirtaş'ın kullandığı su karşılığında ödemesi gereken karşılığında '15 lira ver, bozuk para yok, gelecek ay eksik ödersin' demiş. Bu da 'Vay efendim neden çok para alıyorsunuz, vermem' deyip, küfür etmiş. Tartışma yaşanmış ancak darp olayı kesinlikle yok. Dertleri para koparmak" şeklinde konuştu.
Nurettin ARKAN/ISPARTA, (DHA)
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |