ANSİAD genel kurulu ihraç etmeden kendisi istifa eden Muharrem Koç, gazetecilere sayfalar dolusu bir mektup yazarak içini döktü. Bu ihraç meselesini merak edenler için aynen yayınlıyoruz:
İŞTE MUHARREM KOÇ'UN O AÇIKLAMA METNİ:
Kamuoyunu aydınlatma noktasında önemli görev üstlenen siz değerli basın mensupları, ANSİAD’tan istifamla ilgili süreci değerlendirmeniz adına sizlere aşağıdaki bilgileri sunuyorum.
Geçtiğimiz günlerde basında da yer aldığı gibi, ANSİAD üyeliğinden istifa ettim. Süreci sizlerden saklamadan birlikte yaşadık. Kapalı kapılar ardında konuşmak yerine her zaman kamuoyunla ANSİAD’ta ihraç talebiyle başlayan ve istifamı paylaştım. Bugün gelinen noktada kişisel çıkarlar uğruna üzerinde bir çok Antalya aşığı iş adamı dostumun emeği olan ANSİAD’a zarar geleceğini düşünerek, bu basın toplantısını zaruri buldum. Çünkü şahsımın saklayacak hiçbir şeyi yoktur. Sadece üzüldüğüm nokta bu süreçte kişisel amaçların ANSİAD’a zarar vererek, bugün yönetim anlayışının sorgulanmasıdır. Bu toplantının amacı ne şahsımla ilgili iddialara yanıt vermek, ne de birilerini hedef almaktır. Gerçeği sizlerle paylaşarak bu saatten itibaren ANSİAD’a zarar verilmesini engellemektir.
23 yıldır üyesi olduğum, adeta özdeşleştiğim ANSİAD’dan tamamen şahsi ihtirasla, 26/5/2014 tarihli Haysiyet Divanı ve 27/05/214 tarihli yönetim kurulu kararı ile savunmamın alınmasına bile ihtiyaç duyulmadan, kişisel haklarım ve hukuk hiçe sayılarak ihraç edildim. İhraç kararına karşı mahkemeye müracaat ettim ve Antalya 8. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 24.10.2014 Tarih ve 2014/405 sayılı kararı ile ihraç kararı iptal edildi. Üzülerek ifade ediyorum ki böyle bir karar ANSİAD tarihinde yoktur ve maalesef ANSİAD tarihine kara bir leke olarak geçmiştir.
İhraç kararım alınırken Haysiyet Divanı’nın 2 üyesi Mehmet Hacıarifoğlu ve Osman Vural, Haysiyet Divanı toplantısı dahi yapmadan karar defterini ellerine alıp, üyelerin iş yerlerine giderek, imzalatmaya çalışmışlardır. Bunun neticesinde bir arkadaşımız Haysiyet Divanı’ndan istifa ederek karara katılmamış, bir arkadaşımız da imza atmayarak karara iştirak etmemiştir. Bir başka arkadaşımız ise, “Herkes imzaladı diyerek aceleye getirdiler, ben de nasıl imzaladım bilmiyorum” diyerek, “Benim için hatalı bir karardı özür dilerim” demiştir.
ANSİAD gibi bir derneğin Haysiyet Divanın toplanmadan, karar defteri koltuk altında gezdirilerek karar almasını bunca yıl üzerinde emek verdiğimiz Antalya’nın en önemli ve etkin derneği olan ANSİAD’ın geldiği noktayı kamuoyunun takdirine bırakıyorum.
Tarafıma sunulan bahane niteliğini taşıyan iddiaları da kamuoyunla paylaşmak istiyorum.
1.SUÇLAMA; Salı Grubu toplantılarında ANSİAD çalışma konularına benzer faaliyet yapılması ayrımcılığa yol açmaktadır denilmektedir.
Salı Grubu toplantıları birbirini seven, saygı duyan 15 ANSİAD üyesi arkadaşımızla birlikte ANSİAD’ın Kurucu Başkanı Sayın Sadık Badak, Merhum Güngör Pekşen’in de katılımı ile 2004 yılında başlamış, sürekli ve istikrarlı olarak her hafta Salı günleri bir araya gelinerek, şehrin ve ülkemizin sorunlarını tartışan, günlük konuları paylaşan, samimi, iyi niyetli bir organizasyondur. Grubun devamlı 35 ANSİAD ÜYESİ BULUNMAKTADIR. Antalya kamuoyu tarafından da kabul görmüş, ciddiye alınan bir itibarlı organizasyondur.
Sanırım toplantılara katılan 35 kişinin serbest iradesini kullanmak için, ANSİAD Yönetim Kurulu’ndan veya Haysiyet Divanı’ndan icazet alınması gerekmektedir.
Antalya’da Salı Grubu gibi bir sürü dernek ve organizasyon vardır. Çalışmaları birbirine benzeyebilir. Bence onlara da yaptığınız çalışmalar ve toplantılar ANSİAD çalışmalarına benzemektedir diye uyarı göndermeliler. ANSİAD Başkanı, Salı Grubu üyelerini kendine bağlı memur olarak mı görmektedir. Kendi üyelerinin böylesi başarı organizasyonda yer almasını gururla izlemesi gerekenler sorarım size neden Salı Grubu’na karşı duymuştur? Bunun cevabını ben veremiyorum. Bu güne kadar ANSİAD Üyesi olarak hatta şahsım Muharrem Koç olarak Antalya için yapılan her iyi projeyi alkışladım. Herkes karşısındakini kendi gibi bilirmiş. Ben bunu beklerken, bundan rahatsız olanlar kendi hedeflerine engel olarak Salı Grubu’nu görmesi şaşırtacak bir değerlendirmedir.
2. SUÇLAMA; Salı Grubu toplantılarının basında ANSİAD adının kullanıldığı iddiasıdır.
Basına yansıyan haberlerle ilgili olarak suç dosyamda 2014 yılı öncesine ait 8 adet gazete kupürü bulunmaktadır. Salı Grubu’nun 2004 yılında başladığını düşünürsek, 10 yılda bilgimiz, isteğimiz hatta irademiz dışında basında 8 haber yayımlanmıştır. Bu haberlerde “ANSİAD üyelerinden oluşan bir grup ve ANSİAD üyesi 15 iş adamının bir araya gelerek başlattığı bir organizasyon “ denilmektedir.
Size bu haberlerden bir iki tanesinden bahsetmek istiyorum. ANSİAD Üyesi Sayın Tamer Uğurluel’ in Sergün Fabrika ziyareti yapılmıştır. Orada çekilen fotoğraflar, bizim bilgimiz dışında Ekspres Gazetesi’nde yayımlanmış. (o ziyarette Ekspres Gazetesi ortaklarından Sayın Mehmet Talay da vardı haberi o yapmış) Yazının içeriğinde “ANSİAD üyelerinden oluşan bir grup iş adamı” denilmektedir. Yine 28 Mart 2012 tarihli Hürriyet Akdeniz, 27 Mart’ ta Akdeniz Beyaz gazetelerinde, “İş adamları Kepez’i gezdi”, “Patronlara Kepez’i anlattı” başlıklı 2 haber bulunmaktadır.
Bu haberler de sizlere tarafımızdan servis edilmemiştir. Çünkü Salı Grubu 2004 yılından 2014 Mayıs ayına kadar basına hiçbir zaman açıklama yapmamıştır. Bu haber de Kepez Belediyesi tarafından basına servis edilmiştir. Ayrıca bu konu ANSİAD ticaret sektörü faaliyeti olarak ANSİAD üyelerine yazılı ve mesajla duyurulmuştur. Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü’nün daveti olarak gerçekleştirilen, yaklaşık 30 ANSİAD üyesinin katıldığı önemli bir çalışmadır.
Yine 09.10.2013 tarihli Kanal 15- Bucak FM internet haberi suç unsuru olarak dosyaya konmuştur.
2013 yılı Ekim ayında değerli büyüğümüz İbrahim Şencan’ın doğduğu köy olan Korkuteli’nin Ürkütlü Köyü’ne eşlerimiz ile birlikte gezi düzenledik. O bölgenin insanı olan dostumuz Sayın Mehmet Cadıl da bizlerleydi. Sayın Cadıl kendisine ait televizyon ekibini davet etmiş ve bu haberi yaptırmış. Haber başlığı olarak da “ANSİAD Salı Kahvaltı Grubu İncirhan’ı gezdi” denilmiş. Bende bu haberi suç dosyamdan gördüm. İrademiz ve bilgimiz dışında yayımlanmış bir yazıdır.
Salı Grubu organizasyonu 11 yılını bitirip 12. yıla girmiştir. 11 yılın 10,5 yılı toplantılarımızda organizasyonlarımızda siz değerli basın mensuplarına bilgi verilmemiş, basın bülteni yayınlanmamıştır. Ki kaldı ki, basına haber verildiğinde, kamuoyunu bilgilendirildiği kim kimi suçlayabilir ki? Yine ANSİAD’ın gurur duyması gereken tablo eleştiri hatta suç olarak geri dönmesi bir soru işareti olarak durmaktadır.
3. SUÇLAMA; Bir başka konu mutlu ve üzüntülü günlerimizin Salı Grubu arkadaşlarımıza duyurulması suç unsuru olarak değerlendirilmiştir. Bir insanın en mutlu gününde ya da en acı gününde yanında olmak ne zaman suç sayıldı? Bu konuyu da takdirlerinize ve yorumlarınıza bırakıyorum.
Derneğin düşürüldüğü durumun daha net anlaşılması için bir konuyu daha kamuoyuna aktaracağım. Benim dernekten ihraç edileceğim bilgisi bir arkadaşım tarafından bana söylendi. Bu bilgiyi de Mehmet Hacıarifoğlu’ndan alığını söylemişti. Bu konuşu Hacıarifoğlu’na telefon konuşmamızda aktardım. Bana “Neden 10. yıl kokteyli yaptınız? Neden belediye başkanlarını ve emniyet müdürlerini ziyaret ettiniz? Bunlar bu konuyu tetikledi.” diye ifade etti. Mevlana’nın “ İNSANLAR SENİ YANLIŞ ANLADIĞINDA DERT ETME, DUYDUKLARI SENİN SESİN, FAKAT AKLINDAN GEÇİRDİKLERİ KENDİ DÜŞÜNCELERİDİR.” sözü aklıma geldi ve sözün ne kadar doğru olduğunu bir kere daha düşündüm.
Kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla 23 yıllık ANSİAD üyeliğimden bazı kesitler vermek istiyorum.
- 1992 yılında ANSİAD üyesi oldum. Rahmetli Güngör Pekşen başkanlığındaki dönemde yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptım.
- 1993 yılında ANSİAD Ticaret Sektörü Başkanı oldum ve o zaman ANSİAD Ticaret Konseyi adı altında bir grup oluşturmuştuk. Ayrı karar defteri, ayrı icra kurulu, ayrı toplantıları yapılırdı. O dönemde yapılmış çalışmaların bazılarından bahsetmek isterim.
Başkanı olduğum ticaret sektöründe Toptancılar Birliği kararı alınmış ve Antalya Toptancılar Birliği Kooperatifi kurulmuştu. Bu kooperatifin 2 dönem başkanlığını yaptım ve uzun süre yönetim kurulunda bulundum. Bu proje bugün ANSİAD’ın gurur duyduğu önemli projelerden biridir.
Antalya’da fuar alanı yapılması fikri, ticaret sektörü toplantısında konuşulmuş, tartışılmış ve kabul görmüştü. Daha sonra ANFAŞ Fuarcılık Anonim Şirketi kurulmuştu. Bu şirkette de kuruluş döneminde yaklaşık 5 yıl aktif yönetim kurulu üyesi olarak görev aldım. Bu proje de bugün ANSİAD’ın övgü ile bahsettiği gurur duyduğu projelerin başındadır. Bugünkü başkan ve mevcut yönetim kurulu tabi bu çalışmaları ve her iki proje için çekilen çileleri bilmezler çünkü o zaman ANSİAD üyesi değildiler. Bir yönetim kurulu toplantısında şimdiki başkanımız Ali Eroğlu şunları söylemişti ,sizinle paylaşmak istiyorum: “Ağabeyciğim sen ANSİAD’ın önünde ve üzerinde aktivite ve çalışma yapıyorsun, yapma çok göze batıyorsun” bu yorumu da kamuoyuna bırakıyorum.
Sayın Haysiyet Divanı üyeleri ve yönetim kurulu üyeleri bu kararı alarak benim şerefimi ve onurumu zedelemiştir. Şahsi kin ve davranışla 23 yıllık üyesi olduğum dernek üyeliğim hiçe sayılmıştır. Hukuksuz iş yapmışlar, mahkemeden çıkan gerekçeli kararı uygulamayarak hukuku da hiçe saymışlardır. Arkamdan yalan dolan iftiralarda bulunmuşlardır. Haysiyet Divanı ve Yönetim Kurulu’na karşı her türlü hukuki haklarımı kullanacağım. Bir yönetim kurulu toplantısında “ Bu kadar direnç göstereceğini ve mücadele edeceğini bilemedik” demişlerdir. HAKLININ SEBATI İNAT DEĞİLDİR! Demek ki beni tanımamışlar. Ben haklı olduğum konuda sonuna kadar mücadele ederim, bunu da öğrenmiş oldular. Benim tek derdim ANSİAD’ın kişisel çıkarlar uğruna kullanılmamasıdır. Bu nedenle ANSİAD’ı temize çıkarmak tek derdim olmuştur. HZ. ALİ’ye ait iki önemli sözünü hatırlatmak istiyorum.
1-“HAKSIZLIĞA BAŞKALDIRMAYANLAR, ONLARDAN GELECEK HER KÖTÜLÜĞE KATLANMALIDIRLAR.”
2-“HAKSIZLIK ÖNÜNDE EĞİLMEYİNİZ, ÇÜNKÜ HAKKINIZLA BERABER ŞEREFİNİZİ DE KAYBEDERSİNİZ.”
Ben şu anda her ne kadar yönetim kurulunca kabul edilmese de mahkeme kararıyla ANSİAD’ın bir üyesiydim. Ancak; 23 yıllık ANSİAD geçmişimi ve ANSİAD’ a bu verdiğim iyi niyetli ve gerçekten özverili hizmetleri yok sayan, bu kararın alınmasını sağlayanlara hakkımı helal etmiyor, onları Allah’a sonra da Türk Adaleti’ne havale edeceğim.
Çok değer verdiğim ve Antalya’nın güzide sivil toplum örgütlerinden biri olan ANSİAD tüzel kişiliğinin ve çok değerli üyelerinin böyle anlamsız bir kavganın muhatabı olmasını hiç istemezdim. Arkadaşlarımın seviyesiz bir konuda taraf olmalarına gönlüm razı olmadığı için Genel Kurul’da ANSİAD üyeliğimden istifa ettim.
Sizlerin ve değerli kamuoyunun bilgi ve takdirlerine sunuyorum.
Saygı ve sevgilerimle…
Muharrem KOÇ