Aliseydi KARAGÖZ yazıyor
Antalya Elmalı'da, çevreciler ve köylüler, çevreye ve ormana zarar veren Çığlıkara Ormanları'ndaki taş ve mermer ocaklarının kapatılması için harekete geçti.
Çığlıkara Ormanları'nın yok edilmemesi için bir araya gelen çevreciler bölgeye giderek incelemelerde bulundu. Taş ve mermer ocaklarının ormana verdiği zararı tutanak altına alan çevreciler bu tutanağı bir dilekçe ile birlikte bölgenin fotoğraflarını da eklenerek İl Genel Meclisi'ne verdi.
Konu ile ilgili olarak Gün Haber yazarı Aliseydi Karagöz'e bir açıklama yapan ve ANTALYA ISPARTA BURDUR DENİZLİ KAŞ PLATFORMU adına konuşan Başkan Hediye Gündüz, bu katliamın durdurulmasını isteyerek, Elmalı, Armutlu köyünde bulunan mermer ocaklarının, Çığlıkara Ormanları'nı can çekişir hale getirdiğini söyledi.
Çığlıkara sedir ormanlarının dünyada orman biçiminde sadece bu bölgede bulunduğuna dikkat çeken Gündüz, ocakların hem ormanda, hem devamında biyolojik çeşitliliği olumsuz etkilediğini belirtti.
Binlerce yıldır el sürülmeyen ağaçların katledildiğinin altını çizen Hediye Gündüz,”Taş ocaklarından çıkan tozun bölgedeki sebze ve meyve üretiminin düşmesine neden olmaktadır. Ağır tonajlı kamyonların yol üzerindeki içme suyu şebekelerine ve sulama sistemine zarar vererek tahrip etmektedir,.Orman içindeki lahit mezarların yerlerinin değiştirildiği veya tahrip edildiğini gördük.bu nedenle bölgede bulunan taş ocakları derhal durdurulmalıdır” dedi.
TEHLİKE ALTINDAKİ TÜRLER....
Birçok canlı ve cansız türlerin tehlike altında olduğunu ve Dünyada sadece bu bölgede bulunan sedir ormanlarının son derece kıymetli olduğunu ifade eden Hediye Gündüz konuşmalarını şöyle sürdürdü:
“Toros sediri 1000 hatta 2000 yaşına kadar yaşayabilen nadir türlerimizden birisidir. Uzun yaşamı boyunca 40 metre boy ve 2 metre çapa ulaşabilmektedir. Yabancı birçok bilim adamı bu muhteşem türü sadece görebilmek için uzun yollar kat etmektedir. Ülkemizdeki en iyi yayılışını Batı Toroslar da (Elmalı-Finike-Kaş üçgeninde) yapmaktadır. Toros sedirinin en iyi yaşam ortamı olan Çığlıkara sedir ormanları, taşıdığı genetik çeşitlilik, sahip olduğu anıt niteliğindeki meşcereleri ve içerisinde barındırdığı zengin biyolojik çeşitlilik nedeniyle tabiatı koruma alanı ilan edilerek koruma altına alınmıştır.Bu hassas türü barındıran sahanın içi olduğu gibi çevresi de korunmalı ki bu tür ve içerisinde bulunan biyolojik zenginlik gelecek nesillere aktarılabilmelidir. Ancak saha kenarında tahsis edilen alanlarda taş ve mermer ocakları nedeniyle korkunç düzeyde sedir katliamları yapılmaktadır.Sahada fauna; memeliler, sürüngenler, kuşlar ve böcekler olmak üzere dört ana başlık altında canlılar yaşamaktadır. Memelilerde 7 takım, 18 familya, 22 cins ve 27 tür, sürüngenlerde 2 takım, 9 familya ve 17 tür, kuşlarda 2 sınıf, 34 familya ve 67 cinse ait 98 tür, böceklerde ise 23 takım, 68 familya ve 116 cinse ait 137 tür tespit edilmiştir. Böceklerde ayrıca yalnızca takım düzeyinde teşhis edilen 5, familya düzeyinde teşhis edilen 18 ve cins düzeyinde teşhis edilen 28 böcek olmak üzere toplam 188 farklı böcek türü olduğu tespit edilmiştir.806 (193 endemik), takson tespit edilmiştir. Ayrıca sahada 3 adet CR (Çok Tehlikede), 14 adet EN (Tehlikede) kategorisinde bitki taksonu olduğu belirlenmiştir. Alanın Akdeniz fitocoğrafik bölgesinin etkisi altında olduğu belirlenmiştir. Vejetasyon açısından sahanın orman toplumlarının Lonicera-Cedrion birliğine dahil olduğu belirlenmiştir. Sahada faunistik açıdan memelilerde 27, sürüngenlerde 17, kuşlarda 98 tür, entomolojik açıdan ise 137 tür tespit edilmiştir.7 takım, 18 familya, 22 cins ve 27 türün tespit edildiği çalışmalarda, memelilerin 10’unun IUCN’e göre tehlikede olduğu belirlenmiştir. Bunlardan bazıları; yarasa, ayı, vaşak, kurt ve yaban keçisidir. Bunların Bern sözleşmesi ile koruma altında olduğu bilinmektedir. Ayrıca sahada 2 sınıf, 34 familya ve 67 cinse ait 98 kuş türü tespit edilmiştir. Bunlardan nesli tehlike altında olanlardan bazıları; yaz ördeği, (dargaga),tavşancıl ve yılan kartalıdır.”