Teklif dosyasında proje sahasında 5 bin 160 kızılçam ağacının yer aldığı bilgisine yer verildi, ancak ne kadarının kesileceği belirtilmedi.
Alacadağ, Antalya'nın 3 tabiatı koruma alanından biri. Orman ve Su İşleri Bakanlığı'nın internet sitesinde 'Nadir orman ağacı türlerinin yer aldığı, 20'den fazla ağaç türüne sahip oluşu, bozulmamış doğal dokusu ve anıt ağaçların mevcudiyeti ile nadir bulunan ekosistemlerdendir' diye anlatılan Alacadağ, 1 Kasım 1990'da tabiatı koruma alanı ilan edildi. Ancak 2000'li yılların başından itibaren 427 hektarlık koruma alanının sınırlarında birbiri ardına mermer ocakları açılmaya başladı. Bugün Alacadağ'ın çevresinde 12 mermer ve taş ocağı firması çalışıyor.
Bölgede hali hazırda çalışmaları sürdüren şirketlerden Limra Mermer, kendisine tahsisli 170 hektar alanda belirlediği 25 hektarda kapasite artışı için Antalya Valiliği'ne başvurdu. Firma başvurusunda, bu alanda üretim kapasitesini, yıllık 1000 metreküpten 2 milyon metreküpe çıkartmayı talep etti. Konuya ilişkin proje teklif dosyası Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği doğrultusunda valilikçe uygun bulundu ve ÇED sürecinin başladığı ilan edildi.
ALAN 'ORMAN ALANI'
175 bin liralık yatırımla yıllık 5 milyon 400 bin ton mermer üretimi kapasitesi hedefleyen firmanın ÇED sürecini başlattığı alan, Antalya- Burdur- Isparta illerini kapsayan çevre düzeni planında 'orman alanı' olarak yer alıyor. Alanda 5 bin 160 kızılçam ağacı yer alıyor. Mermer ocağı için ne kadar ağacın kesileceği dosyada yer almıyor, ancak kesim ve taşıma işlemenin Finike Orman İşletme Şefliği tarafından yaptırılacağına raporda yer verildi.
Bunun yanı sıra, proje alanının yakın çevresinde nesli tehlike altında birçok yaban hayvanı bulunuyor. Yakın çevrede 4 kaplumbağa, 13 kertenkele, 10 yılan ve 33 farklı kuş türü yer alıyor. Avrupa Yaban Hayatı ve Yaşam Ortamlarının Korunması Bern Sözleşmesi'ne göre 'kesin koruma altında' bulunan 5 yarasa türü ve İran sincabı da proje sahasına yakın türler olarak raporda yer aldı.
Yeni ÇED sahası için görüş veren kamu kurum ve kuruluşları da ilgili yazılarında, alana ilişkin çekincelerini belirtti. Orman ve Su İşleri Bakanlığı 6'ncı Bölge Müdürlüğü, 2 Aralık 2015 tarihli yazısında konuyla ilgili olumlu görüş bildirirken, yaban hayvanlarının konaklama, üreme, kışlama ve önemli göç alanlarının bir daha kullanılamayacak şekilde tahrip edilmemesi uyarısında bulundu. Ayrıca yaban hayvanlarının üreme göç ve kışlama dönemlerinde biyolojik döngülerini engelleyecek faaliyetlerin yapılmamasını isteyen kurum, derelere ve su kaynaklarına hiçbir şekilde müdahale edilmemesi, katı ve sıvı atık atılmaması, yatırım ve işletme döneminde toz oluşumunun önlenmesini istedi.
Antalya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonu ise aynı konu hakkında 16 Aralık 2015 tarihli yazısında proje alanının güney ve doğusunda oldukça eğilimli, sık ormanlık alanların var olduğuna dikkat çekti. DSİ 13'üncü Bölge Müdürlüğü 1 Mart tarihli yazısında, çevre yerleşimleri kullanımında olan kuyulara ve kaynak sulara zarar verilmemesi, dinamit patlatılmaması ve yeraltına atık su deşarjı yapılmaması uyarısında bulundu. Antalya Orman Bölge Müdürlüğü ise 4 Mart tarihli yazısında, başvuru sahası içinde kalan orman alanında tesis ve altyapı tesisi yapmamak kaydını düşerek izin verdi.
Emre BAYLAN/ANTALYA, (DHA) -