DSP Genel Başkanı Masum Türker, parlamentoyu oluşturan 4 siyasi partinin terör üzerinden siyaset yaptığını belirterek, "YSK'ya sesleniyorum, terörü bahane ederek yapılan bütün yayınlarda seçimin serbest, rekabet içinde, şeffaf ve eşit koşullarda yapılması engellenmektedir" dedi.
Partisinin Antalya İl Başkanlığı'nı ziyaret eden DSP Genel Başkanı Masum Türker, Türkiye'nin çok büyük bir baskı ve korku ortamından geçtiğini söyledi. Bu ortamın yaratılmasında Suruç'tan başlayan ve Ankara'da 97 kişinin ölümüne neden olan terör saldırısının etkili olduğunu aktaran Türker, şöyle konuştu:
"Terör nedeniyle başta DSP olmak üzere siyasi partiler yas nedeniyle siyasi faaliyetlerini askıya almış bulunuyor. Bu terör faaliyetinden kazançlı çıkan, parlamentoda oldukları için kendisini zaten anlatan 4 parti dışında kimse yok. Bu 4 parti arasında konu tartışılıyor. Ama en önemli tartışılması gereken, terörün kolayca ortam bulmasının nedeni tartışılmıyor. Birbirinizi eleştirerek, suçlayarak ister şehit cenazeleri ister terör katliamında bizim demokrasi şehidi, barış şehidi adını verdiğimiz insanlar üzerinden siyaset yapmayı bırakmaları gerekir. YSK'ya sesleniyorum, terörü bahane ederek yapılan bütün yayınlarda, seçimin serbest rekabet içinde şeffaf, eşit koşullarda yapılması engellenmektedir."
"AYAKÜSTÜ YÖNETİM"
Ankara'daki saldırıda iktidarın ihmal ve yetersizliğinin gün gibi aşikar olduğunu savunan Türker, ama iktidarın bu yetersizliğinin sorumluları arasında, parlamentodaki diğer partilerin de suçlu olduğunu söyledi. Türkiye'nin şu anda milli iradeden yetki almamış bir hükümet tarafından yönetildiğini ve parlamentonun bunun sorumluluğu altında olduğunu kaydeden Türker, "Türkiye pusulasını şaşırmış durumdadır. İktidar ve başta ana muhalefet partisi olmak üzere ayaküstü yönetim anlayışıyla Türkiye'nin geleceğini yönlendiriyorlar" dedi.
"MUHTEMEL DARBE İDDİASIYLA TUTUKLADIN"
Türker, Türkiye'nin ayaküstü yönetildiğine ilişkin en somut ifadenin, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun "Türkiye'de intihar eylemi yapabilecek kişilerin belli bir listesi dahi var. Takip ediyorsunuz ama bu eylemi gerçekleştirme noktasına kadar bir şey yaptığınızda başka bir protestoyla karşılaşıyorsunuz. Rutinin dışına çıktığınızda demokratik hukuk devletinde bunun da bir sınırı var. Tutup sebepsiz yere birini tutamazsınız" dediğini ifade etti. Türker, Başbakan Davutoğlu'nun bu sözlerini değerlendirirken şunları söyledi:
"Türkiye'de geçmişte Ergenekon, Balyoz adı altında eyleme geçmemiş, 'muhtemel darbe eylemi' gerekçesiyle sen bütün general, bürokrat, Atatürkçüleri içeri alıyorsun, yıllarca tutuklu bırakıyorsun. Ardından seninle kol kola yürüyen, senin iktidar olmanda önemli etkisi olan 57'nci hükümetin devrilmesinde rol oynayan televizyon sahibi kurumlara ve tarikatlara 'paralelci' deyip yine onları toplatıyorsun. Onların televizyonlarına baskın yapabiliyorsun, kapattırabiliyorsun ama DHKP-C, PKK ya da IŞİD'e ilişkin 'Teröristleri biliyoruz ama yakalamamız için eyleme geçmeleri gerekiyor.' Eyleme geçtikten sonra o teröristi zaten yakalamıyorsun ki, parçalanıp gidiyor."
Emre BAYLAN/ANTALYA, (DHA)-