Bakanlığın kararına Baro yönetimi başta olmak üzere çok sayıda avukat tepki gösterdi.
Dünya İlik Bankası aracılığıyla uygun ilik arayışlarının sürdüğü Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi tedavisi süren avukat Mehmet Özgür Özkan'ın vücudu kemoterapiyi kaldırmadığı için doktoru tarafından talep edilen 'Sorafenib tosilat' etkin maddeli ilacın alımına Sağlık Bakanlığı onay vermedi. Bakanlığın onay vermediği ilacı Antalya Baro Başkanlığı kendi kaynaklarıyla satın alarak, tedavinin devamını sağladı.
Yaşanan sürece Baro Başkanı Alper Tunga Bacanlı olmak üzere avukatlar büyük tepki gösterdi. Mehmet Özgür Özkan'ın belki de son tedavi şansı için doktorunun talep ettiği ilacı Sağlık Bakanlığı'nın reddettiğini belirten Baro Başkanı Alper Tunga Bacanlı, “Gerekçe yok. Herhalde devletten daha fazla para çıkmasın diye düşünüldü. Biz gereğini yapacağız elbette. Özgür'ün doktoru bu durumu skandal olarak değerlendirdi. Bakanlığın beğenmediği ilacın Amerika'da en etkin ve faydalı ilaçlar arasında yer aldığını ifade etti. Yurttaşının yaşam hakkını korumayan devlet olsa ne olur olmasa ne olur" diye tepki gösterdi.
BARO İLACI SATIN ALDI
Baro olarak büyük bir aile olduklarını ve ilacın alımını yaptıklarını da belirten Baro Başkanı Bacanlı, şöyle dedi:
“Arkadaşımızı kaybetme tehlikesiyle karşı karşıyayız. Ancak bu ilaçla tedavisi sürdürülebilir. Özgür'ün vücudunda bulunan kanser hücreleri mutasyona uğramış. Kemoterapiye karşı direnç kazanmış. Normalde kemoterapi sonrası kanserli hücrelerin oranının yaklaşık yüzde 5'in altına düşmesi gerekirken, bu oran yüzde 97'de kalmış. Yani kemoterapi kanser hücrelerini öldürememiş. Durum baya kritik. Artık kemoterapi yapılmasının anlamı kalmamış. Mutasyon sonrası için yeni bir ilaç kullanılması gerekiyor. İlacın adı Neksavar. Fiyatı 8 bin 250 TL. 30 gün tatbik ediliyor. Biz ilacını aldık tedavisi sürüyor."
GARİBAN VATANDAŞ NE YAPACAK?
Kanserli hücrelerin yüzde 5'in üstünde olması nedeniyle uygun bir ilik bulunsa da naklinin gerçekleşemeyeceğini kaydeden Bacanlı, "Bu şartlarda uygun bir ilik bulunması bile anlam ifade etmiyor. Çünkü ilik nakli yapılması için kanserli hücre oranının yüzde 5'in altına düşmesi gerekiyor. Tedavi gördüğü hastane, bu ilacın artık zorunluluk olduğu yönünde rapor yazıp, Sağlık Bakanlığı'na göndermiş. Bakanlık onay verirse SGK ödeyecekti, ancak bakanlık onay vermediği için ilaç bedeli ödenmedi. Tedaviyi yürüten doktorla konuştum, 'Bu son çare, başka bir tedavi yöntemi yok. Mecburen uygulamak zorundayız' dedi. Bizim gücümüz yetti ilacı temin edebiliyoruz ama normal vatandaşın sosyal güvenlik olmadan alması mümkün değil. Gariban vatandaş ne yapacak?" şeklinde konuştu.
Mehmet ÇINAR/ANTALYA, (DHA) -