Koza mı, Portakal mı?

Radikal gazetesi kültür-sanat yorumcusu Şenay Aydemir, Antalya’nın “Altın Portakal”ı ile Adana’nın “Altın Koza”sı arasında bir karşılaştırma yaptı. Hangi festivalin hangi alanda daha üstün olduğunu irdeleyen yazının bir bölümü şöyle:

Altın Portakal Türkiye’nin en uzun soluklu film festivali, bu yıl 48. kez düzenleniyor. 1979 yılında sansür, 1980’de ise darbe nedeniyle iki kez gerçekleştirilemeyen festivalin en büyük özelliği ‘yerel yönetimlere bağlı’ olmasına rağmen sürekliliğini korumayı başarması. Festival her belediye başkanı için ‘yol, su, elektrik’ gibi zorunlu bir hizmet olarak algılanıyor. Adana ise bu süreklilik konusunda sıkıntılı. Bu yıl 18. kez gerçekleştirilecek film festivali hep kesintiye uğradı. İlk kez 1969’da gerçekleştirilen festival, 1973’e kadar devam etti. İkinci dönem 1992 yılında başladı ve 1998’deki Adana depremine kadar sürdü. 2005’te yeniden başlayan festival, 2010’da sıkıntıya girse de takvimini haziran ayından eylül ayına alarak gerçekleştirildi.

Takvim
Altın Koza’nın hazirandan eylüle ‘hicreti’ en büyük darbeyi Altın Portakal’a vurmuş görünüyor. Ödül düzeyleri birbirine yakın olan iki festivalden Altın Porkal yönetiminin başka bir festivalde yarışan filmi kabul etmeme kararı da buna tuz biber oldu. Takvim olarak daha önde olan Altın Koza başvuran filmler arasından iyi olanları seçme önceliğine sahip. Bu yıla dair genel kanı: Altın Koza yarışma programının Altın Portakal’dan daha iddialı olduğu yönünde.

Ödüller
Altın Koza ödüller konusunda da bir adım önde duruyor. En iyi film ödülü Koza’da 350 bin TL iken Portakal’da 330 bin TL. Altın Koza, Yılmaz Güney Ödülü ve yönetmen 75 bin TL, izleyici ödülüne ise 50 bin TL veriyor. Festival ayrıca bütün kategorilerde para ödülü koymuş durumda. Bu ödüller 5 bin TL ile 30 bin TL arasında değişiyor. Altın Portakal ise film, yönetmen, senaryo ve müzik dallarında akçeli ödül veriyor. Festivalin ayrıca kısa film, belgesel ve genç yetenekler bölümlerinde de para ödülü var.

Programlar
Özellikle TÜRSAK tarafından düzenlendiği 2005-2008 yılları arasında program açısından büyük fark atan Altın Portakal biraz gerilemiş görünüyor. Bu dönemde uluslararası yarışma düzenleyen, yarışma dışı kapsamlı bir programa sahip olan festivalin bu yılki programın uluslararası ayağı beklentilerin altında. Altın Koza’da yer alan ‘Ben Asyalıyım, Ben Afrikalıyım’ bölümü dikkat çekiyor. Festivalde ‘Arap sineması’na özel bir bölüm ayrılırken, Woody Allen’ın son filmi ‘Paris’te Bir Gece’ Türkiye’de ilk kez gösterilecek

Mekanlar
Festivallerin olmazsa olmazı ‘festival mekanları’dır. Film ekiplerini, gazeteci ve izleyici ile buluşturan bu mekanlar bir tür ‘ateşleyici güç’tür. Bu bakımdan Altın Portakal’ın açık ara önde olduğunu söyleyebiliriz. Gösterimlerde sıkça yaşanılan ‘teknik’ sıkıntılar yıllardır giderilmemiş olsa da galaların yapıldığı Atatürk Kültür Merkezi bir buluşma noktası olarak önemli işleve sahip. Film sonrası söyleşilerin burada olması, özellikle Antalyalı sinemaseverlerin sevdikleri oyuncularla buluşabilmesi açısından bu merkez önem taşıyor. Adana ise ‘festival merkezi’ sorununu henüz çözemedi. Filmlerin her yıl başka mekanlarda gösterilmesi, bu mekanların bazen şehre uzak olması. Alışveriş merkezine sıkıştırılan galalar, söyleşiler ‘saf bir festival ortamı’nın oluşmasının önündeki en büyük engel. Ayrıca bu yıl bütün galaların üç güne sıkıştırılması ve ayrı sinemalarda gerçekleştirilmesi büyük bir çok filmin izlenememesi riskini doğuruyor.

Eğlence
Festival denilince akla ilk gelenlerden. O kadar sinemacı ve gazeteciyi bir araya getirince bu talep de kaçınılmaz olarak ortaya çıkıyor. Altın Portakal’ın ‘dillere destan’ festival eğlenceleri çok geride kaldı. Son yıllarda iki festivalin katılımcıları da daha çok ‘doğaçlama’ eğlenceler buluyor.

Afişler
Altın Portakal’ın önde olduğu bir başka konu başlığı. Aslında Altın Portakal yönetimi bu meseleyi son birkaç yıldır çözmüş görünüyor. Festivalin bu yılki afişinde de hem çağdaş çizgileri hem de sinema ruhuna uygun bir espriyi görmek mümkün. Maalesef aynı şeyi Altın Koza afişi için söyleyemiyoruz. Adana denilince ilk akla gelen sembollerin ‘Altın Koza Heykeli’ ile birlikte sunulması hem günümüzün estetik algısına uymuyor hem de amatör izlenimi veriyor.

Mustafa Balbay'dan mektup var

Unutulan koli korkuya neden oldu

YORUMLAR

Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM

Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...

KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER