Antalya’da, AKP’nin referandumda çökmesinin en büyük nedenlerinden biri, hatta en büyüğü Kepez’den akın akın gelen ‘Hayır’ oylarıdır.
Çünkü, Kepez’in özgül ağırlığı, Kaş’ın özgül ağırlığına benzemez.
Antalya’da Kepez’deki oylar AKP’ye büyükşehir’i aldırır da, kaybettirir de...
Laga luga yapıp, “Biz aslında Kepez’de çok iyiyiz, biz şöyleyiz, biz öyleyiz” demenin de alemi yok.
Rakamlar ortada…
Kepez’de evet oyu; yüzde 45.67, hayır oyu; yüzde 54.33
Oysa 1 Kasım 2015’de neydi?..
AKP; 44.98, MHP; 16.08, BBP; 0.48…
Evet cephesinin toplamı ne ediyormuş o tarihte; yüzde 61.64…
Peki, şimdi ne çıkmış; 45.67…
Kayıp ne kadar; 15.97…
Bu kaybın ederi kaç oy; 48.260…
Demre, Akseki, Gündoğmuş, İbradı, Elmalı ve Finike’nin ‘Hayır’ oylarını toplam ederi ne kadar; 44.930…
3.330 oy da elde kalıyor…
Gelelim MHP vermedi, BBP sandıktan kaçtı diyenlere…
Elinizde bir belgesi var mı?
Yok…
O zaman bunun ‘Evet’ ittifakının tamamı için yenilgi olduğunun da lamı, cimi yok.
Başkan Hakan Tütüncü bir ‘gazeteci dostu’ ile konuşmuş. O da, AKP’nin referandumda el ele tutuştuğu MHP’ye, ‘Katkısı olmadı’ diye çamur atmış.
Yani suçlu MHP’ymiş...
Hadi ordan…
Öküz öldü, ortaklık bozuldu öyle mi?
Bakın Sayın Tütüncü, ben bölgesinde referandumu kaybetmiş bir siyasi için o gazeteci gibi şatafatlı, allı, pullu methiyeler dizemem… Fakat, gerçekleri insanın yüzüne hiç çekinmeden söylerim.
Hani aslan yattığı yerden belli olur diyeceğim ama içinde oturduğunuz belediye hizmet binasını bile siz yapmadınız ki nasıl diyeyim?.. O binayı, ‘Katkısı olmadı’ denilen MHP’nin bir dönemi Kepez belediye başkanı olan ismi Mehmet Atay yaptı…
Gerçi siz kadir kıymet bilir misiniz bilmem ama, benim bildiğim bir şey var, KONYSİAD’ın toplantısında sizden önceki belediye başkanlarını kastederek, onları Kepez’in sorunlarını halının altına süpürmekle suçlamıştınız. O toplantıdan bir başka hatırladığım da, içeri girince hiçbir işadamının elini sıkmadan yerinize oturmanızdı.
Genel merkez, ‘Hayır’ çıkan illerden ‘Referandum raporu’ istemişti ya, il başkanınız Rıza Sümer’e lazım olur diye bunları da yazıyorum.
Bir belediye başkanının kendi ilçesinin nüfusunu bilmediğine ilk sizde şahit olmuştum. Önce 520 bin, sonra 550’de olabilir 560’da dediğiniz günün ertesi günü TUİK Kepez’in nüfusunu açıklamıştı; 508 bin… Hani bin, iki bin anlarım da, 52 bin olunca da işte yeri gelir bunu burada yazarım. Türkiye’de sizin bu yanılma payındaki kadar nüfusu olan iller var sayın başkan…
Referandum döneminde bir değil, iki değil sürekli hayırseverlerin yaptırdığı okul inşaatlarında, ‘Bu benim eserim’ der gibi poz poz fotoğraf çektirmiştiniz de yüreğim ağzıma gelmişti. Yani, reklam uğruna o inşaat çukuruna düşeceksiniz diye korkutmuştunuz beni…
Sadece onunla kalmamıştınız, devletin Kepez’de yaptığı hastanenin önündeki fotoğrafınızı belediyenin internet sayfasında bir güzel yayınlamıştınız. Görenlerin de, ‘Helal başkan’ dediğine adım gibi eminim…
Kepez ormanları meselesine derinlemesine girmiyorum bile… O güzelim ağaçların kesilip kesilip yapıldığı restoranları, kafeleri, büfeleri, marketleri, kasapları gördükçe içim cız ediyor. Özel sektörün yapması gereken işlere belediyenin milyonları nasıl akıttığının destanıdır o projeler…
Benim merak ettiğim bir başka konu da, ismi bende kalsın şu yerel televizyon kanalının satış meselesi… Size sabah akşam saldıran o kanalda, satış bittikten sonra ilk programa sizin konuk edilmeniz ve sonrasında da sürekli programlara çağrılmanız.
Bunun sebebi ne ola ki…
Neyse, bu kadar uzun yazı bazı okuyucularımızı sıkabilir.
Yeri geldikçe, Kepez neden ‘Hayır’ dedi, meselesine gireceğiz.
Sayın başkan, referandum sonrası sizden, ‘Eski dost’ bir gazeteciye telefonda kısık sesle bir iki laf etmenizi değil, şöyle medyanın karşısına çıkıp, gelecek tüm sorulara yüreklice çatır çatır cevap vermenizi beklerdim.
Ama olmadı…
O ‘Eski dost’ gazeteci, Günhaber’in pazartesi günü attığı ‘Kepez düştü’ başlığından yola çıkıp bunları yazmasaydı, referandum yarasını kaşımak gibi bir niyetim hiç yoktu.
Ama en azından, Antalya’dan AKP genel merkezine yazılacak rapora katkı koyabildiysem ne mutlu bana...