Prof. Dr. Söyüncü, Türkiye'de 2.5 milyon dolayında skolyoz hastası olduğunu, hastalığın genellikle 12 yaşlarındaki kız çocuklarında ortaya çıktığını belirtti. Prof. Dr. Söyüncü, "12 yaşlarındaki kız çocukları dışında en sık 20'li yaşlardaki genç kızlarda görülüyor. 20 yaşından sonra ortaya çıkan yetişkin tipleri var. 40 yaş sonrasında osteoporoz ile ortaya çıkan eğrilikler var" dedi.
Prof. Dr. Yetkin Söyüncü, omurga eğriliğini ilaç ile engelleme şansı olmadığını kaydetti. Prof. Dr. Söyüncü, "Tedavinin iki çeşidi var. Birincisi fiziksel, ikincisi korse tedavisi. Bu ikisinden sonuç alınmazsa ameliyat şart. Mutlaka cerrahi müdahale olmalı" diye konuştu.
Ameliyat bekleyen hastalarda kadınların erkeklere göre 20 kat daha fazla olduğunu söyleyen Prof. Dr. Yetkin Söyüncü, şunları anlattı:
"Hastanın en önemli başvuru şikayeti kozmetik nedenler. Omzunu beğenmeyen, oturduğu zaman sırtının kambur olduğunu hisseden hastalar başvuruyor. Genelde ağrısız bir hastalık. Eğer hastalık çok erken başladı veya ileri boyutlara ulaştıysa bazı hastalar solunum problemleri yaşayabiliyor. Bazı hastalar kas sinir sistemi şikayeti ile geliyor. Bu hastalara da skolyoz etki ettiği için fonksiyon eksiklikleri olabilir. Mesela bir çocuk ayağını hareket ettiremiyorsa ve bu şekilde büyüyorsa omurgası eğilmeye başlıyor. Çocuk dik durabilmek için zamanla ellerini kullanmaya başlıyor. Yemek yeme, yazı yazması fonksiyonlarını zorla yapıyor. Bu tip hastalar bize daha erken getirilirse tedavi başlarsa hem hasta için hem ailesi için daha iyi olur."
Prof. Dr. Söyüncü, skolyoz hastalığı ile ilgili yurt dışında önemli çalışmaların sürdüğünü söyledi. Prof. Dr. Söyüncü, "Yeni çalışmalarda çok önemli ilerlemeler var. Ancak bilimsel sonuçları açıklanmadı. Genler üzerinden hastalığın erken tanısı için çalışma yapılıyor. Çocukta ileride kemik eğriliği olup olmayacağı daha bebekken belirlenecek. Şu anki proje erken tanı ile ilgili genetik çalışma. Sonrasında buna bağlı olarak ilaçla tedavi araştırmaları yapılacak" dedi.
Ömer ERDEM/ANTALYA, (DHA)