İnsan bedeninin, beyin ve ruh ile birlikte bir bütün oluşturduğuna dikkat çeken Dr. Kalaycı, "Bunların sağlıkları ve hastalıkları birbirini etkilemektedir. Daha da önemlisi ruh hali hastalığın seyrini etkilemektedir. Kanser hastalarının yarısından fazlası tedavi ve destek gerektirecek düzeyde psikolojik sorun yaşamaktadır. Kemoterapi, radyoterapi ve cerrahi müdahaleler kişinin psikolojisini bozabilmekte ve bunların yanı sıra hastalığın kendisi de psikiyatrik sorunlara neden olabilmekte" dedi.
Kanser hastalarında stres, endişe ve depresyon gibi psikolojik bozuklukların bağışıklık sistemini olumsuz etkilediğini anlatan Dr. Kalaycı, şöyle konuştu:
"Ülkemizde birçok kanser hastası ve ailesi çeşitli zorluklarla mücadele ediyor. Hastalığın karmaşıklaştırdığı hayatlarında daha önce hiç akla gelmeyen pek çok sorun ortaya çıkabiliyor ve bu sorunların çoğunun çözümü ise psikolojik güçlenme ve sosyal destek gerektiriyor. Kanser hastalarında sıklıkla görülen psikiyatrik bozukluklar arasında, uyum bozuklukları, depresif bozukluklar, organik beyin sendromları, anksiyete (korku, kaygı) bozuklukları bulunmaktadır. Hemen hemen her iki kanser hastasından birinin psikolojik desteğe ihtiyacı vardır. Kanserin tedavisinde ve kanserin tedavi sürecinde ikincil gelişen ruhsal sorunların tedavisinde ilaçlardan olduğu kadar psikoterapi şekillerinden, gevşeme tekniklerinden de yararlanılmaktadır."
Bütün bunlarla beraber hasta yakınlarının hastaya gösterdiği koşulsuz sevgi, zaman ayrılması ve sorumluluklarının paylaşılmasının da tedavi sürecine katkıda bulunduğunu belirten Dr. Kalaycı, "Hastanın yerine kendini koyma, hastalıkla mücadelede hissedebileceği yılgınlık, yorgunluğa karşı hedeflere yönlendirme, hastanın kendisini geliştirme imkanlarının sağlanıp teşvik edilmesi, başkalarına en az derecede ihtiyaç duyacak şekilde hayat şartlarının kolaylaştırılması, hastalığının tedavisine katkı sağladığı gibi psikolojik sorunlarla baş etmesini de kolaylaştırmaktadır" diye konuştu.
ANTALYA,(DHA) -