Antalya Barosu'nda çeşitli sivil toplum örgütlerinden yaklaşık 50 kadının katıldığı konferansı, sadece bir erkek izledi. İmece Kadın Dayanışma Derneği ve İmece Ev işçileri Sendikası kurucularından Serpil Kemalbay, kadınların emeğinin karşılıksız kaldığını belirtti. Evde de demokrasi olması gerektiğini belirten Kemalbay, “Evdeki demokrasi için de mücadele etmek gerekiyor. Başka bir yönteminin de olmadığını düşünüyorum. Demokratik bir ev nasıl olacak? Özgürlüklerin olduğu bir ev olacak. Kimsenin kimseyi ezmediği, kimsenin kimseye ne yapması gerektiğini anlatmadığı bir ev olacak. İnsanların birbirinin emeğine saygı duydukları ve işleri eşit paylaştıkları bir ev olacak" dedi. Demokrasi için meydanlara çıkıldığı gibi evde de meydanlar, alanlar yaratılması gerektiğini söyleyen Kemalbay, “Kadınların dayanışmasıyla bunu yapabileceğimizi düşünüyorum" dedi.
KADINLARIN NEFES ALMAYA VAKTİ YOK
İmece Kadın Dayanışma Derneği genel başkanı Minire İnal ise kadınların nefes almaya bile vakit bulamaz hale geldiğini ileri sürdü. İnal, kadınların ev işlerinden, çocukların bakımından, eşlerin ve toplumun baskısından dolayı dışarı çıkamadığını söyledi. Hatta evde imal ettiği ürünü pazarlayacak yer bulsa bile çocuğunu ya da yaşlı büyüğünü bırakabileceği yer olmadığı için bunları değerlendiremediğini de söyleyen İnal, kreş ve yaşlı bakım evleriyle ilgili sorunun da çözümlenmesi gerektiğini söyledi.
KADINLAR KENDİSİNİ 'HANIM' OLARAK GÖRMÜYOR
İmece Kadın Dayanışma Derneği gönüllülerinden Gurbet Kabadayı ise 'ev kadını' ile 'ev hanımı' arasındaki farka dikkat çekti. Salondaki kadınlara "Aranızda ev hanımı var mı" diye soran Kabadayı, 'var' yanıtı alamadı. Konferansa katılanlar, çalışan kadınların işten eve geldiğinde yeni bir işe daha başladığını söyledi. İzleyici kadınlardan biri, kadınların çift vardiya çalışanlar gibi olduğunu belirterek, “Dışarıda çalışsak da çocuk bakımından da eğitiminden de biz sorumluyuz. Dışarıda çalışmayan kadınlar ise 'hanımlık' sözcüğü ile kandırılıyor" dedi.
ÇALIŞIRKEN DE EMEKLİYKEN DE YÜK KADININ ÜZERİNDE
31 yıl kamuda çalıştıktan sonra emekli olan bir kadın ise kendisini tanımlayamadığını belirterek, “Ben 31 yıl devlet memurluğu yapıp emekli oldum. Emekli olmadan önce çalışırken temizlik, yemek, işten geldikten sonra misafir ağırlama gibi şeylerin hepsi benden bekleniyorken, emekli oldum şimdi iki katı benden bekleniyor. Hem de üstüne bir de torun geldi. Beni tanımlayın ben 31 yıl kamuda çalıştım. İş kadını mıydım, ev hanımı mıydım, ev kadını mıydım ben bile kendimi tanımlayabilmiş değilim" dedi
Mustafa KOZAK/ANTALYA, (DHA)