Bir öğrencinin kulağını bile tutmuş değilim. Böyle bir olay nedeniyle 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde cinayetten yargılanmaktan utanıyorum" dedi.
Olay, geçen 26 Ağustos gecesi saat 21.00 sıralarında, Konyaaltı İlçesi Gürsu Mahallesi 345 Sokak'taki bir apartmanda meydana geldi. Emekli öğretmen 70 yaşındaki Hasan Bayraktar, ikinci eşi 37 yaşındaki Gülşen Bayraktar'ın yakın arkadaşı güzellik salonu işletmecisi 43 yaşındaki Songül Ateş'i, apartmanın merdiven boşluğunda rambo bıçağıyla öldürdü. Bayraktar, geçmişte boşanma davası açan eşinin lehine tanık gösterilen komşusu 72 yaşındaki Hüsnü Ozan Basmacı'yı da bıçaklayarak olay yerinden kaçtı.
Eşine şiddet uyguladığı gerekçesiyle evden uzaklaştırma cezası bulunan Bayraktar, olaydan iki gün sonra memleketi Bartın'da otomobilinin içinde uyurken cinayette kullandığı bıçakla birlikte yakalandı.
Hasan Bayraktar hakkında, eşinin arkadaşı Songül Ateş'i öldürmekten ve komşusu Hüsnü Ozan Basmacı'yı bıçaklayarak öldürmeye teşebbüs suçundan ayrı ayrı ömür boyu hapis cezası istemiyle dava açıldı.
SAVCI İKİ KEZ ÖMÜR BOYU İSTEDİ
Antalya 7'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde dün görülen davanın 4'üncü celsesinde cumhuriyet savcısı esas hakkındaki mütalaasını açıkladı. Tutuklu sanık Hasan Bayraktar'ın hazır bulunduğu duruşmada cumhuriyet savcısı, sanığın 10 yıldır evli olduğu Gülşen Bayraktar'la problem yaşadığını kaydetti. Bu süreçte Songül Ateş'in Gülşen Bayraktar'a destek olduğunu bildiren cumhuriyet savcısı, sanık hakkında ise eşine şiddet uyguladığı gerekçesiyle evden uzaklaştırma kararı verildiğini hatırlattı. Cumhuriyet savcısı mütalaasında boşanma davasında Hüsnü Ozan Basmacı'nın aleyhte tanıklık yaptığını, sanığın da bu nedenle husumet beslediğini iddia etti. Cumhuriyet savcısı, Songül Ateş'i 11 bıçak darbesiyle öldüren, Hüsnü Ozan Basmacı'yı bıçaklayan Hasan Bayraktar'ın ayrı ayrı ömür boyu hapis cezasıyla cezalandırılmasını, Gülşen Bayraktar'ı tehdit etmek suçundan ise beraatını talep etti.
Tutuklu sanık Hasan Bayraktar ise 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde cinayet suçundan yargılanmaktan utanç duyduğunu söyledi. Eşine şiddet uygulamadığı halde hakkında evden uzaklaştırma kararı verildiğini, bu nedenle aylarca arabada ve kumsalda yattığını söyleyen Hasan Bayraktar, "Hiçbir suçum olmadığı halde evimden uzak kaldım. Olay günü amacım evden eşyalarımı alıp Almanya'daki çocuklarımın yanına dönmekti. Tesadüfen Songül Ateş'le karşılaştım. Yaşananlardan son derece üzgünüm ve pişmanım" dedi.
Emekli öğretmen olduğunu hatırlatan Bayraktar, "25 yıl Almanya'da ve Türkiye'de öğretmenlik yaptım. Topluma aydın insanlar yetiştirdim. Meslek hayatım boyunca bir öğrencinin kulağını dahi tutmuş değilim. Onları rencide edici bir söz bile söylemedim. Emekliliğimde evimde gazetemi, kitabımı okuyacağım huzurlu bir ortam istiyordum. Benden ne istediklerini anlayamıyorum" diye konuştu.
Sanığın avukatı Sedat Keser ise mütalaaya katılmadıklarını söyledi. Mütalaanın iddianamenin birebir kopyası olduğunu savunan Keser, "Cumhuriyet savcılığı yargılama sürecinde bizim tanıklarımızın beyanlarını hiç esasa almamıştır. Bu olay apartmana birlikte girdikleri Songül Ateş'in müvekkilime hakaret edip iteklemesi üzerine gerçekleşmiştir. Boğuşma olmuş ve müvekkilim de yaralanmıştır. Müvekkilimin Hüsnü Ozan Basmacı'yı öldürmesi için de bir husumeti yoktur. Üstelik iddia edildiği gibi Hüsnü Ozan Basmacı da boşanma davasında şahitlik yapmamıştır. Müvekkilim 70 yaşındadır. Tahliyesini istiyorum" dedi.
Mahkeme sanığın son savunmasını yapması için duruşmayı erteledi.
Mustafa KOZAK/ANTALYA, (DHA) -