"CHP’nin bir hafta süren Çin gezisi, dönüş yolunda fısıldanan ‘bavul çok, yakıt alınamadı’ söylentisine kurban edildi. Üç gazetenin temsilcisinin ‘bu haber kaçmaz’ yaklaşımı pist başından Ankara’ya ulaştı. Biz havadayken gezi bavul haberine kurban gitti.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ‘ilkler gezisi’ olarak nitelediği Çin Halk Cumhuriyeti gezisini tamamlayarak Başkent’in yoğun ve kasvetli gündemine döndü.
Hüseyin Aygün’ün Paris’te infaz edilen Sakine Cansız’ın annesine başsağlığı dilemesine parti içinden gösterilen tepkilerin haberlerinin etkisinin hissedildiği gezi, ufak tefek organizasyon eksikliklerine rağmen başarılı geçti. Ancak dönüş başlarken çıkan ‘bavul’ haberi geziyi gölgeledi.
Peki bu bavul haberleri nereden çıktı, biz dönüş yolundayken ülkenin bir numaralı gündem maddesi oldu?
Kılıçdaroğlu’nun bindiği uçak Urumçi Havaalanı’nda Ankara’ya dönmek üzere pist başına doğru ilerlerken CHP’nin bir danışmanından ‘Bavullar fazla gelmiş, uçak Başkente gecikmeli varacak’ ifadesi işitildi, temsilcilerin oturduğu bölümde.
ALIŞVERİŞ KEYFİ
Seyahatte, Kılıçdaroğlu ve resmi heyetindeki milletvekilleri dışında kalan herkes, bol miktarda saat, inci, ipek yorgan, elektronik eşya, çanta ve onları taşımada kullanılacak bavul satın aldılar. Bavul sayıları arttı, doğal olarak. Ama uçağın doğrudan Ankara’ya uçamayacağı söylentisi kapladı her yanı.
Bunun üzerine bir büyük gazetenin temsilcisi kabin amirinden bilgi istedi. Kadın amir, “Trabzon’a uğrayıp yakıt ikmali yapacağız” deyince, nedeni soruldu. ‘Bavullar çok olunca daha fazla yakıt alamadığımız söyleniyor’ bilgisi henüz havalanamamış uçakta ‘işte haber’ heyecanı yaşattı kimi gazetecilere! “Bu, dünyanın her yerinde haberdir” dedi bir duayen temsilci, bir başkası “Ben bunu yazarım arkadaş hep birlikte yazalım” önerisiyle destekledi.
GERÇEĞİ YAZMADILAR
Uçak pist başında beklerken Ankara’daki bürolara haberler ulaştırıldı. “Haberi internet sitesine de koyun” talimatları verildi. Benim de aralarında bulunduğum kimi gazeteciler itiraz ettiler haber yapılmasına. Bizim itirazımız başlangıçta ‘uçağın kompozisyonu ve sahip olunan bavullar’ üzerineydi.
Çünkü uçakta 36 gazeteci, 50 işadamı, koruma, doktor, uçuş amiri olmak üzere 105 kişi vardı. CHP heyeti hepsi topu 15 kişiydi. Alışverişi gazetecilerle işadamları ve heyetten bir- iki kişi yapmıştı. Bavullar onlarındı. Yazılacaksa bu yazılmalıydı.
Sonra basit bir hesap yapıldı. Uçak kabin ekibinin oturduğu bölümler dışında 180 kişilikti. Uçakta 80 kişilik bölüm boştu. Bu 80 kişinin ağırlığı ve onların bavulları hesap edildiğinde ağırlık tezi rahatlıkla boşa çıkarılabilirdi. Bu itiraz da dikkate alınmadı. Pilotun ‘yakıt ikmali’ gerekebilir anonsu ise ‘haberci’leri ikna etmeye yetmedi.
İKİNCİ ANONS
Gerçek havada ortaya çıktı. Uçağa, alabileceği yakıtı yüklenmişti. Rüzgar beklendiği kadar yakıt tüketimine neden olmadığından uçak rotasını Ankara’ya kırdı. Ama ‘bavulcular’ “CHP’liler pilotla pazarlık yaptı, rota değişti” iddiasını ortaya attılar! Esenboğa Havaalanı’nda telefonlar açıldığında hoş geldiniz yerine ‘kaç bavulla geldiniz’ sorularıyla karşılaşmamız kaçınılmaz oldu. Geziyi değil bavulları merak eden bir televizyon kanalı canlı yayın arabasını göndermişti alana, diğerleri rota değişikliğinin kurbanı (!) oldular ve yetişemediler bavulları çekmeye.
İNCE ESPRİ
Uçak rotasını Ankara’ya kırdığında CHP lideri gazetecilerin arasına girdi. Bavul habercilerine dokundurarak girdi söze “Rotayı neden Ankara’ya kırdık biliyor musunuz” diye sordu Yanıtını da kendisi verdi: “Arkadan birkaç bavul attık da ondan. Kalanlar da ipek yorgan ve saat olduğuna göre fazla ağırlık kalmadı!” Gezisinin bavul tartışmasının gölgesinde kalmasına üzülüp üzülmeyeceği soruldu. “Ne yapayım der gibi” kafasını salladı sonra alışveriş geleneğinden söz etti, uzaklardan dönüşte hele Çin gibi bir ülkeden dönüşte hediye almanın bir zorunluluğa dönüştüğünü anlattı."