Ailesine kavuşmanın buruk sevincini yaşayan Dalkıran, "Babam beni cezaevinden çıkartmak için herşeyini sattı. Şu an ekmek alacak paramız yok, zararımız karşılansın" dedi.
Afyonkarahisar'da 12 Kasım 2009 tarihinde meydana gelen olayda; C.S., M.A. ve R.D. ile E.B., kardeşleri G.B. ve B.B. arasında alacak verecek meselesi yüzünden tartışma çıktı. Tartışmanın büyüyüp kavgaya döndüğü olayda bıçak ve silahlar kullanıldı. Kavgada, M.A. ve E.B. yaralanırken, diğer kişiler polis tarafından gözaltına alındı. Ancak kavgaya karışan Ramazan Dalkıran kaçtı.
UŞAK'TAN AFYONKARAHİSAR'A GELDİ, ŞÜPHELİ DİYE YAKALANDI
Polis, üzerinde siyah ceket ve mavi kot pantolon olan Ramazan Dalkıran'ın peşine düştü. Bu sırada, Uşak'ın Banaz İlçesi'ne bağlı Düzlüce Köyü'nde ailesiyle yaşayan Ramazan Dalkıran, amcası Ahmet Dalkıran'ı ziyaret etmek için Afyonkarahisar'a geldi. Olayın olduğu gün, siyah ceket ve mavi kot pantolon giyinen Uşaklı Ramazan Dalkıran gezmek için dışarı çıktı. Yeşilyol Caddesi'nde yürüyen Dalkıran'ı, olayın kayıp zanlısını arayan polis ekipleri görünce, durdurdu ve kimlik kontrolü yaptı.
İSİM DE EŞKAL DE AYNI
Aranan kişiyle aynı kıyafetleri giyinen ve ismi de aynı olan Uşaklı genç, hemen gözaltına alındı. Polis merkezine götürülen Dalkıran suçsuz olduğunu söylemesine rağmen, bir gün sonra sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.
TAM 25 AY HAPİS YATTI
Hakim karşısına çıktığı her seferinde suçsuz olduğunu söyleyip, onlarca dilekçe veren Ramazan Dalkıran, yaşadıklarını DHA muhabirine anlattı. Dalkıran şunları söyledi:
"Olayın olduğu tarihte caddede gezerken polis apar topar gözaltına aldı. Karakola götürüldüm ve bana silahlı yaralama şüphelisi olduğum söylendi. Suçlamaları kabul etmeyip kişileri tanımadığımı söylememe rağmen bir gün nezarette kaldım ve savcıyı bile görmeden çıkarıldığım nöbetçi mahkeme tarafından tutuklandım. Gerekçe ise üzerimde siyah ceket ve mavi kot pantolon bulunması, bir de aranan bir kişiyle adım ve soyadımın aynı olmasıydı. Bu benzerlikten dolayı hayatım karardı. Afyonkarahisar 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde yürütülen davada, suçsuzum diye haykırdım ama mahkeme heyeti beni dikkate almadı. Hakkımda şikayetçi olan yoktu ve olayın zanlıları zaten 'biz yaptık' diyerek olayı itiraf etmişti. Buna rağmen 3.5 ay Afyonkarahisar Cezaevi'nde yattıktan sonra beni Eskişehir H Tipi Cezaevi'ne gönderdiler. 25 ay tutuklu kaldığım süre içinde mahkeme heyetine suçsuz olduğumu bildirir çok sayıda dilekçe gönderdim. "Şu evrak eksik bu evrak eksik tutukluluk halinin devamı' kararları beni çileden çıkardı. 21 Aralık 2011 tarihinde yapılan karar duruşmasında da adalet yerini buldu ve ben beraat ettim."
DALKIRAN, "AİLEMİN DE HAYATI KARARDI"
Cezaevinde kaldığı 25 ay boyunca köyde yaşayan anne ve babasının da kendisi gibi hayatlarının karardığını ifade eden Ramazan Dalkıran, "Üzerime atılan suçundan kurtulabilmem için babam 63 yaşındaki Fehmi Dalkıran elindeki her şeyi sattı. Tarlalarını ipotek ettirip, emekli maaşı üzerinden kredi çekti. Bu süre içinde 50 bin TL maddi zarara uğradık. Haksız yere perişan ettiler ve şimdi de beraat verip orta yere koydular. İnsan hayatı ile oynamak bu kadar basit olmamalıdır. Ben ve ailemin 25 aylık kaybının karşılanmasını istiyorum. Evimize ekmek alacak paramız yok avukatı nasıl tutup hakkımızı savunacağız bilmiyorum. Adalet Bakanlığı bu hatasını düzeltsin ve bize avukat tahsis etsin" diye konuştu.
BABA, "OĞLUMA KAVUŞTUM AMA BİTTİM"
Hiçbir olaya karışmayan oğlunu cezaevinden kurtarmak için her şeyini sattığını belirten baba Fehmi Dalkıran, "Avukat ücretleri ve cezaevindeki oğlumun yaşamını sürdürmesi için 20 büyükbaş hayvanımı sattım. 110 dekar tarlamı ipotek vererek kredi çektim. Olmadı maaşımdan kredi kullandım. Şimdi hiçbir gelirim yok ne yapacağımızı bilmiyoruz. Böyle adalet olmaz. Zaten bu ülkede ne geliyorsa bizim gibi garibanların başına geliyor. Her türlü zarar bir yana köyde insan içine çıkamıyoruz. Oğlum 25 ay cezaevinde yattığından dolayı köyde katil gözüyle bakılıyor. Bu kara leke nasıl düzelir bilmiyorum" dedi.
ANNE, "OĞLUM İÇİN HAYALLERİM VARDI"
Adaletin yerini geç bulmasının hayatlarını kararttığını dile getiren anne 58 yaşındaki Ulviye Dalkıran, "Oğlumla ilgili bir sürü hayallerim vardı. Tam evlendirip evime bir gelin getireyim, torunlarım olsun seveyim derken bu talihsiz olay başımıza geldi. Oğlum gencecik yaşında iki yıl cezaevinde çürüdü. Evimizde yiyecek ekmeğe muhtaç duruma geldik. Böyle adalet olmaz" diyerek tepkisini dile getirdi.
Yargılama sonunda, yakalanan gerçek Ramazan Dalkıran ile diğer sanıklar 5 yıl 8'er ay hapis cezasına çarptırıldı.