Ak Parti hükümeti kurulduğundan bu yana hep ılımlı İslam modelini getirmeye çalıştığı iddialarına hedef tutulurken, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da bunu hep çürütmeye çalışmıştı.
Ne var ki İslam modelinin uygulanmaya çalışıldığı de her fırsatta ortaya çıktı. Atatürk devrim ve ilkelerini ağızlarına almayan Erdoğan ve arkadaşları, dini kuralları da devlet işlerine karıştırmaktan geri kalmadı.
Zorluk
İçki yasağı bazı kentlerde valiler tarafından başlatıldı.
Ak Parti Hükümetine şirin görünmek adına.
Antalya’da ise yasaktan uzak durulmaya çalışılıyordu.
Çünkü burası turizm beldesi olduğu için bunu uygulamak bindiğimiz dalı kesmek anlamı taşıyordu.
Valilik belki bir içki yasağı getirmedi ama yağcı yönetimler bu açığı kapatmayı bildi.
Önce Akdeniz Üniversitesi kampus alanı içindeki Öğretim Görevlileri Lokalinde içki yasağı uygulamaya kondu.
Nedeni gençleri kötü alışkanlıklardan uzak tutmak.
Hangi üniversitede gençler acaba öğretim üyelerinin lokaline girebiliyor ki Antalya’da girebilsin.
Öğretim Görevlilerine getirilen yasak büyük tepki çekti.
Akdeniz Üniversitesi Rektörü İsrafil Kurtcephe, ikinci defa Rektör atanmasının bedelini bu yasakla ödemiş oldu.
En azından kamuoyunda yorum bu şekilde oldu.
Gerçi son zamlarla insan neredeyse içkiden vazgeçmiş durumda ama resmen yasak getirilmesi insanlarda iki kat tepki yaratıyor.
İçmeyenler bile içmek için kamçılanmış oluyor.
DSİ
Antalya’da Devlet Su İşleri’nin şehrin en güzel yerini işgal şeklinde bir sosyal tesisi bulunuyor.
Şimdi ben bunu yazdım diye Ak Partiye yakın işadamları DSİ alanına saldırabilir, buraya yeni bir proje uygulamayı hayal etmeye başlayabilir.
Örneğin 7 yıldızlı bir şehir oteli.
Olmaz olmaz demeyin, ne olmayacaklar oluyor şu ülkede.
DSİ’nin sosyal tesisleri içinde bir lokali bulunuyor.
Düne kadar burada içki yasağı diye bir uygulama yoktu.
Bir ay öncesi, yani Akdeniz Üniversitesi’nde yasak uygulanıp moda olmasının ardından DSİ yöneticileri de lokale her türlü içkinin girişini yasakladı.
Şimdi DSİ lokalinde içki yok.
Sadece yemek yiyebiliyorsunuz.
Yazık bu ülke bu kadar iki dudak arası kararlara sıkıştırılmamalıdır.
Bir yönetmelik vardır, kanun vardır, nizam vardır.
Siz Başbakan iki kelam etti diye sırf ona yağcılık olması için içki yasağı getirirseniz, yarın iktidar değiştiğinde sizin varlığınıza da yasak getirilmesine rıza olmuş oluyorsunuz.
Biri vur deyince öldürmek için saldırıyorlar.
Neden?
Sırf yağcılık için.
Görevini sağlam yapana kimse dokunmaz.
İçki içse de içmese de eğer görevini başarıyla yapabiliyorsa o insan daima dimdik görevinin başında olur.
Ama yağcılar, bir gün gelir yaktıkları yağların içinde boğulup giderler.
İçki yasağı ile de bir şeyler engellenemez.
Burası İran değil, içki yasağı olan ülkede yaşamak isteyen İran’a gidebilir.
Türkiye Çağdaş, Demokratik, Laik, Cumhuriyet sistemiyle yönetilen bir ülkedir, bunu kimse unutmasın…