Antalya'nın Manavgat İlçesi'nde Genç İMO'nun düzenlediği 3'üncü Yaz Eğitim Kampı'na katılan İMO Başkanı Serdar Harp, oda olarak depremi ve depremin yaratacağı sonuçları çok önemsediklerini ve bir depremin olası kötü sonuçlarını her platformda duyurmaya çalıştıklarını söyledi. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından Türkiye genelinde inşaatların yüzde 40'ının kaçak olduğunun belirlendiğini kaydeden Başkan Harp, "Bir binanın kaçak olması demek, projesinin, ruhsatının olmaması demektir. Ülkemiz deprem bölgesinde bulunuyor. Bu binalarda yaşayanlar çok ciddi deprem tehditi altındadır" dedi.
'YAPI ENVANTERİMİZ HÂLÂ YOK'
Türkiye genelinde yüzde 60, İstanbul'da yüzde 70 oranında iskan ruhsatı almamış bina olduğuna işaret een Başkan Harp, "Geriye kalan binalarda denetlenmemiştir. Bu binaların projesine uygun olup olmadığı, kaçak kat çıkılıp çıkılmadı veya kolonlarıyla oynanıp oynanmadığı belli değildir" diye konuştu. Türkiye'de yapı envanterinin çıkarılamamış olmasının çok büyük bir eksiklik olduğunu belirten Başkan Harp, şunları söyledi:
"2003 yılında yapılan Deprem Şurası ve 2006 Yılı Deprem Konseyi raporları ortadadır. Ülkemiz bulunduğu coğrafi konum itibarıyla ciddi bir deprem tehditi altındadır. Deprem Konseyi'nin yayınladığı, deprem raporunda, bu konuda ne yapılması tek tek belirtilmiştir. Ancak bu raporun yayınlanmasının ardından Deprem Konseyi lağvedilmiştir. Daha sonra yayınlanan Ulusal Deprem Stratejisi ise depreme karşı alınacak önlemlerle ilgili çok eksiktir."
"KONUTLARDAKİ HASARLAR SIVAYLA KAPATILDI"
Marmara Bölgesi'nde uzmanların gelecekte en az 7 büyüklüğünde olacağı düşünülen bir deprem beklediğini belirten Başkan Harp, şöyle dedi:
"Bizim hesaplamalarımıza göre, 13 milyon nüfusa sahip ve Türkiye ekonomisinin dinamosu olan İstanbul'da binaların yıkılarak yeniden yapılmasının bedeli yaklaşık 30 milyar dolardır. Depremden bu yana devlet her yıl 1 milyar dolar kaynak ayırabilseydi, şimdi bu konuda 12 milyar dolar birikmiş fon olurdu. Bu arada deprem vergisi olarak başlayan özel iletişim vergisi gibi vergilerden de depreme hazırlık için bir kuruşluk katkı sağlanmıyor. Hasarlı binalar sıvanarak hasarları kapatılıyor. Bu bir risktir."
"TOKİ KONUTLARI DA RİSKLİ"
Türkiye'de 1999 depremi ardından çıkarılan yapı denetimi konusundaki yasla düzenlemelerle kurulan yapı denetim firmalarının mülk sahipleriyle karşı karşıya getirilmesinin de büyük bir hata olduğunu savunan İMO Başkanı Serdar Harp, TOKİ'nin yaptığı yüzbinlerce konutta çok daha büyük risklerin olduğunu savundu. Harp, şunları kaydetti:
"Bugün TOKİ'nin ülkemiz genelinde 1900 şantiyesi var. Buralarda yüz binlerce konut inşaatı devam ediyor. Bu 1900 şantiye 17 müşavir firma tarafından kontrol ediliyor. Dikkat edin denetlenmiyor. Kontrol ediliyor ve rapor tutuluyor. Bu müşavir firmalar bu hizmetlerini TOKİ'den ihaleyle alıyorlar. Kim daha fazla indirim yaparsa o işi alıyor. Ancak bu firmaların herhangi bir denetim yapma yetkileri yok, denetim için yeterli personelleri de yok. Denetimin yapılmayan binalar sorunlu binalardır. Türkiye'nin deprem ülkesi gerçeği göz önüne alındığında, yarın büyük bir depremde bu binalar yıkılırsa sorumlusu kim olacaktır? Çünkü binaların profesyonel olarak denetimi yapılmamaktadır. Bu durum sadece TOKİ için değil, bütün kamu binaları için geçerlidir."