İMO Finike Temsilciliği Yönetim Kurulu Başkanı Bahadır Cenk Gündoğdu, 'Helen Yayı'nda 7 büyüklüğünde deprem bekleniyor' haberleri üzerine açıklama yaparak, bölgedeki deprem gerçeğine dikkat çekti. Yakın tarihte Girit açıklarında 5 ve 6 büyüklüklerinde yaşanan depremlerin bu bölgeye yakınlığı nedeniyle tedirginlik yaratığını belirten Gündoğdu, “Özellikle Girit tarafında meydana gelen depremler bölgemizdeki deprem gerçeğini göz önüne çıkarmıştır. Yapılan açıklamalarda tsunami ön plana çıkartılsa da asıl önemli olan kısım bizim bölgemizdeki eski yapı stoğudur" dedi.
Eski yapı stoğunun tekrar incelenmesi gerektiğini vurgulayan Gündoğdu, “Bununla ilgili daha önceden de açıklamalarda bulunmuştum. Hem idare tarafından hem mühendisler tarafından gerekli incelemelerin yapılarak yapı envanterinin çıkarılması ve önlem alınması gerekmektedir. Önlem olarak ilk belirlenmesi gereken o yapılara performans analizi yapılarak hangi depremde nerelerin zarar göreceğini ona göre gerekirse güçlendirme yapılması gerekmektedir. En riski yapılardan başlanması gerekiyor. 1999'dan önce yapılan bütün binalarda deprem hesabı en düşüğe göre yapıldığı için şu anda en büyük risk onlar görülüyor" dedi.
'1926'DA 6.9 BÜYÜKLÜĞÜNDE DEPREM KAYDI VAR'
Bölgede yaşanan deprem kayıtları hakkında da bilgi aktaran Gündoğdu, “Bölgemizde 7 büyüklüğünde bir depremin beklenmesi söylenmektedir. Zaten Finike merkezli 1926 yılında 6.9 büyüklüğünde bir deprem kaydı vardır. Yaklaşık 28 kişi kayıp bildirilmiştir. Ayrıca yine Fethiye'de 7.1 büyüklüğünde deprem kaydı bulunmaktadır. Bunlar göz önünde alındığında zaten bu bölgede bu tür bir depremin mevcut olacağını söyleyebiliriz. Periyodu bilinmektedir. Çok eski kayıtlara ulaşamadığımız için geriye dönük çok fazla bilgi yok. Adapazarı veya Gölcük depremleri gibi bir kaydımız yok. Risk tabii ki var çünkü önümüzde emsaller var" diye konuştu.
1999'DAN ÖNCEKİ BİNALAR RİSK TAŞIYOR
1999 öncesi deprem riskine karşı en düşük bölgeyken daha sonra en riskli bölge haline geldiğini belirten Gündoğdu, “Bölgemiz 1999'dan önce yönetmeliklerde 4. derece deprem bölgesinde yer almaktaydı. 1999'dan sonra bu durum düzeltilerek 1. derece deprem bölgesine alınmıştır. Daha sonra da 2018 deprem yönetmeliği ile parsel bazında depremsellik değerlendirilmektedir. Dolayısıyla 1999'dan önce statik (bina hesabı) yapılan yapılarda (o yıllardaki yönetmeliklere uygun olarak) depreme dayanıklılığı 4. dereceye göredir. 1999'da yürürlüğe giren deprem yönetmeliğinin değişmesiyle en riskli derecelere yükseltilmiştir. Netice olarak bölgemizde 1999'dan önce statik hesabı yapılan binaların risk taşıdığı aşikârdır" dedi.
'DEPREM MASTER PLANI ŞART'
Muhtemel deprem tehlikesine karşı master planı yapılması gerektiğine dikkat çeken Gündoğdu, şöyle konuştu:
"Mevcut yapıların deprem güvenliklerinin incelenmesi ve yeterli güvenliğe sahip olmayan yapılar için teknik, hukuki, sosyal ve mali açılardan uygunluk arz eden gerekli güçlendirme ilkelerinin belirlenmesi gerekiyor. Bu çalışmalar için ayrıca deprem sonrası yaşanabilecek son günlerde basında yer alan tsunami de dahil tüm olumsuzluklara karşı alınabilecek önlemlerde yer almalıdır."
Finike'de oturan İnşaat Mühendisi Ayhan İzgi (88), Antalya'da İmar İskân Müdürlüğü yaptığını ve bölgenin yapısını da iyi bildiğini söyledi. 7 büyüklüğünde bir deprem ve tsunami öngörmediğini, ancak olması halinde büyük tahribat yaratabileceğini vurgulayan İzgi, “Çocukluğumda, 70-80 yıl önce büyük bir deprem oldu. İskele mahallesinde bulunan Rum kilisesinin yıkıldığını hatırlıyorum. Zaman zaman 5 şiddetinde depremler hissettik ama büyük depremler görmedik. Fethiye depremi hariç. Fethiye büyük bir deprem geçirdi. Birçok ev yeniden yapıldı. Büyük tahribatlar oldu. 7 büyüklüğünde bir deprem büyük çapta binaların yıkılmasına, insanların bina altında zayi olmasına neden olur" diye konuştu.
Finike esnaflarından Zafer Çetiner de tedirgin olmadıklarını ancak kendi üzerlerine düşen sorumlulukları yerine getireceklerini, yöneticilerin de deprem riskine karşı tedbirli olmaları gerektiğini kaydetti. 72 yaşındaki Mehmet Gökçelik ise çocukken büyük bir deprem yaşadıklarını belirterek, “1954 yılında Finike'ye geldik. O yıllarda Kaş, Kalkan taraflarında deprem olduğunda buradaydık. O depremde nereye gizleneceğimizi şaşırdık. Şimdi öyle deprem korkusu yok ama Demre'de denizin altında yıkılmış binalar var. Finike'de Yörüklerin olduğu yere kadar denizmiş. Biz buraya geldiğimizde de bu ova pamuk tarlasıydı. O depremlerin tekrar geleceğini, toprağın su altında kalacağını tahmin ediyorum" dedi.
Suat SÖĞÜT/FİNİKE, (DHA)
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |