Mutassım ile İtalya’da bir gece kulübünde tanışan ve sık sık Libya’ya giden Zon, Mutassım’ı ve rejimin son günlerini şöyle anlattı: “Onunla dünyanın en lüks yerlerine gittik, en pahalı otellerinde kaldık, çok pahalı hediyeler alıyordu. Ona bir gün ne kadar harcadığını sordum. Bana ‘2 milyon dolar’ diye cevap verdi. ‘Yılda mı’ dedim ‘Hayır, ayda’ diye cevapladı. Babasının yerine geçmesi beklenen Seyfülislam ile aralarında bir rekabet vardı. Hatta bir keresinde iktidarı almak için bir darbe yapmaya kalkıştığını ve bunun sonucunda bir süreliğine Mısır’a sürgüne gönderildiğini söyledi.
Trablus düşmeden bir hafta önce oradaydım. Mutassım’ı daha önce hiç böyle görmemiştim. Sakalı vardı, otomatik silahlarla birlikte bir koltukta oturuyordu. 16 yaşında silahlı bir çocuk da onu koruyordu. Viskisini yudumlarken, NATO bombardımanında ölen kardeşi Seyfülarab’dan bahsediyordu. Gözleri soğuktu. Birini öldürebilir gibi bakıyordu. Beni Trablus’ta bir otele yerleştirdi. Ertesi gün ise isyancılar Trablus’u işgal etti. Kaldığım beş yıldızlı oteli de isyancılar bastı. Beni neredeyse diri diri yakacaklardı, balkondan atlayarak kendimi kurtardım.”
Diğer yandan New York Post gazetesi, Kaddafi’nin New York merkezli Goldman Sachs ve Chase bankalarında toplam 1.1 milyar dolarlık hesabının bulunduğunu yazarken, Kaddafi’nin kızlardan oluşan koruma ekibi, Uluslararası Ceza Mahkemesi için hazırlanan dosya kapsamında Kaddafi ve oğullarının kendilerine tecavüz ettiğini öne sürdüler.