Hayat yaşamaya değer

Depremin şiddetini AFAD 6.6 olarak, Kandilli 6.9 diye duyurdu. Televizyonlarda bir türlü 6.6'nın üstüne çıkan olmadı. Medya adeta sözbirliği etti. Biliyoruz tek merkezden yönetiliyor. 

ABD ve Avrupa Sismoloji birimleri Samos/Ege Denizi açıklarındaki Seferihisar merkezli depremi 7.1 olarak açıkladı. Yunanistan da 7.1 diye duyurdu.

Enflasyon rakamları her ay bilinen, görülen, yaşananın altında açıklanıyor. İşsizlik sayıları da öyle. Covid-19 günlük verilerindeki "şüphe" artık "ayyuka" çıktı. Selde ölenlerin sayısı küçültülüyor. Şehitlerimiz oluyor, yine birileri devrede. Aman en küçük rakamı verelim. Seçim sonuçları bile aynı kafayla çarpıtılıyor. Havadaki, karadaki kazalarda can kayıplarını da azaltmada üstümüze yok. Rakamları bu kadar "oynak" bir ülke daha var mı bilemiyorum. 

35 ATOM BOMBASI GÜCÜNDE

Sanırım çok yetkili birisi 6.6 diye talimat verdi. Yoksa, olacak iş değil. Bu teknik aletle ölçülen bilimsel veri. Depremin şiddetinin pazarlığı olmaz. Kafana göre "Ben yaptım oldu" bu konuda işlemez. TUİK emrinde enflasyonda, işsizlikte yaptırıyorsun. Bakan kapıkulun sağlık rakamlarıyla oynuyorsun, korona vakalarındaki sayıları saklıyorsun. Alışkanlık olmuş rakamları küçük gösteriyorsun. Bu deprem, afet bunun adı. Jeoloji, yerbilimleri, mühendislik. Diyorsan ki, "Ankara'da 6.6 olarak hissettim" o zaman şapka çıkarırım.

 Profesör Ahmet Ercan diyor ki: "Bir depremin ölçümü en doğru olarak 600 kilometre uzaktan yapılır. İzmir'deki depremin büyüklüğü 7, yıkım gücü 9 ve açığa çıkan enerji 35 atom bombası."

VER PARAYI YAP BİNAYI

"Deprem kıyametin alıştırmasıdır" diyen Diyanet İşleri Başkanı bir sus artık. Hiç olmazsa böyle günlerde sesini çıkarma.

 Konunun bir başka boyutu imar affı kararları. İhale Yasasında 70 madde 191 kez değişti. İmar afları, yasaya uymayan binaları para karşılığı yasal gösteriyor. Vatandaşın yasadışı inşaatına göz yuman siyasetçiler Ankara'da "Ver parayı yap binayı" mantıyla saçma sapan kararlar alıyor. Sonra o politikacılar deprem enkazları üzerinde bir anlamda şov yapıyor. Orada ölüsü olanların, yaralısına dua edenlerin, enkazın altından umutla haber bekleyenlerin önünde hiçbirinin yüzü kızarmıyor.

HÜKÜMETTEN 8 MİLYON TL

Yüzümüzü ağartan tek olumlu hareket "tek yürek, tek can" oluşumuz. Her yerden ekiplerin seferber olması, halkının dayanışması, yardım eli uzatması...Halkın dayanışması böyle olur. Evini açan, otelinde ağırlayan, lokantasında yemek veren, kedi ve köpeklere mama gönderen kocaman yürekli çok güzel insanları tanıdık...

Ve hükümet İzmir'e öncelikli 8 Milyon TL gönderdi. Kişi başı 2 TL düşüyor. Telefonlara "10 TL bağış yapın" mesajları geliyor. Yabancılar yardım sırasına girdi Arap ve İslam ülkelerinden ses yok. 

ACI DUYMAYAN SAYGISIZLAR

Deprem sonrası "Oh oldu" diyenler, saçma hurafe mesajları canımızı sıktı, insanlık adına utandık. Artçı depremler olurken basketbol maçı oynatan, yat yarışı düzenleyen zihniyetleri tanıdık. Enkaz kaldırılırken eğlenen, acı duymayan, saygı göstermeyen kafaları da gördük. 

20 yıldır deprem vergisi alınıyor. "Nerede bu para" sorusuna, "harcanması gereken yere gitti" yanıtı da yetersiz ve anlamsız oldu.

Deprem toplanma alanları, rant için imara açıldı. Deprem Araştırma önergeleri Meclis'teki çoğunluk partisince reddedildi. Deprem vergilerinin başka yerlere harcandığı Sayıştay raporu ile ortaya çıktı. Depreme "Allah'ın azabı" diyenden bilimsel bir rapor ve karar da beklemiyorum. Depremin ek 24 saatinde miting yapan ve üye sayısının 11 milyonu geçmesi ile övünen alkış bekleyen bir parti liderine de "İnsaf" diyorum.

SEVDİKLERİNİZE SARILIN

Ve artık yaralarımızı sarma zamanı geldi. Bir virüsle hayatımız alt üst oldu. Bir depremle canlarımız acıdı. Kalbimiz orada çarptı.

Bir an olsun sevdiklerinize sarılın, onları çok sevdiğinizi söyleyin. Bu deprem ders olsun. Gönül yapmaya, zulümden arınmaya, kul hakkı yemeden yaşamaya, kibiri bırakmaya, insan olduğumuzu hatırlamaya dönelim. 

Hayat her şeye karşın yaşamaya değer.