Hasta Hakları Savunma Araştırma ve Geliştirme Derneği (HAKSAD) ile Sağlık Akademisyenleri Derneği'nin düzenlediği 3'üncü Uluslararası Hasta Hakları Kongresi, Antalya'nın Kemer İlçesi, Göynük Beldesi'ndeki Mirada Del Mar Hotel'de başladı. 10 Aralık'a kadar sürecek kongreye Prof.Dr. Seval Akgün başkanlık ederken, katılımcılar arasında HAKSAD Başkanı Nazmi Tutal ve Oklahoma Üniversitesi Sağlık Bilimleri Merkezi ve Amerika Sağlık Hizmetleri Kalite Enstitüsü'nden Kongre Eşbaşkanı olan Prof.Dr. Al Al-Assaf ve Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı Arif Kapuağası yeraldı.
Kongrenin açılış konuşmasını yapan HAKSAD Başkanı Nazmi Tutal, 23 ilde hasta haklarıyla ilgili dernekler kurarak, konuya verdikleri önemi anlattı. Tutal, sağlık hizmetlerine herkesin kolayca ulaşmasının önünün açılması gerektiğini kaydetti. Hasta haklarının gelişmesi amacıyla derneği kurduklarını kaydeden Tutal, derneğin tek başına yeterli olmadığını, hasta haklarının gelişmesi için eğitim çalışmalarının artması gerektiğini vurguladı. Daha sonra söz alan Prof.Dr. Al Al-Assaf da hasta haklarının aslında 60 yıl önce ortaya çıkan 'İnsan Hakları'nın bir alt dalı olduğunu ve dünya üzerinde yaygınlaştığını söyledi.
Prof.Dr. Seval Akgün ise Türkiye'de hasta haklarının her geçen gün dünya seviyesine ulaştığını belirterek, "Artık hastalar haklarının o derece farkına vardılar ki, hasta sorumluluklarını unutup bilhassa haklarını aramaya başlıyorlar. Sağlık Bakanlığı'nın hasta hakları bilincinin yaygınlaştırılmasında rolü çok büyük. Bundan sonraki adım olarak kongremizde hastaların mahremiyeti ve gizli kalması gibi konuları sağlık uzmanlarımızla istişare edeceğiz" dedi.
2002 YILINDA HASTA HAKLARINDAN BİHABERDİK
Sağlık Bakanlığı, Tedavi Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı Kapuağası, kongreden çıkan sonuçların hasta hakları konusunda Sağlık Bakanlığı'nın çalışmalarına yön verdiğini aktardı. 2002 yılında Türkiye'deki hastanelerde hasta hakları birimleri ya da kurulları bulunmadığını belirten Kapuağası, 2004 yılında 36 hastanede, 2006 yılında ise Türkiye'deki bütün hastaneler ile ağız ve diş sağlığı merkezlerinde hasta hakları birimleri ve kurulları oluşturduklarını, bu konuda çok kısa sürede büyük gelişme sağladıklarını dile getirdi.
MEMNUNİYET YÜZDE 75
Hasta memnuniyetini artırma çalışmalarında 2003 yılından bu yana hızlı gelişme kaydettiklerini belirten Kapuağası, şöyle dedi;
"Yapılan araştırmalarda hastalarda memnuniyet oranı yüzde 75'lere çıkmış durumda. Yatarak tedavi gören hastalarda ise bu oran yüzde 90'ların üzerinde. Türkiye'de sağlık hizmetlerinden yararlanan büyük bir toplum var. Hasta memnuniyetinde düşüklükler vardı, ancak son yıllarda yapılan çalışmalarla bu oran oldukça artırıldı. 2003 yılından bu yana sağlık çalışanlarından güvenlik görevlilerine kadar hastalarla birebir temas kuran bütün birimlere yönelik eğitim çalışmalarımız oldu."
SAĞLIK MENSUPLARI HASTA SIRRINI TAŞIMAK ZORUNDA
Kongrede "Sağlık hizmetlerinde hasta mahremiyeti ve sır saklama yükümlülüğünün önemi" başlıklı bir sunum yapan Gazi Üniversitesi Tıp Etiği Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof.Dr. Nesrin Çobanoğlu, hekimlikte ve tıpta sır saklama yükümlülüğünün M.Ö. 3000'li yıllara dayandığını söyledi. Hastaların tedavi olmak için geldiği hastanelerde yaşadığı sağlık sorununa çözüm bulunması için bazen çok özel bilgilerini doktorlara söylemek zorunda kaldığını dile getiren Prof.Dr. Çobanoğlu, "Hasta olma anlarımız, en özel şeylerimizle karşımızdaki insana kendimizi teslim ettiğimiz anlardır. En çaresiz güçsüz olduğumuz durumlar genelde hasta olduğumuz durumlardır. Burada doktor olarak insan hakları gereği gizliliğe önem vermemiz gerekiyor. Hastalarımız bize özel yerlerini gösterip en özel konuları konuşuyorsa bunda güven meselesi vardır. Sağlık mensupları mesleği nedeniyle öğrendiği bir sırrı taşımak ve gizlemek zorundadır" diye konuştu.
Saffet YENİGÜN/KEMER(Antalya), (DHA)