Baba Hüseyin Şahnaz, eşinin yaklaşık 30 kişilik bir koğuşta kaldığına ve Antalya’da sıcakların giderek arttığını söyledi. Şahnaz, "Doğumdan sonra eşime hastanede refakat ettim. Kızımız 1 gün boyunca meme emdi ama bir türlü doymadı. Mamaya ihtiyacı olsa cezaevi kantininden bulamaz. Sıcaklar da çok bunaltıyor. Bu sıcaklarda nasıl olacak, nasıl yapacaklar bilmiyorum" diye konuşuyor.
ADALET BAKANLIĞI’NDAN YENİ ADIM
Geçtiğimiz günlerde yayınlanan "Cezaevindeki anne ve çocuklar için ev tipi hapishane geliyor" şeklindeki haberler, cezaevlerindeki anne ve çocuklar ile ilgili sorunları yeniden gündeme taşıdı.
Resmi bir açıklama yapılmasa da, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül'ün talimatıyla hayata geçirileceği duyurulan proje için ilk pilot uygulama yeri olarak 42 kadın mahkumun çocukları ile birlikte kaldığı Ankara Sincan Cezaevi belirlendi. İlk etapta 48 stüdyo daire inşa edilecek ve bu dairelerde bir evde bulunması gereken tüm materyallere yer verilecek. Ayrıca dairelerin aynı mekan içinde bulunması ile çocukların da birlikte sosyalleşmesi sağlanacak. Çocuklar, kurulacak 430 metrekarelik açık bahçede ise oyun aletleri ile gün içinde vakit geçirebilecekler. Projenin ikinci ayağının da Diyarbakır Kadın Cezaevi’nde hayata geçirilmesi planlanıyor.
Peki henüz hükümet yetkilileri tarafından resmen açıklanmasa da yalanlanmayan bu "ev tipi cezaevi" projesi, cezaevindeki anne ve çocukların sıkıntılarını çözecek mi?
Hüseyin Şahnaz, bu konuda karamsar. Projenin ülke genelinde uygulanmasının yılları bulacağını söyleyen Şahnaz, şöyle konuşuyor: "Sonuçta benim kızım hapishanede büyümeye devam edecek. Belki bizden sonrakiler için iyi olur. Ama yine de ne olursa olsun, sonuçta orası hapishane."
Avrupa Birliği kurumlarıyla ortak projeler yürüten Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği'nin (CİSST) Hapiste Çocuk Ağı Temsilcisi Avukat Cansu Şekerci, "Bu pilot uygulamanın ayrıntılarını açıklayan bir düzenleme yok. Hükümetten bu konuda daha fazla bilgi paylaşımı bekliyoruz" diyor. "Ev tipi cezaevi" formülünün Adalet Bakanlığı’nın 2013-2019 yılı için hazırladığı yol haritasında da yer almadığına işaret eden Şekerci, DW Türkçe’ye yaptığı açıklamada, "Adalet Bakanlığı’na bu konuda sorduğumuz sorulara da yanıt alamıyoruz. Sadece ben 2018’de CİMER üzerinden 58 kez soru sordum ancak tek bir yanıt alabildim. O da çocuk cezaevlerinin sayısı ile ilgiliydi" diyor. Hükümetin cezaevleri ve infaz sistemleri konusunda daha şeffaf bir yapıya kavuşması gerektiğinin altını çizen Cansu Şekerci, Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü’nün 2016 yılından beri faaliyet raporu yayınlamadığına da dikkat çekiyor. Kendilerine cezaevlerinden gelen şikayet mektuplarında cezaevindeki çocukların sağlığına ilişkin endişelerin arttığına işaret eden Şekerci, şöyle konuşuyor: "Özellikle hava azlığından kaynaklı astım ya da cezaevi kantininde bebek bezi ve mama bulunmaması, hastane sevklerinin yetersiz olması gibi sorunlar var. Anne ve çocuklar için yapılacağı söylenen ev tipi hapishaneler faydalı olabilir ama hiçbir ayrıntı sivil toplumla paylaşılmıyor. Bu konuda pedagojik bir disiplin gerekiyor. Örneğin Tabip Odası’nın, psikologların görüşlerinin alınması gerekiyor. Ancak ne yazık ki şimdiye kadar böyle bir temas olmadı."
"İNFAZ SİSTEMİ DEĞİŞTİRİLMELİ"
İnsan hakları örgütleri, 0-6 yaş arası çocukların cezaevlerinde kalmasının önüne geçilmesi için infaz sisteminde değişiklik yapılması gerektiğini savunuyor. İnfaz Kanunu'nun değiştirilerek 5 yıldan az hapis cezası alan kadınların çocukları 7 yaşına basana kadar infaz ertelemeden faydalanması veya bebekli annelerin cezalarını elektronik kelepçe takılarak çekmesi gibi öneriler, infaz sisteminde yapılması önerilen değişikliklerden birkaçı.
743 ÇOCUK ANNESİ İLE CEZAEVİNDE
Son güncel verilere göre, Türkiye’deki cezaevlerinde anneleri ile birlikte kalan 0-6 yaş arası çocuk sayısı 743’e ulaşmış durumda. Bu çocukların 343’ü ise 0-3 yaş arasında yani henüz bebeklik çağındaki çocuklardan oluşuyor. Bu rakamlar, 14 Kasım 2018 tarihinde TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu üyelerinin sorularını yanıtlayan Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürü Şaban Yılmaz tarafından kamuoyuna açıklandı. Şaban Yılmaz, Kasım 2018 itibariyle cezaevindeki hamile mahkumların sayısının da 35 olduğunu açıklamıştı. İşte geçen hafta doğum yapan Hatice Şahnaz, o hamile mahkumlardan biriydi. 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 16/4. Maddesine göre, mahkumun doğum yapması halinde çocuğu 6 aylık olana kadar cezasının infazının durdurulması, yani tahliye edilmesi gerekiyor. Ancak yine aynı yasaya göre, "örgüt faaliyetleri çerçevesinde işlenen suçlardan hüküm giyenler" için infaz erteleme kararı verilmiyor.
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |