“Tunus, Mısır,Yemen, derken Libya! Peki Türkiye’nin bu konudaki dış siyaseti nedir? Bunu öğrenmek için Başbakan Erdoğan’ı dinlemek gerekir.
Dinlemesine dinliyoruz da, dinledikçe ve gelişmelere baktıkça kafamız karışıyor. Şu Libya’daki olaylar başlayalı beri, Başbakan’ın açıklamaları kafaları iyice karıştırdı. Kulaklarımızda çınlayan azarlama modundaki sözleri neydi hatırlayalım: “Bu ne saçmalık, NATO’nun Libya’da ne işi var? Böyle bir saçmalık olur mu yahu? NATO’nun Libya ile bir alakası olabilir mi?”
LİBYA’DA KATLİAMA BAŞLADILAR
Sözleri ağır, keskin ve netti Libya’ya NATO müdahalesi hakkında.
Sonra da Başbakanın ağzından, “Türkiye’nin bu konudaki görüşü açık ve nettir…” açıklaması geldi. Aradan birkaç gün geçti, ekabirler Libya’da katliama başladılar. Hem de “Haçlı zihniyetiyle” yaptıklarını saklamadılar. Fransız bakan açıkça söyledi ki, bu bir haçlı saldırısıdır. Başbakan hemen yeni açıklamasını yaptı, Türkiye’nin bu konudaki siyaseti hakkında:
“Türkiye’nin dış siyaseti gayet açık ve nettir…” “Petrol kuyularına ilişmemek, Libya halkına zarar vermemek kaydıyla bu müdahaleyi destekliyoruz” şeklinde. Sonradan anlıyoruz ki haçlılar bu kararı alırken Türkiye’ye haber ya da bilgi verme konusunda hiçbir işlem yapmamışlar. Arkasından ekabirler bu müdahaleyi NATO’ya devredeceklerini açıkladılar.
Hayret. NATO ve Libya kelimelerini ağzına alanı adeta haşlayan Başbakan, o anda ağız değiştirdi: “NATO’nun müdahalesi konusunda şartlarımız var şurtlarımız var…” mealinde açıklamalarda bulunmaya başladı… Ardından da gene aynı açıklama: “Türkiye’nin bu konudaki tutumu açık ve nettir…”
BAŞBAKAN DOĞRU MU SÖYLÜYOR?
Sayın Başbakan! Sahi doğru mu söylüyorsunuz? Türkiye’nin görüşü açık ve net mi? Açık ve net ise, üç günde üç kere nasıl değişti? Bunu siz yeni de yapmıyorsunuz. Kıbrıs konusunda çelişkiler. Ege ve Yunanistan konusunda çelişkiler. NATO genel sekreteri seçimindeki çelişkiler, NATO ve Afganistan hakkında çelişkiler…NATO ve füze kalkanı konusunda üç günde değişik ve çelişkili açıklamalar…
Sahi Türkiye’nin bu konudaki görüşleri açık ve net mi? Yoksa net olan sizin çelişkileriniz mi? Şimdi okuyucunun; “Peki size göre çözüm nedir?” diye sorduğunu duyar gibiyim. Çözüm İslam Birleşmiş Milletleri, İslam Savunma Paktı, İslam Ortak Pazarı değil midir? Açık ve net olarak bu anlaşılmıyor mu? Sayın Başbakan, “değişip gelişmemiş” olsaydı, Erbakan Hocamın başlattığı D 8 projesini hayata geçirip güçlendirseydi, Libya’da ya da başka bir ülkede bu olaylar başlangıcında tatlıya bağlanır, ne haçlı saldırılarına, ne de NATO saldırılarına kapı aralanmazdı. Filistin’de, Irak’ta Afganistan’da milyonlarca Müslüman hunharca katledilmezdi. Türkiye katillerin safında koalisyon ortağı olmayacağından bu katliamların kara lekesini taşıyor olmazdı.
TERS KÖŞEYE YATIRILMAYA MAHKUMUZ
Başbakan ve ilgililer o projeleri uygulasalardı, ya da uygulayacak olanların ayağına çelme takmasalardı, akan bu kanlardan amel defterlerini korurlar, öbür tarafa tertemiz defterlerle giderlerdi. Bunlar yapılmamış olduğundan Başbakan ve Türkiye her olayda ters köşeye yatırılmaya, çelişki üzerine çelişki yaşamaya mahkum olmaktadır. Eminim kendisi de böyle olmasını istememektedir ama, eli mahkumdur, olayların arkasından gitmek zorunda kaldığı için her gün çelişkili sözler söylemekte, adımlar atmaktadır.
O, her defasında “Türkiye’nin bu konudaki siyaseti açık ve nettir” dedikçe Erbakan Hocamın sesi kulaklarımda yankılanmaktadır:
“Hadi oradan, hadi, hadi”