Türkiye'mi çok seviyorum. Kim sevmez ki vatanını? Cennet yurdumun ormanlarını yaksalar da seviyorum. O alanlara çok yıldızlı turistik otel yapılmasına göz yumsalar da, yanan yerlere maden arama ruhsatı verseler de çok seviyorum. Dere yataklarına kentler kursalar da, hidro elektrik santralları yapsalar da, sel felaketine göz yumsalar da ülkemi çok seviyorum. Fay hatlarında olan güzel ülkemi çok seviyorum. Doğusu, güneyi, Marmara'sı, İstanbul'u ile her gün deprem bekleyen insanların yaşadığı bu coğrafyayı çok seviyorum. Depremin ayak sesleri duyulsa da "Bak geliyorum, önlem alın, binaları yenileyin" diye yıllardır bağırsa da kılını kıpırdatmayan yöneticileri de sevmek istiyorum. Marmaris'e yazlık, Ahlat'a kışlık Saraylar yapılmasını istemiyorum. 500 milyon dolarlık bilmem kaçıncı uçak alınmasına, 80 milyon dolarlık çift zırhlı Mercedesler sipariş edilmesine karşı çıkıyorum. Tuzla tersanesine 140 metrelik yüzen saray sipariş edilmesine tepki veriyorum. Oysa, ben bu güzel ülkemi çok seviyorum.
İBAN PARALARI NEREDE
Nükleer santral için ağaçların kesildiğini öğrenince çıldırıyorum. Kamu Bankası'ndan 750 milyon dolar kredi alan iş insanının yıllardır parayı ödemediğini duyunca öfke duyuyorum. Yangın söndürme uçaklarının yedek parçası ve tamiri için 4 milyon doları vermeyen anlayışı kınıyorum.
Etiyopya, Somali, Sudan, Gabon gibi ülkelere milyonlarca dolar bağış yapıldığını öğreniyor, şaşırıyorum. Her felaket haberinde IBAN numarası yollayan, mesaj yazan AFAD, Kızılay, Bakanlık gibi kurumlara yardım yapmanın huzurunu yaşamak istiyorum. TOKİ'ye 10 yılda "Yurtdışı Çıkış Harçları" adıyla akıtılan 1 milyar lira nerede diye soruyorum. Deprem Vergisi olarak toplanan 35.5 milyar doların nereye harcandığını merak ediyorum.
KARDEŞLİK DİYE SÖMÜRÜ
"İğne yoktu, yol yoktu, havaalanı yoktu, üniversite yoktu, biz yaptık" diye övünen siyasetçilerin, böylesine kibirli oluşunu sevemiyorum. Yollarımız, yol geçen hanı. Ekonomi allak bullak. Adalarımızda başka bayrak. Yalılar, sahiller, topraklar Katarın, İsrailin, İngilizin. Fabrikalar Arapların. Sokaklarımızda Afrikalılar tezgah açıyor. Afganlar sürüler halinde akın ediyor. Irak'tan kaçan peşmergelere, Suriyeli savaş kaçkınlarına kucak açıyor, besliyor, nüfusumuza alıyor, vatandaş yapıyoruz. Türkmen, Özbek, Kazak, Tacik, Azeri ırkdaşlarımız yıllardır bizden biri oldu. Kabul ediyor, iş veriyor, hakları olan parayı esirgiyor, bir anlamda sömürüyor, kendi çıkarımıza bakıyoruz. Bu olanlara "kardeşlik" diyoruz. Olanlardan utanıyor, karşı çıkamıyor, kendi insanımızı, esnafımızı koruyamıyor, yine de ses çıkaramıyoruz.
Böylesine kötü koşullar, vurdumduymazlık, aymazlık, çirkeflik olsa da bu ülkeyi çok seviyorum. Bu kafadaki bürokratlara kızıyorum, alınamayan kararlara isyan ediyorum, bireysel tepki gösteriyorum. İnsanımızın yardımseverliğini, kadirşinaslığını, cömertliğini, yumuşak kalpli oluşunu alkışlıyor, ülkemi çok seviyorum.
BİZ GÜLMEYİ UNUTTUK
Nefret dolu söylemlerden utanıyorum. Kindarlık sözlerini anlamıyor, duymazlıktan geliyorum. Din adına beyin yıkayanları, en çok da Atatürk'e dil uzatan, ceza almaktan kurtulmak için "meczup" raporu verilen sözde delileri kınıyorum. "Hudut namustur" yazan gençleri gözaltına alan güvenlik güçlerine, yargı süreçlerine şaşırsam da memleketimi çok seviyorum.
Bu cennet ülkem, bir süredir ciddi sıkıntılar geçiriyor. İnsanların sabırları tükenme noktasına geldi. Salgın hastalık endişesi, yakınlarını kaybedenlerin acısı, işsizlik bunalımı, yokluk, yoksulluk kısır döngüsü hepimizi yıprattı. Somurtkan olduk, gülmeyi unuttuk.
ERKEN SEÇİM ÖNERİSİ
Bir şey olmalı...Biri bir şey yapmalı...Ne mi olmalı? Olumsuz, karamsar havayı dağıtacak, nefes aldıracak bir erken seçim olabilir. Nasıl mı olur? MHP hükümete desteğini çekebilir. Muhalefet partilerinin milletvekilleri topluca istifa edebilir. İktidardaki parti kötü koşulları görerek seçim kararı alabilir.
Maliyeti yüksek, faturası ağır olsa da güzel ülkeme bir erken seçim nefes aldırır.
Bu durum ve şartlar içinde bile, Atatürk'ün dediği gibi, "Türkiye Cumhuriyeti, sonsuza dek var olacaktır" inancımı koruyorum. Güzel ülkemi çok seviyorum.
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |
|
|||||
|
|
|||||
|