Enç, Gün Haber’e beraberinde Ak Parti Muratpaşa İlçe Başkanı Alparslan Benli ve ittifak ortağı MHP’nin Muratpaşa İlçe Başkanı Talu Bilgili ile birlikte geldi.
İşte o sorular ve sohbetten çarpıcı notlar:
ALPARSLAN BELİN: (AK Parti Muratpaşa İlçe Başkanı): "Bu kaleyi yıkacağız diye geldik. 25 Kasım 2017’de kongre ile geldik. Aralık ayında ilk toplantıyı yaptım, Muratpaşa Belediyesi’ni alacağımıza inanmayan arkadaş varsa şimdi çıksın, gitsin dedim. Göreve geldiğim ilk toplantıda ilk ettiğim kelimeler bunlardı. Biz böyle başladık. Ve 24 Haziran'da da AK Parti'den 19 ilçe içerisinde 3 ilçe oyunu arttırdı, birisi Muratpaşa...”
GÖKÇEN ÖZDOĞAN ENÇ: "Ben başkanın bir cümlesini düzelterek bir şey söylemek istiyorum. Hiçbir yer hiç kimsenin kalesi değil. Ben matematiksel verilere çok inanan bir kadın değilim.Yani kağıt üstündeki oranlar, şu şu kadar oy almış. Bu seçimde kimsenin oyu, belediye başkanlığı garanti değil. Hiç kimsenin diyorum. Ne demek istediğimi anlatabiliyor muyum? Kaleymiş, orada çok güçlüymüş, burada zayıfmış, hayır. Bu zaten vatandaşın iradesine ipotek koymak bence… Doğru bir tanımlama değil ayrıca."
SUDE KARATAŞ (Gün Haber Muhabiri): "Google'a isminizi yazdığımız zaman Meclis’te yaşanan bir olay karşımıza çıkıyor sürekli. O da muhalefet milletvekilleri ile kavganız… Bu konuda ne diyorsunuz? O görüntülerle ilgili bir pişmanlık var mı?”
ENÇ: "Karşı tarafın elinde başka hiçbir argüman yok. Pişmanlık şöyle; benim hırsızlığım, yolsuzluğum, namussuzluğum yok. Karşı tarafın sarıldığı (çok üzülüyorum karşı tarafa) tek argüman bu, başka hiçbir şey yok.
KARATAŞ; "Karşı taraf dediğiniz kim?"
ENÇ: "Karşımda kim varsa o. Sen nasıl alıyorsan, onlar nasıl alıyorsa o. Başka hiçbir argüman yok. Bu aslında, bir kadın siyasetçi için bence önemli bir şey. Siz 16 yıl siyaset yapıyorsunuz, karşınıza çıkarttıkları sadece (ne kadar mutluluk verici bir şey bu benim için) o görüntüler. O görüntülerin geçmişini, benim demeçlerimi de okudunuz mu bilmiyorum?.. Orada 4 tane HDP'li karşımda ve sadece ben varım. İtişme oluyor. Anadolu Ajansı ya da başka bir ajansın çekmiş olduğu fotoğraflar üzerinden bir algı. Şafak Pavey söz konusu ediliyor. Şafak Pavey ile aramızda iki metrelik bir mesafe var. Bunları anlatırken bile hicap duyuyorum. Bir engelli her şeyden önce. Onu bir kenara bırakın, o alanda biz birbirimize yakın bile değiliz. Ama dedim ya karşı tarafın elinde başka hiçbir şey yok. Ne yapacak? Gökçen ile bir şekilde uğraşması gerekiyor. Yani Gökçen güçlü bir kadın kimliğine sahip, 3 dönem milletvekilliği yapmış, en üst karar organındayım şu anda partimin… Ve 'Muratpaşa’yı tüm renkleriyle kucaklamaya geliyorum' diye ezber bozan bir sloganla geliyoruz.”
DURSUN GÜNDOĞDU (Gün Haber Yazarı): "Peki, mesela bugün Meclis’te olsanız, yine aynı tavırı gösterir misiniz?"
ENÇ:" İteklendim ben. Ben, şu an cezaevinde olan Burcu (soy ismini anımsamıyorum) HDP'nin kadın milletvekili tarafından iteklendim. Kendinizi koruma refleksi o. Yani birisi sizi itti. Geri çekilirsiniz, onu itersiniz değil mi? Bu böyle değil midir ?”
GÜNDOĞDU: "Onun dışında, kürsüde bir CHP'li vekil konuşuyor siz üzerine doğru gidiyorsunuz. Öyle fotoğraflarda var"
ENÇ: "Yok, o çok önceydi…"
GÜNDOĞDU: "Mesela yine Meclis’tesiniz ve bu kez üzerinde köpekler giremez yazan bir kağıt gösteriyorsunuz"
ENÇ: "Trabzon milletvekilimiz Muhammet Balta'yı, CHP Kocaeli milletvekili ısırdı. Onu biliyorsunuz değil mi? Onun üzerine gayri ihtiyarî bir hareketti o… Evde de iki tane kedim var, kedi besliyorum. Hayvanların Allah'ın yarattığı canlar olduğunu, sessiz kullar olduğunu düşünüyorum. Onlarla da ilgili projelerimi de cumartesi anlatacağım. Yani o bir şeydi, aforizma. Evet aforizmaydı. Doğru tanımlaması bu. Öykünme. Mesela bizim Trabzon milletvekilimiz kuduz aşısı oldu. Ha, şu da hiç gündeme gelmiyor mesela. Benim HDP'liler ile olan mücadelem görünüyor ama Niyazi Nefi Kara'nın bizim Fatih Şahin'i arkasından yumruklaması hiç hesaba katılmıyor."
GÜNDOĞDU: "Ama o şu an sizin gibi aday değil. Niyazi Nefi Kara şu anda bir yerde aday olsaydı o yaptığı hareket gündeme getirilir ve aynı şey sorulurdu, en azından biz sorardık."
ENÇ: "Ümit (Uysal) bey ile de konuştum bunu ziyaretimizde. ‘Lütfen nezaket çerçevesinde, demokrasinin güzelliklerini göstererek temiz bir seçim kampanyası yapalım’ dedim. Projelerimizi yarıştıralım, yapacaklarımızı anlatalım. Sen ne yapacaksın, ne yaptın sözlerini tuttun mu? Bunları konuşalım. Beni tanıyanlar zaten nasıl bir insan olduğumu gayet iyi biliyorlar. Benim için çok büyük bir sorun teşkil edebilecek görüntü (Meclis’teki kavgayı kastediyor) değil. Beni tanıyanlar için söylüyorum. Ha yaşanmamalı mıydı, yaşanmalıydı. Yani dört tane HDP'li, PKK ile organik-inorganik bağlantısı olan insanlar tarafından etrafınız çevrilmiş, yerime koysunlar kendilerini. Bizim vatandaşımız ne yapardı? Herkes kendisine bu soruyu sorsun. Sadece sorsun. Senin tepkin ne olurdu? Seni ben iki kere ittim, sen yapmayın bu bizim problemimiz değil dedin, bir daha ittim ne yapardın?.. Ya ben orada bir mermer merdiven var mecliste. Oraya düştüm. Düşüyorum, tabi üstümde tepindiler, onları falan kimse bir şey yazmıyor yani. Onlar görünmedi. İşte ciğerlerde su toplaması, boyun ket tekrar gitti. Uzun süre tedavi almak zorunda kaldım. Sıkıntılı günlerdi. Benim için hoş olmayan günlerdi. O süreç tabi böyle, aman ne kadar mutlu, aman ne güzel gülmüşler falan değildi. Bunu aklıselim bir insan söylemez. Ama dediğim gibi sadece şunu soruyorum ben, dört tane HDP'li ve PKK ile inorganik bağının olduğunu bildiğiniz dört kişi etrafınızda sizi tartaklasa ne yapardınız? Bunun cevabını versinler ben başka hiçbir şey söylemiyorum o görüntülerle ilgili. Şafak Pavey’e dokunma yok, arbedede yere düştü o…”
Gökçen Özdoğan Enç ve beraberindekiler Gün Haber'in sahibi Nezaket Gündoğdu, yazarı Dursun Gündoğdu ve muhabirleriyle görüştü, tüm sorulara içtenlikle yanıt verdi
GÜNDOĞDU: “2014'te Erdoğan başbakan sıfatıyla Afyonkarahisar'daydı… Hatırladığım kadarıyla bir çıkışınız daha olmuştu orada. ‘Çankaya Köşkü'ne çıkmanızı istemiyorum’ demiştiniz. Hala o fikirde misiniz?.. Gazetelere yansıyanı söylüyorum ben...”
ENÇ: "Bayılıyorum gazetelere yansıyanlara... Eee..."
GÜNDOĞDU: “O sözü ettiğinize pişman mısınız şimdi?"
ENÇ: "Yok…Ben o dönemde, sayın cumhurbaşkanımızın partinin başında kalarak mücadeleye bu şekilde devam etmesinden yana görüş bildirdim. Şu an elbette ki Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi geldi, Başbakanlık sistemi yok. O yüzden onu isteme şansım doğal olarak yok. Zaten mevcut bulunduğu pozisyon için anayasa değişikliği gerçekleştirdi. Bununla da ilgili çok ciddi mücadele etti. Sıkıntı yok yani. O dönem ki süreci ilgilendiren bir meseleydi o. Ve beni az çok tanıyorsunuz, doğru bildiğinin arkasından giden bir kadınım ben.”
GÜNDOĞDU: "Muratpaşa'da Kürt kökenli bir meclis üyesi adayınız olacak mı? Geçmişinde de HDP var diyelim"
ENÇ: "Elbette ki… Ne demek olacak mı, elbette ki… Bütün HDP'yi aynı cepheye koymuyorum ben. Kürtlerde de Türkler kadar vatanseverler var. İşte Milliyetçi Hareket Partisi ilçe başkanımız burada, (ona soruyor) doğru değil mi? Hepsini aynı kefeye koyabilir miyiz sayın başkanım?"
GÜNDOĞDU: "Aman şimdi burada Muratpaşa’daki ittifakı bozmayalım da."
ENÇ: "Bozulmaz, biz aynı şeyleri düşünüyoruz."
TALU BİLGİLİ (MHP Muratpaşa İlçe Başkanı): "Bu ülke içerisinde, etnik kökene bakılmaksızın bir, beraberce ve kardeşçe yaşamı amacı güden herkese Milliyetçi Hareket Partisi'nin kapısı açık. Milliyetçi Hareket Partisi zamanında Bingöl'de bile belediye başkanlığı kazanmış etnik kökeni Kürt kökenli olan şehitlerimiz var, insanlarımız var. Yani PKK'lı olmakla Kürt olmak farklı bir şey. Hain Türk’te de var, Kürt’te de var. Etnik kökene indirgenemeyecek bir hareket. Tabii ki MHP ile Adalet ve Kalkınma Partisi tek aday üzerinden gidiyor. Ama ayrı ayrı liste yapıyor. MHP'nin listesinde HDP'nin kapısının önünden geçmiş kişi bile bulunmaz, bizim listemizde bulunmaz. Gökçen hanım da sağduyulu, milliyetçi bir hanımefendi. O da kimi seçeceğini bilir yani."
GÜNDOĞDU: “MHP olarak siz diyorsunuz ki bizde olmaz..."
BİLGİLİ (MHP ilçe başkanı): "Bizde HDP ve bunun türevi, yancıları, FETÖ'nün yan sanayisi olan siyasi partilerle alakalı kimse olmaz."
ENÇ: "Bu bizde olur anlamına gelmiyor, bunu düzeltmek istiyorum."
BİLGİLİ (MHP ilçe başkanı): "Ortak konuşuyorum ben.”
GÜNDOĞDU: "Diyelim ki, siz AK Parti'nin listesinde baktınız HDP yancısı var, FETÖ yancısı var. Bu durumda ne yapacaksınız uyaracak mısınız?"
BİLGİLİ (MHP ilçe başkanı): "Bu konular istişare edilir. Gökçen hanımdan ve sayın ilçe başkanımız, il başkanımız siyasi tecrübesi çok geniş. Vatanseverliklerinden en az kendim kadar şüphem olmayan kişiler. Mevzu bahis bile olmaz böyle şeyler."
GÜNDOĞDU: "İstişare ediyor musunuz?"
ENÇ: "Tabii ki ediyoruz."
GÜNDOĞDU: “Çünkü biz gazeteci olarak hazırladığınız meclis üyelikleri listelerini didik didik edeceğiz."
ENÇ: "Elbette ki edeceksiniz. Bizim listemizde bulunanların güvenlik soruşturmaları vs sizin didik didik etmenizden önce biz kamuoyunun karşısına çıkmadan önce zaten onaylanıp gelecek. Yani o konuda hiç endişeniz olmasın. Gönlünüz rahat olsun… MHP ile ortak hassasiyetlerimiz bizim."
GÜNDOĞDU: "Hiçbirinizde parti rozeti yok."
ENÇ: " Ben takmadım, ben hiç rozet takmadım."
BİLGİLİ (MHP ilçe başkanı): "Ben dünkü programda rozet takmıştım, Alparslan başkanın dün takmadığını fark ettim, kendisine de söylemedim. Siyasi nezaket gereği o takmadığı için bugün bende takmadım."
ENÇ: "Ben milletvekilliği dönemimde de zaten rozet takmadım, hiç rozetle gördünüz mü? Göremezsin, takmadım. Rozet bizim yüreğimizde, beynimizde. Ayrıca benim zaten kendi partililiğimi ifşa etme gibi bir durumum yok. Ben vekillik yapmışım, kadın kolları başkanlığı yapmışım. Benim kendi seçmenimi aman ben partiliyim falan diye bir durum yok yani. Yalnız ben şunu ben merak ediyorum, bir soru da ben sana sorayım. Bu CHP’nin kadın ayrımcılığını nasıl buluyorsun?
GÜNDOĞDU: ” Hiç iyi bulmuyorum.”
ENÇ: ”Nasıl, ne yapacaklar bir açıklamaları da yok, bir şeyleri de yok. Çok merak ediyorum gerekçelerini. 80 yıldan beri milletvekili çıkartamamışlar, milletvekilini çıkartmak durumundalar kontenjanları var biliyorsunuz. Birilerinin yerine birilerini yazabilirlerdi. Belediye başkanlıklarında zaten hiç esameleri okunmuyor. Meclis üyelikleri desen hakeza öyle. Dünyada gördüğünüz her güzel şey kadının eseridir diyen bir Mustafa Kemal Atatürk var, CHP var ama altı bomboş. Nedir bu durum? Merak ediyorum. ”
GÜNDOĞDU: ”Kılıçdaroğlu’nun 2014’de Muratpaşa’ya, bu seçimde de Konyaaltı’na bir kadın aday koyma projesi vardı.”
ENÇ: ” Proje değil, reel ne var ?”
GÜNDOĞDU: ”Şimdi şu var ama kadın aday koymak önemli değil, kadını kazanabileceği yerden koymak önemli.”
ENÇ: ”Ben Muratpaşa’yı alacağım. Bir şey söyleyeceğim, bunu inandığım için söylüyorum. Muratpaşa solun kalesi falan böyle bir şey yok. Beni bir kere şununla kıyaslamak doğru değil. Biz AK Parti olarak kadınla ilgili süreçleri aşmışız. Sen diyorsun ki hala kazanabilecek bir yerden koymalılar. Artı Muratpaşa kazanılamayacak bir yer değil, kimsenin oyu cepte değil. Rüzgar bir tersten estiği zaman, işte 15-20 gün önce hortum oldu yerlerini değiştirdi her şeyin…
GÜNDOĞDU: ”DSP olayı mesela. Abdullah Öcalan yakalandı 1999’da, iktidar olamayacak bir parti iktidar oldu.”
BELİN(Ak Parti ilçe başkanı): ” Evcilmen evde yatıyordu, dediler ki sen başkan oldun kalk gel dediler.”
ENÇ:” Şimdi o hortum alır bir yeri başka bir yere koyar. Hiçbir yer garanti değil.”
BİLGİLİ (MHP ilçe başkanı): ”Bir şey söyleyeyim mi, adamların(Millet ittifakını kestediyor) AK Parti, MHP, Recep Tayyip Erdoğan, Devlet Bahçeli nefreti ülke sevgilerinin önüne geçmiş. Ya bunlar gitsin de, ülke ne olursa olsun hiç önemli değil diye bir zihniyet var.”
GÜNDOĞDU: ” CHP için Atatürk’ü kullanıyorlar falan diyorsunuz, ondan sonra bir proje yapacağım Atatürk’ün adını koyacağım diyorsunuz.”
ENÇ: ”Şöyle anlatayım, AK Parti ile ilgili bu bölgede, kafalarda hep soru işareti var, biz öyle değiliz. Atatürk bu ülkenin ortak değeri. Birisine ait, birisinin tekelinde olan bir şey değil. Ama yıllarca belli bir siyasi grup bizim bizim bizim dedi. Hayır senin değil, benim de. Bende ismini koyabilirim, onunla ilgili başka şeyler yapabilirim. Cumhuriyetin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk. Yani bunu sadece niye sen alıyorsun ben de yapabilirimdi o. Bunu kanıtlıyorum onlara, kanıtlayacağım da. 1934 yılında kadına seçme ve seçilme hakkı verilmiş. Sayesinde siyaset yapabiliyorum, 2015 yılında da işte ilk başörtülü arkadaşlar kadın olarak, milletvekili olarak meclise girdiler. Hiçbir sorun yok dimi? Uygulanabilir bir yasa ve devam ediyor, şahane. Partilerin kendi içlerindeki çekişmeler, tartışmalar vs. onlar bizi ilgilendirmiyor. Ama Cumhuriyet sayesinde ben siyaset yapıyorum ve bunu biliyorum ben.”
GÜNDOĞDU: “Projelerinizden bahsedelim biraz da…”
ENÇ: “Bu cumartesi projelerimizi açıklıyorum. Ben basındaki arkadaşlara da anlattım bugün manşet olmuş bir yerde. Halının altına sorunları süpürmek gibi bir derdim yok. Proje diyorsun da şimdi, Muratpaşa’da karşı tarafın bir projesi var mı dediğim zaman elime benim büyüteç alıp incelemem lazım, acaba nerede ne var diye. Ben şu kadar yol yaptım, şu kadar çöp konteyneri koydum diye billboarda çıkmayacağım. Şu kadar ağaç diktim diye de çıkmayacağım. Ben mevcut durumda iyi yapılanları koruyarak, daha ne yapabilirimle ilgili kafa yoracağım. Yani Muratpaşa’da yaşayan vatandaşın konforunu artıracak bir şeyler yapmam lazım benim. Sokağa çıktığı zaman iyi ki de Muratpaşa’da bu belediyenin içerisinde yaşıyorum, sporumu rahat yapabiliyorum ücret ödemeden, kadın merkezlerine gidebiliyorum, gençlik merkezlerine gidiyorum, kent orkestralarını tüm kentte mahallelerde dinleyebiliyorum. Kent orkestrası niye yok bu kentte ? Bir tane kültür sanat merkezi açtık beş yüz bin nüfuslu ilçeye, bir tanecik kültür sanat merkezinden bahsediyorum. Gözünü seveyim 5 sene yani.”
GÜNDOĞDU: ” Erkan Mumcu Ak Parti’den Kültür ve Turizm Bakanı iken bu şehirden Devlet Senfoni Orkestrası’nı, opera ve bale ile birlikte kaldırıp Mersin’e taşımayı düşünmüştü… Şimdi siz orkestra diyorsunuz… Gayet güzel bir yaklaşım”
ENÇ: ”O Erkan Mumcu’nun problemi, benim problemim değil. Şurada ayrışalım. Bir bakanın ben şunları yapacağım demesi kentteki dinamikleri etkiliyorsa, benim kentim bunu istiyor, istemiyorsa ben o bakanla istişare ederim ve bunun sürecini yönetirim. Benim yoğurt yiyişim böyle. Benim Muratpaşa halkının, seçmeninin, hemşerilerimin işte ne derseniz, istemediği hiçbir şeyi yapmam, yaptırmam da. Ben yaptım oldu, yok öyle bir şey. ”
GÜNDOĞDU: ” MHP’nin bir ön koşulu oldu mu Muratpaşa ile ilgili? Mesela biz şunu istiyoruz, bunu istemiyoruz gibi…”
BİLGİLİ (MHP ilçe başkanı): ”Bizim partimizin, bekanın pazarlığı olmaz. Devlet meselesinin, milli meselenin pazarlığı olmaz. Bir kazanalım gerisine bakarız. Milliyetçi Hareket Partisi’nin bir ön şartı yoktur demek yani.”
ENÇ: ”Yani biz beraber ittifaka girdiğimiz için bizim problemimiz, ön şartımız yok diyor. Ayrıca Ümit beyin yapmış olduğu iyi şeyler mutlaka vardır, mesela triatlon ile ilgili destek çıktığını öğrendim. Bu iyi bir şey mesela, bunu devam ettirmek lazım. Turunç masa, iyi işliyorsa iyi bir şeyse devam ettirirsin. Aklın yolu bir. Sonuçta bu yapılmış ve işletiliyorsa ben bunu niye kapatayım? Bu mantıksız bir şey. Atıyorum Türkan Şoray Kültür Merkezi’ni yapmış, iyi işletiyorsa ve vatandaş memnunsa ben bunu kapatıp kilit vuramam. Devlette devamlılık esas. Biz iyi olanları koruyacağız ve iyileştireceğiz. Ama mevcut olanı korumam lazım.”
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |
|
|||||
|
|
|||||
|