Finike'de bulunan Suluin Mağarası'nın sınırları bilinmiyor. 90'lı yıllarda ABD'li sualtı araştırma ekibinin dalış yaptığı ve 122 metreye indiği gizemli mağarada, dalış yapan Alman bir çift ise hayatını kaybetti. Yıllardır gizemini koruyan Suluin Mağarası'na sadece profesyonel dalgıç ve araştırmacılar izinle dalış yapabiliyor.
AÜ SUALTI KULÜBÜ ÜYELERİ 50 METREYE KADAR İNEBİLDİ
Akdeniz Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Gökoğlu, Sualtı Kulübü üyeleriyle birlikte mağaraya pek çok kez dalış yaptıklarını, sadece 50 metreye kadar inebildiklerini söyledi. Doç. Dr. Gökoğlu, “Mağara Finike'den çıktıktan sonra Kaş'a doğru giderken yaklaşık 500 metre ilerde dağın yamacında bulunuyor. Çok entresan bir mağara. Avrupa'nın bilinen en geniş ve en derin mağarası. Geçmişte mağaraya dalış yapan Alman bir çift hayatını kaybetmişti. Soğuk su nedeniyle fazla nitrojen yüklemesi ve narkoza (derinlik sarhoşluğu) girme sonucu öldüler sanıyorum. 60 metreden cenazeleri çıkarılmıştı. Ve ondan sonra uzun süre mağaraya girilmedi" dedi.
BUGÜNE KADAR 122 METREYE KADAR İNİLEBİLDİ
Hayatını kaybeden Alman çiftten önce ABD'li bir grubun dalış yaptığını hatırlatan Doç. Dr. Gökoğlu, “Amerikalı grup 122 metreye kadar inebilmişti. Tabi normal hava dalışı değil, karışım gaz dalışı yaptılar. Şöyle söyleyeyim girişi aşağıya doğru genişleyerek giden bir mağara" diye konuştu.
KEMİK VE SERAMİK PARÇALARI GÖRMÜŞTÜK
2000'li yılların başında yaptıkları dalışlarda 50 metreye kadar inebildiklerini anlatan Doç. Dr. Gökoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Biz daldığımız zaman aşağıda kemikler gördük. Kemikler dokunduğunuz an dağılıyordu. Ayrıca seramik kırıkları gördük. Hiçbir şeye dokunmamaya çalıştık. 40 ile 50 metre arasında adeta perde şeklinde sarkıtlar var. Bu, o mağaranın bir dönem kuru dönem yaşadığını gösteriyor. Büyük bir kısmı göçük durumda. Demek ki bir dönem büyük göçük yaşadı. Su çok soğuk ve su yapısı enteresan. 3-4 tabaka su var. 50 metreye indik ama ışıklarımızla 70-80 metreyi de görebiliyorduk. O derinlikte su çok berrak ve turkuvaz renkte. Su yapısı acı. Keskin bir hidrojen sülfür kokusu var. Suyun yapısı asitik."
KORKU, ADRENALİN, ÜRPERTİ İLE KARIŞIK MÜTHİŞ BİR DUYGU
Suyun içindeki asidin mağara içerisindeki kireç taşlarını çözebileceğine dikkat çeken Doç. Dr. Gökoğlu, mağara içinde yaşadıklarını ise şu sözlerle aktardı:
“Mağaraya girdiğim zaman en tedirgin olduğum yukarıdaki tonlarca ağırlıktaki sarkıtların üzerimize düşmesiydi. Ama müthiş bir duygu. Adrenalin had safhada, çünkü korkarak giriyorsunuz. O sarkıtların üzerinize düşme tehlikesi var. O dalışı bir an evvel bitirmeyi hayal ediyorsunuz ama insanların görmediğini de gördüğünüz için bir keşif duygusu var. Müthiş bir manzara var aşağıda. Ürperti, korku heyecan bir arada yaşıyorsunuz. Uğursuz mağara olarak biliniyor 2 Alman öldüğü için. Ama yine de önümüzdeki günlerde yeniden dalış yapacağız. Hazırlıklarımızı yapıyoruz."
CONCORDE UÇAK SIĞABİLİR
Mağaranın gizemini çözebilmek için jeologlar, arkeologlar, antropologlar ve biyologların bir arada çalışması gerektiğini de vurgulayan Doç. Dr. Gökoğlu, “Mağaranın içinde canlı olarak sadece planktonlar var. Şunu söylemeliyim bir Concorde uçağını soktuğunuz zaman içeri girebilecek kadar geniş bir mağara" dedi.
Son uçuşunu 2003 yılında yapan Concorde uçaklarının uzunluğu 61.66 metre, kanat açıklığı ise 25.6 metre. Yüksekliği 12.2 metre olan bu uçakların boş ağırlığı ise 78-79 ton civarında.
Selma KUNAR/ANTALYA, (DHA)