Gayrimenkul sektörünün sıkıntılı günler geçirdiği dönemde sessiz kalmayı tercih eden ve Mecidiyeköy’deki 10 işçinin öldüğü inşaatın sahibi GYODER Başkanı Aziz Torun, görevi bırakacağını açıkladığı toplantıda hükümete verdi veriştirdi.
Türk gayrimenkul sektörü sancılı bir yılı geride bırakmaya hazırlanıyor.
Yolsuzluk iddialarıyla 2014’e giren inşaatçıların rutin gündeminde, kurdaki dalgalanmalar, maliyet artışları, faizlerin yükselmesi, satışların azalması ve iş kazaları vardı. Öte yandan, hükümet üyelerinin, sanayicilerin inşaatçı olmasına yönelik eleştirileri, imar plan notlarıyla yaratılan haksız kazanç hakkındaki suçlamaları, Yeni Tüketici Kanunu ve yargının ‘dur’ dediği dev projeler, gayrimenkul dünyasının gizli ama gerçek gündemini oluşturdu. Tüm bunlar olurken, sektörün en köklü sivil toplum örgütü, Gayrimenkul ve Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği (GYODER) hep sessiz kalmayı tercih etti.
AÇTI AĞZINI YUMDU GÖZÜNÜ
Ancak dün İstanbul’da GYODER tarafından düzenlenen 14. Gayrimenkul Zirvesi’nde ise farklı bir atmosfer vardı. Mecidiyeköy’deki asansör kazasında 10 işçinin yaşamını yitirdiği Torunlar Center’ın sahibi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın okul arkadaşı, AKP iktidarında işleri kat be kat büyüyen GYODER Başkanı Aziz Torun açılış konuşmasında deyim yerindeyse ‘zehir zemberek’ açıklamalarda bulundu. Torun’un bu kadar keskin ve net konuşmasının nedeni ise final cümlesinde ortaya çıktı: İki yıldır sürdürdüğüm görevi bırakıyorum!
DERDİNİ MARKO PAŞA’YA ANLAT
GYODER Başkanı Aziz Torun’un biraz geciken ama dikkat çeken açıklamaları şöyle:
HÜKÜMETE: Gayrimenkul sektörü, durağan ve rant kapısı bir sektör değil, üreten istihdam sağlayan, vergi veren, dinamik reel bir sektör olarak kabul edilmeli. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, sanayicilerin inşaata girmemesi gerektiği noktasında yerden göğe kadar haklı. Ancak ‘komşunun tavuğu komşuya kaz görünür’ hesabı, herhalde dışarıdan öyle görünüyor ama biz diyoruz ki ‘kazın ayağı öyle değil’. Gayrimenkul sektörü de öyle cazip, 1 koy 5 al bir sektör değil. Tüketici haklarını koruyan kanuna öyle maddeler eklendi ki kantarın topuzu kaçtı.
YARGIYA: Her dernek, baro, odalar, kuş sevenler derneği, yoldan geçen herhangi bir vatandaş gerek imar planlarına, gerek ruhsatınıza itiraz edebiliyor. Bu da yatırımcı için bir risk demektir. Bu itirazlar sonunda bakıyorsunuz, çok ulvi bir gerekçe olarak ‘kamu yararı’ dikkate alınarak yürütmeyi durdurma gibi bir kararla karşılaşabiliyorsunuz. Ondan sonra artık derdini Marko Paşa’ya anlat.
SANAYİCİLERE: Sektörde 2005-2012 arası çok iyi kazançlar ve fırsatlar vardı. Bunun 10 yıllar boyu böyle devam etmeyeceğini, geçmişin cazibesine kapılarak sektöre yönelen sanayicilerin bilmesi gerekiyor. Sektöre sefa geldiler, hoş geldiler ama riskleri ve zorlukları bilmeleri gerekiyor.
SEKTÖRE: Piyasanın daraldığını kabul etmeliyiz. Sermaye piyasası araçlarını kullanmalıyız. Zayıf karnımız olan öz sermaye yapısını güçlendirmek için, halka arz, yabancı fonlar ve sermaye ile iş birliği, kira sertifikası, gayrimenkul sertifikası, tahvil gibi uzun vadeli sermaye piyasası araçlarını kullanarak gelecekteki bir yol kazasına engel olmalıyız.
(Sözcü)