Çağdaş Hukukçular Derneği Genel Başkan Yardımcısı Avukat Münip Ermiş, karara itirazda bulunduklarını belirterek, "Eğer bu karar onanırsa Türkiye'de isteyen savcı, istediği zaman avukat görüşlerini engeller ve bu da Türkiye'de hukukun yok edilmesidir" dedi.
Antalya'da Gezi Parkı eylemleriyle paralel olarak 31 Mayıs-3 Haziran günleri arasında Çallı'daki Gazi Bulvarı'nda meydana gelen olaylar sırasında gözaltına alınanları savunmak üzere Sanayi Polis Merkezi'ne giden avukatlardan 3'ü, 5 polis hakkında hukuki haklarının engellendiği ve şiddet uygulandığı gerekçesiyle şikayetçi oldu.
Avukatlar Özgü Kurşun, Nusret Gürgöz ve Evrim Çelik, gözaltına alınanlara hukuki destek vermek için gittikleri polis merkezinde, Savcı Osman Şanal'ın emriyle polis tarafından görüşmelerinin engellendiği ve şiddet uygulandığını öne sürdü. Avukatların polisler K.Ç., E.A., S.K., A.Y. ve H.K. hakkında Antalya Cumhuriyet Savcılığı'na 'basit yaralama, görevi kötüye kullanma, hakaret ve kişiyi hürriyetten yoksun bırakma' suçlarından yaptığı şikayet üzerine açılan soruşturmada, 3 Şubat 2014'te takipsizlik kararı verildi.
'POLİSLER SAVCININ EMRİYLE HAREKET ETTİ'
Kararda; polislerin Cumhuriyet Savcısının emri doğrultusunda hareket ettiğinden, avukatların müdafii sıfatıyla görüşme taleplerini kabul etmemelerinin görevin kötüye kullanılması suçunun yasal unsurlarını oluşturmadığı, bu nedenle avukatlar ve polisler arasında çıkan tartışma ve ihtilafta, tartışma çıkaran avukatları itekleyip kollarından tutmak suretiyle polis merkezi içerisinden çıkarmaya çalışmalarının da 'Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu'nda yer alan zor kullanma yetkileri kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, kişiyi hürriyetten yoksun bırakma ve hakaret suçlarının oluşmadığı belirtildi.
'KANUNA AYKIRI KARAR'
Savcılığın takipsizlik kararını değerlendiren müşteki avukatlarından ve Çağdaş Hukukçular Derneği Genel Başkan Yardımcısı Münip Ermiş, o dönemde Savcı Osman Şanal'ın emriyle polislerin avukatları gözaltındaki şüphelilerle görüştürmemesi kararının, CMK 154'üncü maddede yer alan 'Şüpheli veya sanığın vekaletname aranmaksızın müdafi ile her zaman ve konuşulanları duymayacağı bir ortamda görüşebileceği' şeklindeki kanuna aykırı olduğunu söyledi.
Ermiş, bu kararın polisleri ve polis şiddetini korumaya yönelik kabul edilemez bir karar olduğunu söyledi. Münip Ermiş, "Şüphelinin yakalandığı anda vekaletname aranmaksızın müdafinin hukuki yardımından yararlanma hakkı bir anayasal haktır. Bu hak Ceza Muhakemesi Kanunu ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 5 ve 6'ncı maddeleri ile güvence altına alınmıştır. Cumhuriyet Savcısı dahil hiçbir kişi ve kurumun bu hakkın ortadan kaldırmaya yetkisi yoktur. Böyle bir emir, yasadışı emir niteliğindedir. Yasadışı emri yerine getiren sorumluluklarına katlanmak zorundadır" dedi.
ONANIRSA HUKUKİ SKANDAL
Manavgat Ağır Ceza Mahkemesi'ne itirazda bulunduklarını belirten Avukat Ermiş, şunları dile getirdi:
"Eğer bu karar onanırsa Türkiye'de isteyen savcı, istediği zaman avukat görüşmelerini engeller ve bu da Türkiye'de hukukun yok edilmesidir. Türkiye'de zaten 1992'den beri kanunen vekaletname istenmiyor, burada yasadışı bir uygulama sözkonusudur. Avukatların, avukatlık görevlerini yaparken özgürlükleri kısıtlanmıştır. Ağır cezalık suç halleri dışında bu mümkün değildir."
Mehmet ÇINAR/ANTALYA, (DHA)