Özel bir şirkette çalışan Orman Mühendisi Gökçebay, 6 aydır filografi üzerine çalıştığını belirterek, bu işe Türkiye haritasını dokuyarak başladığını söyledi. Bir aile fotoğrafını Türkiye'de ilk kez kendisinin aynı yöntemle dokuduğunu anlatan Gökçebay, filografi sanatın Orta Doğu'da doğduğunu ve dünyaya yayıldığını anlattı.
Gökçebay, "Filografi ahşap bir zemin üzerine çakılmış çiviler arasından teller geçirilerek belli örgü teknikleri kullanılarak çeşitli desenler meydan getirilmesi sanatıdır. Bu sanat Orta Doğuda doğmuş batıya ve uzak doğuya yayılmıştır. Çivi ve tel İkisinin maharetli ellerde şekillendiği bir el sanatı diyebiliriz. Yine filografiyi çivilerin arasından tellerin geçirilmesi ile objelere estetik görününüm kazandırılması işlemi olarak tanımlayabiliriz" diye konuştu.
YARATICILIK USTALIĞA KALIYOR
Filografinin yapılışı hakkında bilgi veren Gökçebay, önce motifleri tasarladığını, sonra bu motifleri oluşturmak için tahta panolar üzerine çivileri belli bir düzene göre çaktığını kaydetti. Sonra da çivilerin arasına çeşitli renklerdeki telleri sıkıca dokuduğuna değinen Gökçebay, "Sonuçta tasarlanmış motifler ortaya çıkıyor. Ancak bu telleri geçirmek ustalık gerektiriyor. Ayrıca seçilen renklerin hem birbirine uyumlu olması hem de motifi ortaya çıkaracak şekilde olması gerekiyor" dedi.
SABIRLI OLMAK GEREKİYOR
Filografi sanatının zor ve sabır gerektiren bir iş olduğuna dikkati çeken Gökçebay, bu sanatı öğrenmek isteyenlere ilk olarak sabırlı olmalarını önerdi. Gökçebay, "Her işte ayrı bir teknik öğreniliyor. Bu sanat, zorluğu, sabır gerektirmesi nedeniyle pek kullanılmıyor. Filografide, belli örgü teknikleri kullanılarak hat yazıları, manzara, simetrik desenler, amblemler, vb. gibi desenler oluşturabilir ve panolar haline getirilebilmektedir" görüşüne yer verdi.
Mehmet ERÇAKIR/ISPARTA, (DHA)