İnsanlarımız yandı, dumandan boğuldu, kömür oldu. 78 canımız gitti, yüreğimiz dağlandı. Her kafadan bir ses yükseldi. Kimlikler belirlenirken, cenazeler toprağa verilirken, DNA testleri yapılırken sorumlular ortadan kayboldu. İş siyasete kadar dayandı. "Senin bölge"ndi, "benim alanım değil" tartışması, ölüme bile saygımız kalmadığını gösterdi.
Merkez medyanın gazeteleri ve televizyon kanalları ile CHP'li Bolu Belediyesini kusurlu gösterme çabaları bir utanç yayıncılığına dönüştü. AKP'li Bakanı aklamak için yapılan sipariş haberlerin havada uçuşmasına tanık olduk. Akıldan uzak, araştırma yapılmadan servis edilen yayınlar, yalnız İnsanlık adına değil gazetecilik mesleği ve medya etiği açısından üzücüydü.
Haberciler, dünya görüşü ne olursa olsun kimseyi karalama veya aklama amacıyla yayıncılık yapamaz, yapmamalı.
HABERCİLİK VE ETİK
Son dönemde çok sayıda meslektaşın taraflı yayıncılık boyutunu aşarak, doğrudan parti sözcülüğüne soyunduğunu görüyor ve utanıyoruz. Dezenformasyonun zirve yaptığı günler yaşıyoruz. Kötü haberlerin halka iletilmesinde yerel yetkililer söz sahibi olurken, iyi, güzel, mutlu haberleri bakanlardan dinliyoruz.
Ekranlarda parmak sallayan sunucular kendi dünya görüşünü ve siyasi eğilimini açıkça deşifre eden moderatörler izliyoruz. Bu meslekten Ali Kırca, Mehmet Ali Birand, Reha Muhtar gibi ustalar geçti. Her biri gazetecilik kuralları gereği programlar yaptı ve saygıyla anılıyor. Abdi İpekçi, Çetin Emeç, Uğur Mumcu bir partinin sözcüleri gibi yazmadı. Uğur Dündar yaptığı röportajlar ve araştırmacı gazetecilik örnekleriyle duayen gazeteci olarak saygınlığını sürdürüyor.
SAYGISIZLIK YAPMAYIN
Bırakın siyasetçiler kendi görüşlerini söylesinler ve halk kararını versin. Gazete köşe yazılarını, TV programlarını parti propaganda araçları, gereçleri gibi kullanmayın.
Deprem haberini zinalar arttı düzeyinde sunan anlayış ne ise, yangında belediye başkanına "katil" damgası vuran gazetenin manşeti de aynı kafanın ürünüdür.
78 insanımızı yitirdiğimiz bir ortamda bakan ile belediye başkanının sorumlu kim tartışması da vurdum duymazlığın bir başka boyutudur. Soğuk hava tırındaki tavuk görüntüsünü vermek de yolunu değiştiren ailenin yanan otelin önünde hatıra fotoğrafı çektirmesi haberini magazinleştirmek de 78 cana saygısızlıktır.
ACI BİZİ BİRLEŞTİRİYOR
Maçlara çıkan sporcuların koluna taktığı siyah bant "yastayız" mesajı olduğu kadar kazanılan galibiyet sonrası sevinmeden sahayı terk etmek de 78 insanın ruhuna saygı mesajıdır
Türkiye'de her mevkideki sorumlu yöneticiler, başta TBMM'de görevli milletvekilleri el birliği ile işbirliği yaparak, bu kâbus dolu ortamdan çıkmanın yollarını aramalı, bulmalı ve çözüm üretmelidir. Türkiye 21. yüzyılı kaos ortamında sallanarak geçiremez.
Felaketler her zaman olacaktır. Yangınlar, seller, depremler, ev çökmeleri ve akla gelmez her türlü felaket, Türk halkını acıda birleştiren olaylardır. Bunlardan ders çıkaran halk, yöneticilerin sağduyulu tutumları ile aydınlık günlere ulaşmalıdır.
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |
|
||||||||||||
Koç 21 Mart - 20 Nisan
|
||||||||||||
|
||||||||||||
|
||||||||||||