Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik sıkıntı yüzünden ÖTV’ye, MTV’ye, KDV’ye zam üstüne zam yapıp halkı, esnafı, sanayiciyi perişan eden iktidara bir tüyo vereceğim.
Toplam yatak sayısı 250’yi aşan otellere de ekstra vergi getirin.
Bu yıl otellerin, tur operatörlerinin net kazancının yüzde 50’sini Hazine’ye gelir kaydedin.
Bir oteli olanı değil de, zincir otelleri olanların vergi oranlarını otel sayısına göre katlayın…
Bir sandalye, bir masa, bir de telefonla kurulup kısa sürede köşeyi dönen tur şirketlerine reklam desteği verdiyseniz faiziyle geri alın.
“Perişanız, battık, bittik” diyenlere inanmayın, hemen karşı atağa geçip şu soruyu sorun;
“Peki, bu otelleri nasıl satın aldınız?.. Bu lüks arabalar, yatlar, katlar, özel uçaklar kimin?”
Reklam desteği için Turizm Bakanı Mehmet Ersoy’u eleştirenlere, “Ersoy kadar başınıza taş düşsün” diyerek iktidara sevimli görünen tur operatörüne kıyak yapın, reklam parası aldıysa yarısını geri isteyin.
Otelci, acenteci ne kadar turizm patronu varsa, nasıl vatandaştan bir kereye mahsus Motorlu Taşıt Vergisi aldıysanız onların da özel uçaklarından bir kereye mahsus 100’er bin dolar alın…
Kararname çıkarın, o özel uçakların kaptan pilotları 10’ar bin dolar, hostesleri de 5’er bin dolar hazineye bağış yapsın.
Bakın, ticari uçak demiyorum, özel uçak diyorum…
Aslında bu da yetmez…
Bu turizmcilerin ne kadar yatı, katı varsa onların vergileri de en az ikiye katlansın, bir kereye mahsus da yat, kat başına seyyanen 50’şer bin dolar gayme yatırsınlar Maliye’ye...
Antalya Valiliği’nin verdiği rakamlara göre, madem turizmde, “Tüm zamanların rekorunu kırdık”, “1 Ocak-6 Temmuz arası 6 milyon 8 bin sayısını aştık” bu tatlı hayattan azıcıkta turizmciler fedakarlık yapsınlar.
Birkaç otel, bir de tur operatörü hariç, sektör olarak, istihdam dışında Antalya’ya kuruş faydaları yok.
Zaten çoğunun merkezi Antalya dışında...
Antalya’dan kazandıkları, ertesi gün Ankara, İstanbul veya Avrupa’daki banka hesaplarında...
Merkezi Antalya’da olanların da aslında onlardan bir farkları yok.
Antalya’nın sosyal hayatında, festivalinde, şenliğinde, iyi gününde, kötü gününde göremezsiniz onları…
Hayır dernekleri arar telefonlarına çıkmazlar, okul yapın derler geneli kulaklarının üzerine yatar.
Tolga Cömertoğlu hariç…
Yiğidi öldürüp hakkını vermek lazım.
Okulu, kreşi, depremi, seli, felaketi, ramazan paketi, iftarı, Antalyaspor’u, 07 Gençlik’i hep koşar durur…
Ama ya diğerleri…
İşleri güçleri, “Hep bana, rabbena”...
Turist gelmez ağlar…
Devlete, el avuç açarlar.
“Beyler, şimdi devlet zorda, sizin durum ise rakamlara bakarsak maşallah, hadi öyleyse pamuk eller cebe” dersin, arkalarına bakmadan kaçarlar.
Antalya’nın güzel doğasında avlanan turizmin bu aslanları, börtü böceğin ne yiyeceğini düşünmez, geyiği hamuduyla götürürler.
Böcek dedim de aklıma geldi.
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek için, şöyle kötü başkan, şehri böyle kötü yönetiyor diyorlar ya…
Tamam, yerden göğe haklı olabilirler ve bende sizin gibi düşünenlerden olabilirim ama adama da şu konuda hakkını teslim edelim.
2.5 milyonluk şehre yılda 25 milyon kişi girip çıkıyor.
Tam 10 katı…
Bunların çeri, çöpü, atığı, yolu, suyu, ulaşımı, kara sineği, sivrisineği ile uğraşmak kolay mı?..
Aylardır, “Gelin şu turizmden bize de pay verin” diyor Böcek, kimse gıkını çıkarmıyor.
Dedim ya turizmin aslanları geyiği hamuduyla götürme peşinde Böcek’in derdi dertleri değil…
Bir gün şu güzelim şehir ellerinden kayıp gidecek haberleri yok.
Çöplerini toplayacak bir belediye, turiste içirecek bir damla su bulamayacaklar.
Belki de bu belediyeler, bu halk, aynen İspanya’da, Portekiz’de, İtalya’da, olduğu gibi turiste, “Gelmeyin artık” restini çekecek.
Ey turizmin aslanları, gelin her sezon istiflediğiniz paraların bir kısmını belediyelerle, Antalya’da hayırlı işler yapan sivil toplum kuruluşlarıyla gönüllü olarak paylaşın.
Benim iktidara önerilerim sizi korkutmuş olabilir.
İster şaka yaptığımı düşünün, ister gerçekten söylediğimi…
Bakın, Rus turist yeteri kadar gelmiyor artık.
Seçim döneminde, yani Mayıs’ta, Ak Partililer, “Kemal Kılıçdaroğlu Rusya’ya kafa tuttu, onun için gelmiyorlar” dediler ama haziran rakamları daha kötü…
Özellikle lüks kategorisine giren otellerde Rus tatilcilerin rezervasyonları geçen yıla göre daha düşük.
Temmuz, Ağustos için durum böyle…
Eylül, Ekim için de iç açıcı bir durum görünmüyor.
Rus turist, Türkiye pahalı, Uzak Doğu ülkeleri veya Dubai, Mısır daha ucuz diye oralara kaçıyor.
Bizim ismi lazım değil AKTOB başkanımız ise daha yeni bir açıklama yapmış, önümüzdeki sene EURO bazında oda fiyatlarına yüzde 20-25 zam yapmalıyız diyor.
Yani, geleni de kaçıracak mübarek…
Tamam girdi maliyetleri, personel maaşları, sigorta primleri arttı ama bunu da katlayarak fiyatlara yansıtmak ne derece doğru?..
Sayın valim, bir çift lafım da size…
Verdiğiniz turist rakamlarına, Antalya ve çevre illerde ev alıp tatillerini evlerinde geçirmek için gelenler de dahil mi?..
Bakın bir evde birkaç Rus ailenin kaldığını da hesap edersek, bu verdiğiniz rakamlara sadece otellerde kalan turistler değil, evi olan yerleşik veya tatilci yabancılar da dahil demektir.
Konyaaltı’nda, Muratpaşa’da, Kemer’de, Kaş’ta, Kalkan’da, Alanya’da sokağa çıktığımızda görüyoruz ve sayıları da öyle az buz değil…
Turist sayısına sırf ‘Moral’ olsun diye evlerinde tatil yapmak için gelenleri de ekliyorsak, bu başımızı kuma gömmek gibi olur ki, kendimizi kandırırız.
Ey turizmin aslanları, bu işte, belediyesiyle, halkıyla, üreticisiyle hep beraber varsak ayakta durabiliriz.
Turizmde sürdürülebilirlik için taşın altına elinizi koymanın zamanı geldi de geçiyor.
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |